Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“1 milyar doların üzerinde ihracat yapılan
narenciyede, diğer üretici ülkelerle rekabet
edebilmemiz için maliyetlerin düşürülmesi
gerekir”
-“2007-2011 döneminde ikiye katlanan ihracat,
marka oluşturularak, yeni pazarlar bulunarak
daha da artırılabilir”
-“İhracat iadeleri sezon öncesinde açıklanmalıdır”
-“Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketim artırılmalıdır”
-“Üreticinin kayba uğramaması bakımından
depolamaya özel önem verilmeli”
-“Bu yıl üretimde meydana gelen düşüşte,
geçen yıl meydana gelen dolu nedeniyle
ağaçların zarar görmesi etkili oldu”
Ankara – 02.12.2012 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 milyar doların üzerinde ihracat yapılan narenciyede, diğer üretici ülkelerle rekabet edilebilmesi için maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini bildirdi.
Bayraktar, “2007-2011 döneminde ikiye katlanarak 514,7 milyon dolardan 1 milyar 70,4 milyon dolara yükselen ihracat, marka oluşturularak, yeni pazarlar bulunarak daha da artırılabilir” dedi.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2011 yılında 3 milyon 613 bin 766 ton olan narenciye üretiminin, Türkiye İstatistik Kurumu’nun tahminlerine göre, bu yıl yüzde 4,44 azılışla 3 milyon 453 bin 385 bin tona ineceğini belirtti. Üretimde meydana gelen bu düşüşte geçen yıl meydana gelen dolu nedeniyle ağaçların zarar görmesi etkili olduğunu vurgulayan Bayraktar, Mersin ilinde Kasım ayının başında meydana gelen aşırı yağışların ürünleri olumsuz etkilediğini ve rekoltenin tahmin edilenin altında olacağının beklendiği bilgisini verdi.
-“Erdemli’de aşırı yağış çürümeye neden oldu”-
Bayraktar, özellikle limon üretiminde önde gelen Erdemli ilçesinde meydana gelen aşırı yağışların daldaki üründe çürümeye neden olduğunu bunun rekoltede düşüşe yol açtığını belirterek, “Dolu, don, yağış, kuraklık gibi iklim faktörlerinde meydana gelen değişimden en fazla etkilenen kesim üreticilerimiz olmaktadır” dedi.
Narenciye üretiminde Akdeniz ve Ege bölgelerinin öne çıktığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Narenciye taze tüketimin yanında meyve suyu, konsantre, reçel, marmelat olarak kullanılabildiği gibi kabuklarından da esans elde edilebilmektedir. Narenciye, içerdiği organik asitler ve vitaminler (C ve B) bakımından beslenmedeki önemi büyük olup, vücutta toksinlerin atılmasında önemli rol oynadığı söylenmektedir. Narenciyenin gribal enfeksiyonlara dayanıklılık sağlamada, kalbi kuvvetlendirmede, kan damarlarını ve kılcal damarları güçlendirmede, kanı temizlemede, sinirleri yatıştırarak bedeni ve zihni yorgunlukların giderilmesinde, diş etlerini güçlendirmede oldukça faydalı olduğu öne sürülmektedir. Özellikle kış mevsimine girmeye başladığımız bugünlerde vücut direncinin artırılmasına katkı sağlayan önemli bir ürünümüzdür.
Narenciye üretimi, bölgelere göre dağılımına baktığımızda üretimin yüzde 85,3’ü başta Mersin, Adana, Antalya, Hatay illerimiz olmak üzere Akdeniz Bölgemizde gerçekleşmiştir. Bu bölgemizi yüzde 13,7’lik payla Ege Bölgemiz izlemektedir. Ege Bölgemizde ise Muğla, İzmir ve Aydın narenciye üretiminde öne çıkan illerimizdir. Balıkesir, Çanakkale, Rize, Artvin gibi illerimizin olduğu Marmara ve Karadeniz bölgelerimizin üretimdeki payı ise yüzde 1 düzeyindedir.”
