Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > TZOB’dan Ramazan öncesi basın toplantısı

TZOB’dan Ramazan öncesi basın toplantısı

-TZOB’dan Ramazan öncesi basın toplantısı
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“ Ramazan öncesinde gıda ürünlerinde talep artışının
olması normaldir. Bu talep artışı kısa süreli olup, artan
talebi karşılayacak gıda, fazlasıyla mevcuttur”
-“Üretimde problem yok. Perakendeye bakılmalı. Ramazan
fırsatçılığı yapılmasın”
-“Halkımızın mağdur edilmemesi için spekülatörlere fırsat
verilmemeli, piyasaların canlanması için Ramazanı dört
gözle bekleyen esnaf zan altında bırakılmamalıdır”
-“Halkımızın ağız tadını bozmayalım. Milletçe huzurlu bir
Ramazan geçirelim”
-“Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak fırsatçılık yapanları
sıkı bir şekilde takip edip, kamuoyunun bilgisine sunacağız”
-“Bazı meyve ve sebze ürünlerinde fiyat artışlarının temel
sebebi, sera ürünlerinden tarla ürünlerine geçiş dönemi
olmasıdır. Önümüzdeki günlerde tarla ürünlerinde hasat
edilen ürün miktarının artmasıyla birlikte, özellikle yaş
sebze ve meyve fiyatlarında düşüş bekliyoruz”
-“Bu sene fındık yeterli değildir. Hatta sıcaklar böyle giderse
bu rekoltenin daha aşağı düşme ihtimali vardır. Düşük fiyatla
dış piyasalara alivre satış yapanların zarar edeceği de ortadadır.
Fındık fiyatları yükselecektir”

Ankara – 04.07.2013 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan öncesinde gıda ürünlerinde talep artışı olmasının normal olduğunu bildirerek, “Bu talep artışı kısa süreli olup, artan talebi karşılayacak gıda, fazlasıyla mevcuttur. Üretimde problem yok. Perakendeye bakılmalı. Burada dikkat edilmesi gereken husus, talep artışının fırsatçılığa dönüştürülmemesidir. Ramazan fırsatçılığı yapılmasın” dedi.
Bayraktar, “Halkımızın mağdur edilmemesi için spekülatörlere fırsat verilmemeli, piyasaların canlanması için Ramazanı dört gözle bekleyen esnaf zan altında bırakılmamalıdır. Halkımızın ağız tadını bozmayalım. Milletçe huzurlu bir Ramazan geçirelim” diye konuştu.
Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Ramazan’a sayılı günler kala, bütün tarafların konuştuğunu, şimdi söz sırasının üreticiye yani kendilerine geldiğini bildirdi.
Üreticinin temsilcisi Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, 2007 yılından bu yana her Ramazan ayı öncesinde, gıda tüketiminin artmasından dolayı fiyatların spekülatif yönde yükseltilmesini önlemek için yürüttükleri çalışmaları ve bu yöndeki uyarıları bu yıl da devam ettirdiklerini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Hepinizin yakından bildiği gibi, dünya nüfusundaki hızlı yükseliş ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi, gıda maddelerine duyulan ihtiyacı inanılmaz boyutlarda artırmıştır. Artık günümüz koşullarında gıdaya erişim gittikçe zor ve pahalı hale gelmiştir. 1800 yılında 1 milyar olan, 2011 yılında 7 milyarı aşan dünya nüfusunun, 2050 yılında 9,6 milyarı bulacağı tahmin edilmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yapılan araştırmalar; beslenme alışkanlıkları değişen ve tüketim eğilimi artan dünya nüfusunun beslenebilmesi için bugün üretilen gıda miktarının 2050 yılına kadar yüzde 60 artırılması gerekeceğini göstermektedir.
Nüfus artışının yanı sıra, toprak, su ve diğer doğal kaynakların sınırlı olması, küresel ısınmadan dolayı iklimde görülen anormalliklerin zaman zaman tarım ürünlerini etkilemesi, tarımdaki arz talep dengesini, talep lehine bozmaktadır. Bazı ülkelerdeki gelir artışlarından dolayı tüketim alışkanlıklarının değişmesi, yüksek enerji fiyatları sebebiyle biyoyakıtlara olan ilginin artması da tarım ürünlerine talebi artırmaktadır. Arzın, iklimde meydana gelen olumsuzluklar ve tarımsal alanların sınırlarına ulaşılması nedeniyle, hızla artan talebi karşılaması çok kolay görülmemektedir. Bundan dolayı bugün gelinen noktada öne çıkan tarım sektörü, gelecekte de her zamankinden daha çok önem kazanacaktır.
Gelişmiş ülkelerin gıdayla ilgili sorunları asgari düzeydedir. Her şeyden önce hemen hepsi, çok ileri teknoloji kullanmaları ve örgütlü, planlı tarım yapmaları nedeniyle tarımda da ileri ülkelerdir. Fakat, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin gıda açığı önemli boyuttadır. Dünyada, 2012 yılı FAO verilerine göre, 868 milyon kişi açlık çekmektedir. Düşük gelirli ülkelerin, gelişmiş ülkeler gibi gıda açıkları olması durumunda ithalat yapmaları da, yükselen gıda fiyatları nedeniyle çok mümkün görülmemektedir.
Artık şu tespiti yapmak kesiklikle mümkündür: Bundan sonra tarıma yatırım yapan ve tarımın sorunlarını çözen ülkeler, kazanan ülkeler olacaktır.”

