Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Zeytinyağı tüketimi artırılmalı…

Zeytinyağı tüketimi artırılmalı…

-Zeytinyağı tüketimi artırılmalı…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Üretici ülkeler içinde en az zeytinyağı tüketeni Türkiye”
-“Kişi başına zeytinyağı tüketimi Türkiye’de 2 litrede kalırken, Tunus, Portekiz, Lübnan ve Suriye’de 8, İtalya ve İspanya’da 14, Yunanistan’da 24 litreyi buluyor”
-“2012/2013 üretim sezonunda 201 bin tonla rekor seviyeye ulaşan ve 2013/2014 sezonunda 130 bin tona kadar gerileyen zeytinyağı üretimi, 2014 yılında yüzde 45,75 artışla 189 bin 481 tona yükseldi”
-“Pahalı bir gıda maddesi olması, Türkiye’de margarin ve ayçiçek yağı tüketim alışkanlığı bulunması ve tanıtım faaliyetlerinin yetersizliği tüketimin artmasını engelliyor”
-“Bitkisel yağ açığımızın kapatılması bakımından zeytinyağı devreye sokulmalı, iç tüketimin çeşitli tanıtım faaliyetleriyle daha da artırılması sağlanmalıdır”
-“Çiftçi üzerine düşeni yapıp, mevcut ağaç varlığını ve üretimi artırdı. Bunun karşılığında, çiftçinin maliyetlerini düşürecek her türlü tedbir alınmalıdır. İlaç, gübre, elektrik, sulama ve mazot fiyatları düşürülmeli, destekler artırılarak sürdürülmeli”

Ankara - 08.04.2015 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretimini artırdığımız zeytinyağını yeterince tüketemediğimizi belirterek, kişi başı zeytinyağı tüketimimiz başlıca üretici ülkeler arasında en alt düzeyde” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, ülkemizde geçmiş yıllara nazaran kişi başına tüketim 1 litre seviyesinden 2 litre seviyesine çıksa da yeterli olduğunu söylemenin mümkün olmadığını vurguladı. Zeytinyağı üreticisi ülkeler arasında en az zeytinyağının Türkiye’de tüketildiğine ve kişi başına zeytinyağı tüketiminin Yunanistan’da 24, İtalya ve İspanya’da 14, Tunus, Portekiz, Lübnan ve Suriye’de ise 8 litre olduğuna işaret etti.
Dünyada zeytin yetiştiriciliği yapılan alanın yaklaşık yüzde 98’i ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasındaki ülkelerde yapıldığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Dünyada yaklaşık, 103 milyon dekar alanda 20 milyon ton dane zeytin üretilmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2013 yılı verileriyle, zeytin üretiminin yüzde 38,6’sı İspanya, yüzde 14,4’ü İtalya, yüzde 9,8’i Yunanistan, yüzde 8,2’si Türkiye, yüzde 5,8’i Fas, yüzde 5,4’ü Tunus, yüzde 4,1’i Suriye’de yapılıyor. Son beş sezon ortalamasına göre dünya zeytinyağı üretimi yaklaşık 3 milyon tondur. Türkiye’de 2012/2013 üretim sezonunda 201 bin tonla rekor seviyeye ulaşan zeytinyağı üretimi, 2013/2014 sezonunda 130 bin tona kadar geriledi. Zeytinyağı üretimi 2014 yılında yüzde 45,75 artışla 189 bin 481 tona yükseldi.”
Türkiye’de Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde zeytin yetiştirildiğini, üretimin önemli bir bölümünün Ege Bölgesi’nde yapıldığını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“İzmir, Aydın, Muğla, Manisa, Balıkesir, Hatay, Mersin, Çanakkale, Bursa üretimde önde gelen illerimizdir. Bursa ilimizde üretilen zeytinin tamamı sofralıktır. Mersin ve Manisa illerimizde de sofralık zeytin üretimi ağırlıktadır. Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir, Çanakkale ve Hatay illerimizde gerçekleştirilen zeytin üretiminin yüzde 75’inden fazlası yağlıktır.
TÜİK verilerine göre ülkemizde yaklaşık 140,7 milyon meyve veren, 28,3 milyon meyve vermeyen olmak üzere toplam 169 milyon zeytin ağacı mevcuttur. 2014 yılı itibarıyla 438 bin tonu sofralık, 1 milyon 330 bin tonu yağlık olmak üzere toplam 1 milyon 768 bin ton üretim gerçekleştirilmiştir. Son yıllarda yeni zeytin fidanlarının dikimi ve üreticinin zeytin üretimine özendirilmesiyle birlikte, ağaç sayımızdaki artışa bağlı olarak, üretimde de artış meydana gelmiştir. Toplam zeytin üretiminin yıllar itibarıyla ortalama yüzde 30’unun sofralığa, yüzde 70’inin de yağlığa ayrıldığı görülmektedir.”
Dünyada zeytin yetiştiriciliği yapılan alanın yaklaşık yüzde 98’inin Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasındaki ülkelerde yapıldığını belirten Bayraktar, “dünya üretiminde Avrupa Birliği ülkelerinin payının yıllar itibarıyla yüzde 65-70 arasında değişiyor” dedi.

