Fındık
TZOB
Genel Başkanı Bayraktar:
-“Ziraat Odaları
Birliği olarak fındıkta hep oyunu bozma mücadelesi verdik”
-“Eğer TMO’nun fındık
piyasasına girmesini sağlamasaydık bugün fındık fiyatları 10-15 liranın üzerine
çıkamazdı”
-“Karadeniz’den büyük
bir göç önlendi”
-“Birliğimizin
girişimleriyle kaldırılmasına karar verilen, üreticilerimiz için can suyu olan
alan bazlı desteklerin tekrar verilmesi sağlandı”
-“Serbest
piyasa fiyatları neden Toprak Mahsulleri Ofisi alım fiyatının altında?”
-“Toprak
Mahsulleri Ofisi 26 lira 50 kuruş fiyat açıkladı. Ancak serbest piyasaya
baktığımızda 23 lira ile 23 lira 50 kuruş gibi neredeyse maliyet fiyatına
alımlar yapılıyor. Bu durum tekelleşmeyi gösteriyor”
-“Rekabet
Kurumunu göreve çağırıyoruz”
-“Ferrero firmasının
baskılarına devlet millet işbirliğiyle dur demeliyiz”
-“Bu
yıl Türkiye fındık rekoltesi açıklanmadı”
-“İtalya’da
bu yıl fındık rekoltesi düşük ama biz fırsatı kaçırıyoruz!”
-“İki
milyar dolar civarındaki fındık pazarı, Türkiye’nin gerçek hakkı olan rakamın
altındadır. Fındıkta her yıl oynanan oyun karanlıktır, kirlidir, kötüdür.
Ancak, ülkemiz bunu bozacak güçtedir”
-“Toprak Mahsulleri Ofisi daha hızlı ve daha fazla alım yapmalı, alım merkezlerini artırmalı, çiftçimize ödemeleri peşin yapmaya gayret göstermelidir. Üreticilerimiz de fındıklarını Toprak Mahsulleri Ofisi’ne götürüp teslim etmeli ve piyasaya girişi azaltmalıdır. Emanete bırakılan fındıklar üreticimize büyük zarar vermektedir”
Ankara-
26.09.2021- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, fındıkta yaşanan son gelişmelere ilişkin açıklama
yaptı.
Hiç ithalat yapılmadan ülkemize 2 milyar
dolar getiren fındığın değerinin korunmasının milli bir görev olduğunu belirten
Bayraktar, “Fındık
ile ilgili kazanımları elde etmek için Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları
Birliği olarak büyük mücadeleler verdik. Bu kazanımları kaybetmeye niyetimiz
yoktur. Ülkemiz ve çiftçilerimiz için her türlü mücadeleye devam edeceğimizi de
herkesin bilmesini isterim” dedi.
Türkiye’nin dünya fındık üretiminin
yüzde 67’sini ve ihracatının yüzde 72’sini tek başına gerçekleştirdiğini
belirten Bayraktar, yaklaşık 500 bin üreticinin geçimini fındıktan sağladığını
da belirtti.
Bayraktar, son 5 yılda üretim alanı 705
bin hektardan yaklaşık yüzde 4 artışla 735 bin hektara çıkan fındığa ilişkin şu
bilgileri paylaştı:
“Fındık üretimi 2016-2020 döneminde
ortalama 610 bin tondur. Üretim var yılına ve yok yılına, doğal afetlere,
hastalık ve zararlı durumuna göre dalgalı bir seyir izliyor.
Ülkemiz dünya fındık üretiminde ilk
sırada yer almasına rağmen fındık tüketimimiz oldukça düşüktür. Yılda ortalama
110 bin ton fındık tüketiyoruz.
Karadeniz İhracatçı Birlikleri’nin 2020
yılı verilerine göre ülkemiz, 550 bin ton kabuklu fındık ihracatı yaparak 1,9
milyar dolar ihracat geliri elde etti.
TMO fındık alım fiyatlarını açıkladı ve
fındık pazara indi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da rekolte, fiyat,
piyasa oyunları ile fındığımızın ve ülkemizin itibarını zedelemeye çalışan
kesim faaliyete geçti.”