-“Tarımsal üretim oldukça meşakkatli”-
Bilindiği üzere tarımsal üretimin oldukça meşakkatli olduğunu, üretimin bir garantisi olmadığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Tarımsal faaliyet içinde gereken her şey yapılsa, tüm uygulamalar eksiksiz yerine getirilse dahi, iklimsel faktörler elinizi kolunu bağlamakta, üretim her zaman risk altında bulunmaktadır. Tarımsal üretimde yaşanan bir değişim doğrudan gıda fiyatlarına yansımaktadır.
Ülkemizde de vatandaşlarımız gelirlerinin önemli bir kısmını gıdaya ayırmaktadır. Bu durum, dar gelirli vatandaşlarımızda çok daha fazla bir orandadır. Gıda fiyatlarında yaşanan değişimler, dar gelirliler başta olmak üzere, üreticiden tüketiciye, geniş toplum kesimini büyük ölçüde etkilemektedir.
Basında, Ramazan ayı öncesinde gıda ürünlerine olan talep artışı nedeniyle özellikle et fiyatlarında artış yaşanacağı yönünde birtakım haberler yer almaya başlamıştır. Ramazan öncesinde gıda ürünlerinde talep artışının olması normaldir. Bu talep artışı kısa süreli olup, artan talebi karşılayacak gıda, fazlasıyla mevcuttur. Üretimde problem yok. Perakendeye bakılmalı. Burada dikkat edilmesi gereken husus, talep artışının fırsatçılığa dönüştürülmemesidir. “Ramazan fırsatçılığı yapılmasın”, diyoruz. “Halkımızın mağdur edilmemesi için spekülatörlere fırsat verilmemeli, piyasaların canlanması için Ramazanı dört gözle bekleyen esnaf zan altında bırakılmamalıdır”, diyoruz. Halkımızın ağız tadını bozmayalım. Milletçe huzurlu bir Ramazan geçirelim.”

-“Fırsatçılık yapanları kamuoyunun bilgisine sunacağız”-
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak fırsatçılık yapanları sıkı bir şekilde takip edip, kamuoyunun bilgisine sunacaklarını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Mehdi Eker’in basında yer alan açıklamalarında, Et ve Süt Kurumu ürünlerinden kıymada yüzde 4, kuşbaşı ette yüzde 2,2 indirim olacağını bildirmiştir. Yeni düzenlemeyle kıymanın kilogramı 28 Haziran 2013’ten geçerli olmak üzere yüzde 4 indirimle 17,75 liraya, kuşbaşının kilogramı ise yüzde 2,2 indirimle 22,50 liraya indirilmiş ve satışa sunulmuştur.
Üreticiden tüketiciye olan zincirde bazı dernekler gıda ürünlerinin temini ve piyasaya arzında sıkıntı yaşanmayacağını belirtmişler; Ramazanda bir artış beklemediklerini ifade etmişlerdir.
Bütün bu uygulama ve açıklamaları vatandaşlarımızın ve üreticilerimizin lehine görüyor, fevkalade önemli buluyor ve destekliyoruz.
2007 yılından bu yana, her Ramazan öncesinde yaptığımız açıklamalarımızın amacı ise, fiyat artışlarının üreticilerimizden mi, yoksa aracı veya perakendecilerden mi kaynaklandığı konusunda doğru bilgiler sunmak, tüketicinin ödediği fiyattan üreticilerimizin ne derece yararlanabildiğini ortaya koymak, olası spekülatif fiyat artışlarını önlemektir.
Bazı meyve ve sebze ürünlerinde mevsimsel şartlar yüzünden fiyat artışları olması normaldir. Bunun çeşitli nedenleri bulunmakla birlikte, temel sebep, sera ürünlerinden tarla ürünlerine geçiş dönemi olmasıdır. Bu durumun geçici olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü, tarımda üretici fiyatlarında geçen yılın aynı dönemine göre düşüş vardır. Tarla ürünlerinde üretim artışı bekliyoruz. Bu yıl da hiç kuşkusuz tarla ürünlerine geçişle birlikte meyve sebzede ucuzluk başlayacaktır.”