-“Beslenme ve sağlıkta zeytinyağı çok önemli”-

Binlerce yıldır üretimi yapılan ve kutsal kitaplarda adı geçen zeytinin sıkılması ile elde edilen zeytinyağı içerdiği antioksidanlar, karotenoidler, fenolik bileşikler ve vitaminler bakımından beslenme ve sağlık üzerindeki öneminin büyük olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Zeytinyağı, içerdiği bileşikler nedeniyle oksidasyonu engelleyerek kötü kolesterolü azalttığı ve iyi kolesterolü artırdığı bilimsel çalışmalarda vurgulanmaktadır. Ayrıca, doymamış yağ asitlerinin özellikle meme, kalın bağırsak ve prostat kanserlerinde azalmayla yol açtığı yapılan çalışmalarda belirtilmektedir. Yağlardan alınan enerjinin günlük kalori ihtiyacının yüzde 30’unu aşmaması ve bunun da yüzde 60-70’inin zeytinyağından sağlanacak şekilde beslenilmesi uzmanlarca önerilmektedir.
Zeytinyağı, öncelikle hiçbir kimyasal işleme tabi tutulmadan yenilebilen tek bitkisel yağ olup, sıkıldığı haliyle tüketilebilmesi nedeniyle adeta bir meyve suyu özelliği taşımaktadır. Sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin uzmanlar tarafından da dile getirilmesiyle gelir seviyesi yüksek olan ülkelerde zeytinyağı tüketimi giderek artmaktadır.”

-“Yağ açığının kapatılması için zeytinyağı devreye sokulmalı”-

Dünyada ve Türkiye’de insan sağlığına yönelik önemi her geçen gün biraz daha artan zeytinyağının tüketimini artırmak amacıyla yapılan çalışmaların olumlu sonuçlar verdiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Buna rağmen bu ürünün pahalı bir gıda maddesi olması, Türkiye’de margarin ve ayçiçek yağı tüketim alışkanlığı bulunması ve tanıtım faaliyetlerinin yetersizliği tüketiminin artmasını engelliyor. Türkiye’nin 2014 yılı itibarıyla yağlı tohum, ham yağ ve yağlı tohumların işlenmesi sonucu arta kalan küspelerin ithalatı için ödediği döviz miktarı 4,3 milyar dolar oldu.
Bitkisel yağ açığımızın kapatılması bakımından zeytinyağı devreye sokulmalı, iç tüketimin çeşitli tanıtım faaliyetleriyle daha da artırılması sağlanmalıdır.
Çiftçi üzerine düşeni yapıp, mevcut ağaç varlığını ve üretimi artırdı. Bunun karşılığında, çiftçinin maliyetlerini düşürecek her türlü tedbir alınmalıdır. İlaç, gübre, elektrik, sulama ve mazot fiyatları düşürülmeli, destekler artırılarak sürdürülmeli.”