Ülkemizde peynir üretimi ve taklit tağşiş sorunu
ANKARA- 11.12.2023- Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla
Ülkemizdeki peynir üretimi ve taklit tağşiş sorununa dikkat çekti.
“Peynirde taklit ve tağşişe müsaade edilmemesi gerekiyor”
“Peynir de çok
fazla çeşidin bulunması, taklit ve tağşiş yapmanın boyutlarını artırıyor”
vurgusu yapan Bayraktar, “Bu kadar fazla ürünün takibi ve denetlenmesi zor
olurken, son 2 yılda peynir fiyatlarında 4 kata varan artışların görülmesi
tüketicimizin alım gücünü azaltıyor” dedi. Bayraktar’ın basın açıklaması şöyle;
“Alım gücünün azalması merdiven altı diye tabir
edilen tağşişli peynir üretimini de tetikliyor.
Haksız kazanç sağlamak ve birim maliyetleri
düşürmek için peynir yapımında; süt yağı haricinde yağ kullanımı, koyun ve keçi
peynirlerine inek sütü karıştırılması, ürün yapısını sertleştirmek için nişasta
kullanımı, küf ve maya oluşumunu engellemek amacıyla izin verilen miktardan
fazla natamisin kullanımı gibi değişik yöntemlere başvuruluyor.
Özellikle piyasada tost peyniri, üçgen peynir ve
kahvaltılık peynir gibi eritme peynirler sorunu çok daha önemli hale getiriyor.
Bu peynirler birçok peynir çeşidinin süt tozu ve tereyağı bazlı süt ürünlerinin
ve homojenliği sağlayıcı kimyasal maddelerin karıştırılması ile yüksek
sıcaklıklarda işlenerek elde edildiği için tağşişe en açık ürünlerdir.
Ne yazık ki tüketicilerimizin bütün tağşiş ve
taklitleri fark etmesi de mümkün değildir. Halk sağlığını tehdit eden bu konuda
kontrol ve denetimlerin sıkılaştırılarak, taklit ve tağşişe yeltenenlere
müsaade edilmemesi gerekiyor. Tüketicilerimizin de ürünleri ambalajlı ve
etiketli, güvendikleri markalardan almaları yararlarına olacaktır.
Etiket bilgisi çok önemlidir ve tüketicilerin
etiket bilgisini dikkatli incelemesi gerekiyor.”
“Peynirde dünya üretiminde 9’uncu sırada olan ülkemizde 200’e yakın
peynir çeşidi bulunuyor”
“Dünyada yaklaşık 22 milyon ton peynir
üretiliyor ve 39,3 milyar dolarlık ihracat yapılıyor. Ülkemiz 723 bin ton
üretim ile dünyanın 9’uncu, Avrupa Birliği ülkeleri arasında 6’ncı sırada yer
alıyor.
Dünya peynir üretiminde ABD 6,4 milyon ton ile
ilk sırayı alırken, ABD’yi 2,5 milyon tonla Almanya, 1,7 milyon tonla Fransa,
1,2 milyon tonla İtalya, 1,1 milyon tonla Rusya, takip ediyor.
Türkiye gerçekleştirilen üretim ile dünyanın en
büyük peynir üreticilerindendir. Ülkemizin yöresel zenginliği peynirde çeşit
sayısını artırıyor. Üretimi yapılan peynir çeşidinin 200’e ulaştığı biliniyor.
Türkiye'de tüketimi en yaygın olan peynirler;
beyaz peynir, deri peyniri ve kaşar peyniri olmakla birlikte, yöresel peynirler
yönünden de ciddi bir çeşitlilik bulunuyor.”
“Ülkemizde üretilen peynirin sadece yüzde 6,2’si ihraç ediliyor”
“Ürettiğimiz 200 peynir türüne karşılık ihracatımız 203 milyon dolar”
“Peynir ihracatımız, 2022 yılında 203 milyon
dolar olarak gerçekleşti. Fakat ülkemiz dünya peynir ihracatında hak ettiği konumda
değildir.