-Fiyatı artışlarının nedeni-
Fiyatı artan ürünlere baktıklarında, domatesteki fiyat artışının, üretimde geçiş dönemi olması nedeniyle arzdaki daralmadan kaynaklandığını anlatan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Antalya bölgesinde, özellikle seralarda Mayıs ayında meydana gelen sıcaklıklar nedeniyle domatesin hızlı olgunlaştığı, aşırı sıcaklıklar nedeniyle çiçeklerde de bir miktar döküm yaşandığı, bu nedenle sera sezonunun geçen yıla göre 10-15 gün daha erken kapandığı görülmüştür. Mersin’de ise seralarda hızlı olgunlaşma nedeniyle sezonun erken kapandığı, açıkta yetiştiricilikte de yağışlar ve toprağın tam ısınmaması nedeniyle dikimin geciktiği saptanmıştır.
Seralarda sezonun geçen yıla göre erken kapanması, tarla ürünlerinin ise yeni yeni piyasaya çıkmaya başlaması, geçiş döneminin etkisinin piyasalarda daha derin yaşanmasına yol açmış, domates fiyatları 4 liraya dayanmıştır. Tarla ürünlerinin tam olarak piyasaya arzıyla birlikte, önümüzdeki günlerde, domates fiyatlarının düşmesi beklenmektedir. Sivri biberde de benzer bir durum söz konusudur.
Ancak, domates ve diğer yaş meyve sebzede, tarla ürünlerinde hasadın artmasıyla birlikte, son birkaç gündür fiyat düşüşleri de başlamıştır.
Patateste görülen fiyat artışı da arzdaki daralmadan kaynaklanmaktadır. Geçen sezon yaşanan pazarlama problemleri nedeniyle fiyatı çok düşen patatesin bu yıl az ekilmesiyle patates ekim alanlarında bir miktar daralma yaşanmıştır. Rekoltede düşüş beklenmektedir. Patates rekoltesindeki düşüşün yanı sıra içinde bulunduğumuz dönemde yazlık patates çeşitlerinin hasadı devam etmektedir. Piyasada yer alan patatesler yazlık çeşitlerdir. Bu durum doğal olarak patates fiyatlarına yansımıştır.
Görüldüğü üzere, planlama ve pazarlamada yaşanan sıkıntı sadece üreticilerimizi değil, tüketicilerimizi de derinden etkilemektedir.
Kuru soğanda kışlık ürünlerin hasadı henüz başlamamış, arzın yazlık çeşitlerden sağlanması fiyat artışında etkili olmuştur.
Kırmızı mercimekte geçen aya göre görülen fiyat artışı üretimin yoğun olarak yapıldığı Güneydoğu Anadolu Bölgemizde üretim döneminde yeterli yağışın olmamasının yanı sıra, hasat dönemine yakın gerçekleşen aşırı yağışlar ürün kaybına yol açarak, rekoltede düşüşe neden olmuştur.
Yumurta ve dana etinde yem maliyetlerindeki artış fiyatlara yansımıştır.
Market ve üretici fiyatlarında, bu yıl ve geçen yıl Ramazan ayı öncesi fiyatlarını karşılaştırdığımızda, fiyatı en çok artan 6 ürün domates, patates, kuru soğan, sivri biber, havuç ve marul olmuştur.
Fiyatı düşen ürün maketlerde limon, maydanoz, nohut ve kuzu eti; üreticide ise kuzu eti, nohut, kiraz, limon ve salatalıktır.
Bu yıl ve geçen yıl Ramazan ayı öncesi fiyatlarını karşılaştırdığımızda, market fiyatlarında 4 üründe azalma, 34 üründe ise fiyat artışı olmuştur.
Markette limonda yüzde 12,39, maydanozda yüzde 10,43, nohutta yüzde 3,05, kuzu etinde yüzde 0,17 fiyat düşüşü görülmüştür.
Buna karşılık, domates fiyatlarında yüzde 134,55, patateste yüzde 122,1, kuru soğanda yüzde 63,73 artış vardır. Fiyat artışları, sivri biberde yüzde 37,3, havuçta yüzde 34,63, marulda yüzde 34,07, karpuzda yüzde 29,22, yeşil soğanda yüzde 28,72, kavunda yüzde 27,28, şeftalide yüzde 26,69, elmada yüzde 23,96, zeytinyağında yüzde 23,31, tavuk etinde yüzde 23,25, sütte yüzde 23,03’ü bulmuştur. Markette, yine kuru incirde yüzde 18,52, kabakta yüzde 16,67, kırmızı mercimekte yüzde 15,28, yumurtada yüzde 12,78, kuru üzümde yüzde 12,73 artış görülmüştür. Artış, kuru kayısıda yüzde 8,24, dana etinde yüzde 7,39, toz şekerde yüzde 6,98, pirinçte yüzde 6,59, mısırözü yağında yüzde 4,98, Antep fıstığında yüzde 4,90, kirazda yüzde 3,75, yeşil fasulyede yüzde 3,52, kuru fasulyede yüzde 3,45, ayçiçeği yağında yüzde 2,47, fındıkta yüzde 2,36, patlıcanda yüzde 2,22, yeşil mercimekte yüzde 2,18, zeytinde yüzde 1,93, salatalıkta yüzde 1,92 olmuştur.
Bu yıl ve geçen yıl Ramazan ayı öncesi fiyatlarını karşılaştırdığımızda, üretici fiyatlarında, 4 üründe fiyat değişimi olmazken, 5 üründe azalma, 25 üründe ise fiyat artışı olmuştur.
Maydanoz, kuru kayısı, kuru üzüm ve kuru incirde fiyat değişimi meydana gelmemiştir.
Üreticide kuzu etinde yüzde 11,38, nohutta yüzde 6,52, kirazda yüzde 5,17, limonda yüzde 1,92, salatalıkta yüzde 1,20 fiyat düşüşü görülmüştür.
Buna karşılık, patateste yüzde 176,67, sivri biberde 163,16, domateste 123,64 fiyat artışı vardır. Fiyat artışı havuçta yüzde 81,82, marulda yüzde 68,18, kuru soğanda yüzde 61,22, yeşil fasulyede yüzde 53,67’e ulaşmıştır. Şeftalide yüzde 48,29, karpuzda yüzde 45, kavunda yüzde 38,46, yeşil soğanda yüzde 36,39, zeytinde yüzde 33,33, kabakta yüzde 31,58, yeşil mercimekte yüzde 31,36, kırmızı mercimekte yüzde 30, kuru fasulyede yüzde 27,78, pirinç ve zeytinyağında yüzde 25’i bulmuştur. Fındıkta yüzde 15,38, sütte yüzde 12,50, yumurtada yüzde 12,33, patlıcanda 11,87, elmada yüzde 8,51, Antep fıstığında yüzde 7,58, dana etinde yüzde 4,66 fiyat artışı meydana gelmiştir.”

