Kuru
Üzüm
-“Kuru
üzüm üreticisi açıklanan fiyatın revize edilmesini bekliyor”
2020-2021 sezonu verilerine göre
dünyadaki çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 20’sinin Türkiye’de üretildiğini
belirten Bayraktar, “Ülkemizi ABD, İran ve Çin izliyor. Türkiye'de özellikle
Ege Bölgesi'ndeki bağlarda üretilen çekirdeksiz üzümden elde edilen kuru
üzümler dünya çapında ünlüdür” dedi.
Dünya çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin
yaklaşık yüzde 75’inin ticarete konu olduğunu söyleyen Bayraktar, kalan
kısmının da üretici ülkelerin iç piyasalarında tüketildiğini ve çekirdeksiz
kuru üzüm tüketiminde ilk sırada ABD’nin yer aldığını açıkladı.
Ülkemizde toplam tarım alanlarının
yaklaşık yüzde 1,1’ini bağ alanlarının oluşturduğunu belirten Bayraktar,
”Yıldan yıla azalan bağ alanlarımız son 10 yılda 477 bin hektardan 401 bin
hektara düşerek yüzde 16 oranında azaldı. Türkiye’de en geniş alanda
yetiştiricilik yapılan bölge Ege’dir. Üretim alanı en büyük il ise Manisa’dır”
dedi. Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Sofralık ve kurutmalık üzümün yüzde
50’den fazlası Ege Bölgesi’nde üretiliyor. Manisa ili tek başına Türkiye
kurutmalık üzüm üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini karşılıyor. Türkiye’de 2020
yılında toplam 4 milyon dekar alanda 2,2 milyon ton sofralık, 1,5 milyon ton
kurutmalık, 456 bin ton şaraplık üzüm üretimi yapıldı.”
“Ülkemiz kuru üzüm dünya ticaret
hacminden yüzde 50’ye yakın bir pay alıyor” diyen Bayraktar, konuya ilişkin
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemiz kuru üzüm ihracatından son
yıllarda ortalama 490 milyon dolar civarında gelir elde ediyor. Türkiye
ihracatının yaklaşık yüzde 75’i Avrupa Birliği ülkelerine yapılırken,
İngiltere, Almanya ve Hollanda en çok ihracatın yapıldığı ülkelerdir.
Ülkemizde üretilen çekirdeksiz kuru
üzümün yaklaşık yüzde 85’i ihracat ürünü oluyor. Çekirdeksiz kuru üzüm
konusunda dünya ticaretinin yaklaşık yarısına sahip olan ülkemiz, yıllık
400-500 milyon dolar döviz gelirini bir tek bu üründen elde ediyor. İhracattan
elde edilen başarıdaki en büyük pay, yüksek kaliteli bu üzümü üreten
üreticilerimize aittir. Ancak, açıklanan 2021 fiyatlarının yerinde sayması
nedeniyle üreticimiz büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.”
Zirai don ve aşırı sıcaklar gibi yaşanan
doğal afetler nedeniyle bu yıl rekoltenin de düşük olduğuna dikkat çeken
Bayraktar, “Azalan rekolteye yüksek girdi fiyatları da eklenince üretim
maliyetleri önemli ölçüde arttı” dedi ve şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz yıla göre tarımsal girdi
fiyatlarında yüzde 80’lere hatta yüzde 100’lere varan artışlar oldu. Ayrıca
ağustos sonu itibariyle yıllık enflasyon ise yüzde 19,25 olarak açıklandı.
Bölgedeki odalarımızın yaptığı
hesaplamaya göre bu yıl kuru üzümün kilogram maliyeti 12 lira 50 kuruştur.
Ancak 7 Eylül 2021 tarihinde açıklanan fiyatlarla üreticilerimiz maliyet
fiyatına üzüm satmaya mecbur bırakıldı.
Odalarımız tarafından yapılan
açıklamalarda, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 9 numara kuru üzüm fiyatını kilo
başına 13 lira olarak ilan etmesinden sonra bölgede kilogramı 12 lira 50
kuruştan işlem gören 9 numara üzüm 12 liraya düştü.
Diğer taraftan, geçen yıl kilosu 12 lira
50 kuruş olan kuru üzüm fiyatının hangi kriterler esas alınarak, nasıl bir
hesaplamayla yüzde 4 arttırılarak 13 lira olarak belirlendiği üreticilerimiz
tarafından kesinlikle anlaşılmadı.
Gerek bölgedeki odalarımız gerekse
Birliğimiz belirlenen bu fiyatlarla üreticilerimizin mağduriyet yaşamasından
endişe etmektedir.”
Artan maliyetler, kur artışları ve
yaşanan doğal afetler nedeniyle zor şartlarda üretim yapan çiftçilerimizin
yeterli gelir elde ederek üretimine devam edebilmesi için açıklanan üzüm
fiyatının önemine bir kez daha vurgu yapan TZOB Genel Başkanı Bayraktar,
“Açıklanan fiyatlar üreticilerimizin beklentilerini karşılamadı ama üreticimiz
ümidini kaybetmedi” dedi. Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Üreticilerimizin yeterli gelir elde
edebilmesi için kuru üzüm fiyatının 16 lira 50 kuruş olarak revize edilmesi
gerekiyor. Üreticilerimiz biran evvel yenilenen fiyatların açıklanmasını
bekliyor. Geçtiğimiz yıla göre tarımsal girdi fiyatlarındaki aşırı artışların
yanında kuru üzüm alım fiyatı için yüzde 32 oranındaki artış talebinin,
yetkililerce makul olarak değerlendirileceğine inanıyoruz.
İhracat açısından önem arz eden
stratejik ürünümüz olan kuru üzümde fiyat istikrarının sağlanması gerekiyor.
Ülkemiz için ekonomik önemi büyük olan kuru üzümümüzün hak ettiği değeri
bulabilmesi, ihracatta bulunduğumuz yeri koruyabilmemiz ve Türk üzümünün
dünyada bilinen kaliteli üzüm imajının zedelenmemesi açısından da önemlidir.”