Türkiye
Ziraat Odaları Birliği’nin geçmiş dönemlerde lobilerle büyük mücadeleler
verdiğini hatırlatan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu
mücadeleler sonucunda TMO’nun fındık piyasasına girerek alım yapması sağlandı.
Bunu başaramasaydık bugün fındık fiyatları 10-15 liranın üzerine çıkamazdı.
Yine
2011 yılında kaldırılması planlanan alan bazlı gelir desteğinin devamı için
Birlik olarak girişimlerde bulunduk. İlgili bakanları ikna ettik ve
üreticilerimize can suyu olan bu destek ödenmeye devam etti. Çiftçimize
sağladığımız kazanımlarla aynı zamanda Karadeniz’den Batı’ya büyük bir göçü de
önlemiş olduk.”
Fındık rekoltesinin Tarım ve Orman
Bakanlığı koordinasyonunda; Tarım ve Orman İl, İlçe Müdürlükleri, Ziraat
Odaları, Üniversiteler, İhracatçı Birlikleri, Ticaret ve Sanayi Odaları,
Borsalar, TMO ve Fiskobirlik temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından
belirlendiğini hatırlatan Bayraktar, komisyonun yapmış olduğu çalışma sonucu
ülkemizin 2021 yılı tahmini fındık rekoltesinin 668 bin ton olarak belirlediğini
bildirdi. Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:
“Her yıl olduğu gibi bu yıl da fındıkla
ilgili yurtdışı menşeli bir kuruluş, görevi olmadığı halde mayıs ayı sonunda
ülkemizin 2021 yılı tahmini fındık üretimini 790 bin ton olarak açıkladı. Bu
davranışın art niyetli, spekülatif bir girişim olduğunu kamu ve özel sektördeki
fındıkla ilgili bütün paydaşların görmesini bekliyoruz.
Rekoltenin yurtdışındaki bazı kuruluşlar
tarafından yüksek gösterilmek istenmesinin asıl amacı, alım fiyatlarının düşük
açıklanması ve üreticinin emeğinin hiçe sayılması anlamına gelmektedir. Bu
duruma Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Ziraat Odaları hiçbir zaman sessiz
kalmamıştır ve kalmayacaktır.
Bakanlığımız fındık üreticimizin
mağduriyetine zemin oluşturan diğer kurum ve kuruluşların rekolte açıklamasına
asla müsaade etmemeli ve art niyetli açıklamaları Rekabet Kurumu vasıtasıyla yasal
olarak engellenmelidir.”
“Bu sene, yok yılı nedeniyle İtalya’da
fındık rekoltesi oldukça düşüktür” bilgisini paylaşan Bayraktar, “Uluslararası
kuruluşların tahminine göre İtalya’nın 2021-2022 sezonundaki üretimi neredeyse
yarı yarıya azalarak 160 bin tondan 70 bin tona düşecek. Bu durumu fırsata
çevirmemiz gerekirken, bizler herkesin adını artık ezberlediği yabancı firmanın
ve onun kendi içimizdeki taşeronlarının kurduğu oyunlar sayesinde bu fırsatı ne
yazık ki değerlendiremiyoruz” dedi. Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Şu günlerde de bir grup fındık
tekelcisi, fiyatları Avrupalı firma lehine ama üreticimizin aleyhine manipüle
etmeye devam ediyor.
En fazla üretim yapan ülke olarak dünya
fiyatlarının belirlenmesinde etkin rol almamız gerekirken, esasen fiyat
teşekkülü sürecinin çok ötesinde kalmaya mecbur ediliyoruz.
İki milyar dolar civarındaki fındık
pazarı, Türkiye’nin gerçek hakkı olan rakamın altındadır. Fındıkta her yıl oynanan
oyun karanlıktır, kirlidir, kötüdür. Ancak, ülkemiz bunu bozacak güçtedir.”