-“Yaş meyve ve sebzede düşüş bekliyoruz”-
Bu yılki Ramazan öncesi fiyat araştırmalarının, tarla ürünlerinin piyasaya tam olarak çıkmadığı, sera üretiminin de sona erdiği ürünlerin az olduğu geçiş dönemine denk geldiğini ifade eden Bayraktar, şunları söyledi:
“Görüldüğü üzere, arz ve talepteki değişimler fiyatlara yansımıştır. Önümüzdeki günlerde tarla ürünlerinde hasat edilen ürün miktarının artmasıyla birlikte, herhangi bir doğal afet yaşanmaması durumunda, özellikle yaş sebze ve meyve fiyatlarında düşüş bekliyoruz.
Tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesi hepimizin dileğidir. Üreticiden tüketiciye varıncaya kadar, tüm taraflar, bu hususta gereken hassasiyeti göstermelidir.
Tarım, ekonominin temel sektörüdür. Tarımda meydana gelen en ufak bir değişim ülke ve halkın ekonomisini doğrudan etkilemektir. Bilindiği üzere tarım, üretimde riskin en fazla olduğu bir sektör olması nedeniyle her zaman desteklenmesi gerekmektedir. Kurallı serbest piyasa ekonomisinin etkili bir şekilde uygulandığı ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde bile her zaman tarım değişik yollarla desteklenmektedir. Tarımsal üretimde meydana gelen olumlu olumsuz bir değişim fiyatlara doğrudan yansımaktadır. Arzın azaldığı dönemde fiyatlar artarken, arzın çoğaldığı dönemde fiyatlar dibe vurmaktadır. Fiyat dalgalanmalarından hem üreticilerimizin, hem tüketicilerimizin mağdur olmaması açısından, üretimde istikrar sağlanmalı, pazarlamada söz sahibi olacak tarımsal örgütler devreye sokulmalıdır. Üretimde istikrarın bozulmasına ve spekülasyona fırsat verilmemeli, sıkıntının yaşandığı durumlarda tedbirler zamanında alınmalıdır.
Üreticilerimiz, esnafımız ve halkımız, Ramazan ayını dört gözle beklemektedir. Tüm taraflar Ramazan ayının anlam ve önemine yakışır şekilde hareket etmeli, halkımız mağdur edilmemelidir. Gıda denetimleri artırılmalı, halkın sağlığıyla oynanmamalıdır. Bu şekilde hareket etmeyenler, karşılarında öncelikle bizi bulacaklardır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Ramazan yaklaşırken üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını takibe devam ediyoruz. “Ramazan fırsatçılığı yapılmasın” diyoruz. Tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesinin sağlanmasını istiyoruz. Üreticiden tüketiciye varıncaya kadar tüm taraflar, bu hususta gereken hassasiyeti göstermelidir.
Ramazan ayı boyunca yapacağımız ve piyasaların nabzını tutacağımız çalışmaları da sizlerle paylaşıp, üretici ve tüketici fiyatlarını kamuoyunun dikkatine sunacağız.”
Mübarek Ramazan ayında da ülkemizin gıda üretimini bu sıcaklara rağmen sürdüren üreticilere çalışmalarında kolaylık, kazanç ve ürünlerinde bolluk ve bereket dileyen Bayraktar, “bütün İslam Alemi ve ülkemiz için Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.