Ülkemiz, Dünya peynir üretiminde 9. sırada yer
almasına rağmen ihracatta 25. sırada yer alıyor. 2022 yılında ürettiğimiz
toplam peynirin sadece yüzde 6,2’si ihraç edildi. 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde
ise peynir ihracatımız 156 milyon dolar oldu. Bu rakamlar oldukça düşüktür.
Almanya 6,2, Hollanda 5,4, İtalya 4,6 milyar
dolar ile dünyanın en büyük peynir ihracatçılarıdır. Peynir ihracatının hak
ettiğimiz değeri almamız ve ihracatta daha iyi seviyelere ulaşmamız gerekiyor. Türkiye yaklaşık 133 ülkeye peynir ihraç ediyor. Ancak
ihracatın yüzde 76,5’i sadece 10 ülkeye, yüzde 23,5’i ise 123 ülkeye yapılıyor.
Peynir ihracatında birim fiyatları diğer
ülkelere göre düşük kalıyor. Türkiye bir kilo peyniri 4,18 dolara ihraç
ederken, İtalya 2 kat, Fransa 1,4 kat, Hollanda ise 1,3 kat daha pahalıya
satıyor. Bu durum hedef pazarlara girmek kadar mevcut pazarlardaki payımızın da
artırılmasına yönelik çalışmaların artırılması gerektiğini gösteriyor”
“Peynirde markalaşma ve tanıtıma önem verilmesi gerekiyor”
“Ülkemizin çeşitli yörelerinde üretilen zengin
bir peynir kültürü bulunuyor. Her çeşit peynirimizin kendine özgü üretim
yöntemi, benzersiz bir lezzet profili var. Bu peynirlerden 40’ı coğrafi işaret
alarak tescillenmiş, 18’i için de tescil başvurusu yapılmıştır.
Ezine Peynirimiz ise Avrupa Birliği’nden coğrafi
işaret tescili alan ilk Türk Peyniri olmuştur. Ancak ülkemiz tüm bu zenginliğe
rağmen dünya peynir ihracatından binde 5 oranında pay alıyor. Bu durum
markalaşmanın ve tanıtımın ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Ülkemizdeki peynir çeşitlerinin her biri AB
tescili alabilecek kalitededir. Amacımız bu lezzetleri dünya tüketicisiyle
buluşturmak, Türk mutfağının vazgeçilmez bir parçası olan bu peynirleri bir
marka haline getirerek sınırlarımızın dışına çıkarmak olmalıdır.”
“Üretimdeki sorunlar çözülmeden, dış pazarlarda rekabet etmek mümkün
değildir”
“Üretimde
yaşanan sorunlar çözüme kavuşturulmadan dış pazarlarda rekabet etmek mümkün
değildir. Hedefimiz 200’e yakın çeşit peynirimizi dünya tüketicisiyle
buluşturmak olmalıdır. Önceliğimiz; yem başta olmak üzere girdilerdeki
fiyat artışlarına yönelik etkili tedbirler almak, üreticilerimize
sürdürülebilir gelir, tüketiciye ulaşılabilir fiyattan gıda sağlayacak
politikaları hayata geçirmek olmalıdır.
Çiğ süt
fiyatları değişen piyasa koşullarına göre güncellenmeli, süt üreticilerimiz
mağdur edilmemelidir. Ülkemizde üretilen sütün büyük bir kısmı,
çiftçilerimizi kırsalda tutan, küçük aile işletmeleri tarafından üretiliyor. Bu
sektörü ayakta tutan aile işletmeleridir. Bu işletmeler üretime küstürülmemeli,
ayakta kalması sağlanmalıdır.
Ülkemizde süt ürünlerinde tüketim alışkanlığı
kazandırmak için okul sütü programının tekrar hayata geçirilmesi, peynir gibi
süt ürünleriyle çeşitlendirilerek, sosyal yardımlarda peynire de yer verilmesi gerekiyor.
Peynir tüketiminin artırılması için üretim maliyetleri düşürülmeli, uygun
fiyatlı sağlıklı ürünlerin tüketici sofrasına ulaşması sağlanmalıdır.”