Bayraktar, “Fındık işiyle uğraşan
herkesin bildiği üzere, Türkiye’de üretilen fındığın neredeyse yüzde 60-70’ini
alan malum firmanın aslında yandaşı olan ‘tüccarlar’ bu yıl da alivre (açığa/önceden
satış) satış yaptılar. Şimdi de alivre fiyatının yükselmemesi için bütün meşru
ve gayri meşru yollara başvurup fiyatı TMO’nunkinden 2,5-3 lira aşağıda
veriyorlar. Bunun ticaret ahlakıyla bağdaşır bir tarafı yoktur. Bu konuda
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak Rekabet Kurumu nezdinde işin takipçisi
olduğumuzu başta üreticimiz olmak üzere herkesin bilmesini istiyoruz” dedi.
Ziraat Odalarımızın yaptığı çalışmalara
göre ülkemizde fındığın 2021 yılı kilogram maliyetinin ortalama 23 lira olarak
belirlendiğini belirten Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:
“TMO henüz alım fiyatını açıklamadan,
ülkemizdeki yabancı menşeili firmanın destekçileri ve paydaşları ‘Türk
fındığının dünyadaki gücünün korunması, ihracatın artırılması için 25 lira
fiyat açıklanması gerektiği’ yönünde, tamamen yüksek kâr elde etme hırsına
yönelik basına demeçler verdi.
TMO 26 lira 50 kuruş alım fiyatı açıkladı.
Ancak serbest piyasaya baktığımızda 23 lira ile 23 lira 50 kuruş gibi neredeyse
maliyet fiyatına alımlar yapılıyor. Bu durum tekelleşmeyi gösteriyor.”
Yabancı bir firmanın yatırım yapma
bahanesiyle ülkemize geldiğini ve fabrika kurup, üretim yaptığını belirten
Bayraktar, “Bu yatırımcı görevi olmaksızın piyasaya müdahale etme gereği de duyuyor”
dedi. Bayraktar açıklamasına şöyle devam etti:
“Kendine kartel yapı oluşturuyor,
kendisi ile iş birliği yapan tüccardan fındık alıyor, işbirliği yapmayanı
kendince cezalandırarak piyasadan çekilmelerini sağlıyor.
Bölgedeki odalarımızdan gelen bilgilere
göre; üreticimizden TMO fiyatına ürün alan adil ve dürüst fındık tüccarımız, bu
yabancı firma paydaşları tarafından fındıklarının ihracatçılar tarafından alınmayacak
diye tehdit edilmesi suretiyle sadece üreticiyi değil tüccarı da mağdur ediyor.
Bu durum apaçık tekelciliktir.
Fındık fiyatlarını düşürmek için malum
firmanın işbirlikçisi olan bazı büyük tüccar ve manavların sezon başında 25 liradan
fındık sattıkları, şimdi de stoklarını tamamlamak adına piyasadan 23 liraya fındık
aldıkları konuşulmaktadır.
Bir zamanlar yurtdışı için yapılan
alivre bağlantılar artık günümüzde yurt içinde malum firmanın destekçileri
tarafından yapılıyor. Ancak, ülkemiz hiçbir zaman müstemleke olmamıştır, buna
yeltenenlere de günü geldiğinde diyetini ödetmiştir. Yerli ve yabancı, ülkemizde
her kim fındık işiyle uğraşıyorsa bu gerçeği asla unutmamalıdır.
Buradan Rekabet Kurumu’na sesleniyoruz
ve kendilerini göreve davet ediyoruz. Piyasayı üreticilerimizin aleyhine,
tamamen kendi istekleri yönünde şekillendirmeye çalışanlar hakkında gereği
yapılmalıdır.”
Fındığın değerini korunmanın milli bir görev olduğunu
belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Bayraktar, Ferrero
firmasının piyasaya yaptığı baskılara dur denmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Hiç ithalat yapmadan ülkemize 2 milyar dolar gelir getiren
böyle bir ürünün değerini korumak milli bir görevdir. Fındık ile ilgili
kazanımları elde etmek için Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği
olarak büyük mücadeleler verdik. Bu kazanımları kaybetmeye niyetimiz yoktur.