-Sorular-
Bayraktar, basın mensuplarının gıda denetimlerinin nasıl yapılacağına yönelik sorusunu, Ramazan ayında fırsatçılıkta bulunarak zam yapanların teşhirini yapacaklarını, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı bu konuda bilgilendireceklerini, gıda derneklerinin de bu konuda “bize bildirin takibini yapalım” şeklinde açıklamaları olduğunu, bu şekilde aşırı fiyat sapmalarının önüne geçebileceklerini belirtti. Şemsi Bayraktar, bir başka soru üzerine, fiyatların yüksek görünmesinde, seradan tarlaya geçiş dönemi olması ve Ramazan’ın 10 gün erkene gelmesinden kaynaklandığını, önümüzdeki günlerde tarla ürünlerinin artmasıyla ucuzluğun başlayacağını vurguladı.

-Fındıkta rekolte tahmini-
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, fındıkta rekolte tahminini açıkladıklarını, bazı çevrelerin açıklanan rekolte tahminini biraz düşük bulduğunu belirterek, şöyle dedi:
“Ancak biz, Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz başkanlığında bir komisyon oluşturduk. Bu teknik komisyon her yıl 14 ilde aşağı yukarı 20 gün tespit yapıyor. Örnek bahçelerde rekolte tahmininde bulunuyor. Tahminler çok fazla sapma göstermeden gerçekleşiyor. Bu yıl arkadaşlarımız rekolte tahminini ilettiler. Fındıkta rekolte 500 bin tonun altında görülüyor. Bazı bunun 650 bin ton civarında olması gerektiğini ifade ediyorlar. Bu rekolte tahmini çok düşük diyorlar. Bu rekolte teknik elemanlar nezdinde bahçelerde yapılan bir tespit sonucudur. Her yıl yapıyoruz. Tepki koyan çevrelere sesleniyorum. Kendilerinin de teknik manada bir tespiti varsa ortaya koysunlar. Bizim tespitimiz budur. Bu sene fındık yeterli değildir. Hatta sıcaklar böyle giderse bu rekoltenin daha aşağı düşme ihtimali vardır. Bunun da herkes tarafından bilinmesini istiyorum. Düşük fiyatla dış piyasalara alivre satış yapanların zarar edeceği de ortadadır. Fındık fiyatları yükselecektir. Fındık daha ortaya çıkmamışken, rekolte tahmin edip düşük fiyattan alivre satış yapmasınlar. Bazen böyle yol kazaları olabilir. Biz gerçek bir tespit yapıyoruz. Beş aşağı, beş yukarı ufak tefek sapmalar olacaktır. Yüzde 100 tutturmamız mümkün değildir. Bu rekolte tahmini gerçekleşir diye düşünüyorum.”

-Mısır’daki askeri darbe-
Bayraktar, Mısır’da yaşanan askeri darbeyle ilgili olarak da “üzücü tabii. Bu ülkelerde demokrasiyi geliştirmek lazım. Askeri vesayet hoş bir manzara değil. Demokrasinin gelişmediğini de gösteriyor. Seçimle gelen seçimle gitmelidir. Doğrusu budur. İkide bir askeri darbe olacak şey değil. Ülkeleri de geri götürüyorlar” dedi.