-Yaş sebze meyve dış ticaretin yüzde 46’sı narenciye-
Ülke narenciye üretiminin ihtiyacı karşıladığı gibi, yaş sebze meyve dış ticaretinin yüzde 46’sını da oluşturduğunu bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Narenciye, dış ticaretimizden elde edilen 1 milyar 70 milyon 428 bin dolar gelirle ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır.
Narenciye de diğer meyve türlerinde olduğu gibi taze ve endüstriyel iç tüketimden arta kalan, dış satım kalitesinde olan kısmı çeşitli ülkelere ihraç edilmektedir. 2011 yılı verilerine göre toplam narenciye üretimimizin yüzde 41’i ihraç edilmiştir.
Bu artışta gıda güvenilirliğini sağlamaya yönelik izlenebilir bir üretimin gerçekleştirilmesinin yanı sıra Narenciye Tanıtım Grubu’nun çalışmaları etkili olmuştur. Türler bazında ele aldığımızda toplam 1 milyon 479 bin 231 ton olan narenciye ihracatımızın yüzde 33’ünü limon, yüzde 32,1’ini mandalina, yüzde 25,5’ini portakal, yüzde 10,7’sini de greyfurt oluşturmaktadır.
Narenciye ihracatımızın ülkelere göre dağılımına baktığımızda, toplam ihracatımızın yüzde 32’si Rusya’ya yapılmaktadır. Bu ülkeyi yüzde 19’luk payla Irak, yüzde 12’lik payla Ukrayna, yüzde 7’lik payla Suudi Arabistan izlemektedir. Verilerden de görüldüğü üzere narenciyede en önemli pazarımız Rusya’dır.”
Bu sezon narenciye rekoltesinde düşüş beklendiğini bildiren Bayraktar, “Doğa koşullarına bağlı olarak üretim yapma zorunluluğu bulunan üreticilerimiz, artan girdi fiyatları karşısında da çaresiz kalmaktadır” dedi.
-Yapılması gerekenler-
Üretim maliyetlerinin yüksekliğinin narenciye üreticileri için de geçerli olduğunu, diğer üretici ülkelerle rekabet edilebilmesi için maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bugün gelinen noktada uluslararası arenada var olmak her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Ülkemizin 2011 yılı itibarıyla narenciyeden elde ettiği ihracat geliri 1 milyar 70 milyon doları aşmıştır. Elde ettiği ihracat geliriyle ve üretim miktarıyla ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunan bu üretim dalından, gereği gibi istifade edilebilmesi bakımından,
Üretimden pazarlamaya kadar olan bütün aşamalarda eğitim ve yayım faaliyetlerine gereken önem verilmeli,
Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketim artırılmalı,
Dış pazarda rekabet gücücümüz artırılmalı, üreticilerimizin rekabet edebilmesi için maliyetler düşürülmeli,
Gübre, mazot gibi üretim girdilerinin desteklenmesinin yanı sıra, ilaçlama, depolama, ambalajlama, nakliye gibi unsurlar da mutlak surette desteklenmeli, girdilerdeki KDV oranları indirilmeli,
Ürün ve kalite kaybı olmaksızın daha uzun sürede ürün arzının sağlanması, üreticinin kayba uğramaması bakımından depolamaya özel önem verilmeli, soğuk hava depoları artırılmalı,
Üreticilerimizin pazarlama problemlerinin çözümü bakımından, üretici birlikleri finansman bakımından güçlendirilerek daha aktif hale gelmeleri sağlanmalı,
Marka oluşturulmalı, yeni pazarlar bulunarak ihracat artırılmalı,
Bu üretim dalından menfaat elde eden tüm taraflar arasında işbirliği ve koordinasyon sağlanmalı,
İhracat iadeleri sezon öncesinde açıklanmalıdır.”