Ülkemiz ve çiftçilerimiz için her türlü mücadeleye devam edeceğimizi de
herkesin bilmesini isterim.
Kaldı ki bu Ferrero firmasının piyasaya yaptığı baskılardan
sadece çiftçilerimiz değil yerli tüccarlarımız, sanayicilerimiz ve hatta bazı
ihracatçıların da rahatsız olduklarını duyuyoruz. Piyasadan fındık almaya
korkar hale gelmişlerdir. Ziraat Odalarının dışında Ticaret ve Sanayi Odaları,
Ticaret Borsaları da bu tekelci firmanın piyasaya verdiği sıkıntıları dile
getirmeye başlamışlardır. Onlarda bu firmanın fındık alım ruhsatı iptali için
Rekabet Kurulu’na başvurmaya hazırlanıyorlar.
Ferrero firması, dünyada en büyük üretici olan ülkemizin
milli ürünü olan fındığını alıp satarak dünyanın en zengin firmaları arasında
yerini almıştır. Bu zenginlikten bu ürünün sahibi olan ülkemiz ve çiftçilerimiz
yeterli pay alabildi mi? Eğer Ziraat Odalarının mücadelesi olmazsa ve TMO alım
yapmazsa üreticimizi perişan edecekler. Yine söylüyorum. Bu tekelci zihniyetle
mücadelemiz yılmadan ve bıkmadan devam edecektir.
Ferrero firmasının tekelci uygulamalarına karşı hem
üreticimizi hem de üreticimizden fındık alıp bu firmaya satamayan, baskı gören
tüccar ve manavımızı da bu baskıdan kurtarmak zorundayız. Bu süreçte bu baskıyı
kırmak ve piyasadaki bu bunalımdan kurtulmak için hem üreticimizden,
tüccarımızdan, manavımızdan hem de TMO’ndan daha kararlı çaba göstermelerini
bekliyoruz.
TMO
daha hızlı ve daha fazla alım yapmalı, alım merkezlerini artırmalı, çiftçimize
ödemeleri peşin yapmaya gayret göstermelidir. Üreticilerimiz de fındıklarını TMO’ya
götürüp teslim etmeli ve piyasaya girişi azaltmalıdır. Emanete
bırakılan fındıklar üreticimize büyük zarar vermektedir.
Ayrıca Rekabet Kurulu tekel oluşturup rekabeti önleyen
üreticiyi ve yerli tüccarı mağdur eden bu zihniyete dur demelidir. Ancak devlet
millet işbirliğiyle bu tekelci firmanın uygulamalarının önüne geçebiliriz.”
Ülkemizin 15 yıllık fındık ihracat
gelirinin ortalama 1,8 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ve sadece dört yıl 2
milyar doların üzerinde gelir elde edildiğini belirten Bayraktar, yapılan
çalışmaların artırılması gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti:
“Piyasada fiyatları düşürmek için yapılan
çalışmaları fındık ihracatını daha fazla arttırmaya yönlendirelim. Bu şekilde
yapılacak çalışmalarla firmalarımız, üreticilerimiz ve ülkemiz kazanır.
Yerli firmalarımızı ve yatırımcılarımızı
fındıkta katma değeri yüksek ürünleri üretmeye ve yeni yatırımlar yapmaya davet
ediyoruz. Ülkemizin gıda sanayiindeki tecrübesi ve altyapısı fındığı her türlü işleyip
dünyaya sunabilecek düzeydedir. Sadece birkaç inanmış ve cesur yatırımcımızın
elini taşın altına sokması fındık ticaretimize çok geniş ufuklar
kazandıracaktır. Bizler üretici, tüketici, ihracatçı, yatırımcı firmalarımız
olmak üzere herkes kazansın istiyoruz.
Fındık işinden rızkını temin eden ve pek
çok insanımıza da geçim kapısı olan üreticimizden manavımıza, gerçek yerli
ihracatçımızdan sanayicimize kadar bütün kesimler daha güçlü olursa, el ele
verirse, fındık ticaretinde istismara yeltenenlerin cesareti kırılacak, kirli
düzenleri bozulacaktır.”