Türkiye Ziraat Odaları Birliği 2023 yılı değerlendirmesi
ve 2024 yılı beklentileri raporu
ANKARA- 12.01.2024- Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye Ziraat
Odaları Birliği’nin 2023 yılı değerlendirmesini ve 2024 yılı beklentilerini
içeren raporu görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.
2023 Yılına Genel Bakış
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu
1923 yılında sanayi ve hizmetler sektörü yeni yeni oluşmaya başlarken ülkemizin
ekonomik büyümesini tarım sektörü sırtladı.
O yıllarda düşük verimlilik
ve işgücüne dayanan tarım sektörü, geride bırakılan bir asırlık sürede türlü
zorluklara göğüs gerdi.
Son yüzyılda tarımsal üretimde
gerçekleştirilen teknolojik gelişmelerin ve rekor üretimlerin haklı gururunu
yaşıyoruz.
Öte yandan bu yıl devam eden
yapısal sorunlar, yüksek maliyetle yapılan üretim, devlet destekli kredi
kullanamayan çiftçilerin yüksek faiz oranları ile kullandığı krediler, ihracat
kısıtlamaları, fiyat ve pazarlamada yaşanan sorunlar üreticilerimizi zorladı.
2023 yılının ilk aylarında
yaşadığımız ve asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz Kahramanmaraş merkezli
depremler ülkemizi derin yasa boğdu.
Birliğimize bağlı 754 Ziraat Odamız
ve kayıtlı 5 milyon çiftçimiz, ülkemizin tüm fertleriyle birlikte birlik ve dayanışma
içinde hareket etti.
İlk günden itibaren
depremzedelere elinden geleni yaparak acılarını paylaştı ve felaketin
yaralarının hızlıca sarılması için çalıştı.
2023 yılında tarımsal
üretimimizde bazı ürünlerde düşen üretici fiyatları nedeniyle mağduriyet yaşayan
üreticilerimiz oldu.
Çiftçilerimizin ve
Birliğimizin yıllardır dile getirdiği üretim planlamasıyla üretim yapılan her
tarım alanının ve üretim yapan her çiftçinin kayıt altına alınması gerekliliği nihayet
bu yıl çözüme kavuştu.
Tarım Kanununda yapılan
değişiklikle üretim planlanmasının yasal altyapısı oluşturuldu.
Fakat, yıllardır beklenen
üretim planlamasının uygulanabilir olması için bu sistemin ceza değil, teşvik
üzerine kurulması gerekiyor.
Planlanan ürünün ekiminin
tavsiye edilmesi ve bu ürünün ekilmesi durumunda ek destek verilmesi, ürünün
değerinde pazarlanacağı ve çiftçinin vazgeçtiği ürüne eşdeğer gelir elde
edeceğinin garanti edilmesi konuları ön plana çıkarılmalıdır.
Bu yılın önemli bir diğer
değişikliği ise Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) Yönetmeliğinde yapıldı.
Yapılan değişiklik ile
mülkiyet ve mirasçılık sorunları nedeniyle işlenemeyen veya işlense de ÇKS’ye
kayıt olamayan arazilerin, ÇKS kaydının yapılarak tarımsal üretime
kazandırılması ve tarım sigortası (TARSİM) yaptırılmasının önü açılmış oldu.
Bu değişiklikle yaklaşık 3
milyon hektar tarım alanının kayıt altına alınması ve üretimde planlamanın daha
sağlıklı yapılması öngörülüyor.
Günümüzde artan nüfusun
yeterli gıda ihtiyacı, gıda milliyetçiliğinin ön plana çıkması ve gıda
güvenliğinin sağlanması için verilen mücadeleler dünyanın diğer ülkelerinde
olduğu gibi ülkemizde de bu yıl daha önemli hale geldi.
Ülkeler kendi vatandaşlarının
gıdasını temin edebilmek için arka arkaya ihracat yasakları getirdi.
Artık gıda güvenliğini
sağlamak için üretmek ve üretimde sürekliliği sağlamak her ülkenin öncelikleri
arasında oldu.
2023 yılında da artmaya devam
eden girdi, lojistik, işçilik fiyatlarıyla oluşan yüksek üretim maliyetleri,
ürünlerin tüketiciye ucuza ulaşmayacağını netleştirdi.
Dünyada ve ülkemizde yaşanan
tüm bu olumsuzluklara rağmen bu yıl da çiftçi üretmeye devam etti.”
“Tarım sektörü, 2023 yılının 3. çeyreğinde yüzde
0,3 oranında büyüdü”
“Tarımın istihdamdaki payı azaldı, tarım sektörü
2023 yılında 5,1 milyon kişiye istihdam sağladı”
“Tarım sektörü,
ülke ekonomisinde önemli bir yere sahiptir.
Üretime,
istihdama ve dış ticaretimize hatırı sayılır bir katkı veriyor.
2022 yılının 3’üncü
çeyreğinde yüzde 3,7 oranında büyüyen tarım sektörü, 2023 yılının aynı
çeyreğinde yalnızca yüzde 0,3 oranında büyüdü.
2023’ün 3’üncü
çeyreği sonunda tarım sektörünün Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya katkısı yüzde
5,5 oldu.
2023 yılında
tarım sektörünün istihdamdaki payı azalsa da hala önemini koruyor.
Üçüncü çeyrekler
itibarıyla 2022 yılında yüzde 16,9 olan tarımın istihdamdaki payı 2023 yılında
yüzde 16,1’e geriledi.
Tarım sektörü 5,1 milyon kişiye istihdam sağladı.
2023 Aralık ayı
itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 64,77 olarak gerçekleşirken gıda enflasyonu
yüzde 72,01 oldu.
Tarım ürünlerinin
üretici fiyatları ise 2023 Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla
yüzde 50,47 oranında arttı.
2023 yılının
Ocak-Kasım dönemini kapsayan 11 aylık tarım ve gıda ürünleri ihracatı bir
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,9 oranında artarak 26,8 milyar dolardan
27,8 milyar dolara yükseldi.
Yine aynı dönemde
tarım ve gıda ürünleri ithalatı ise yüzde 4,7 oranında artarak 21,2 milyar
dolardan 22,2 milyar dolara yükseldi.
2022 yılının Ocak-Kasım döneminde 5,5 milyar dolar olan tarım ve gıda ürünleri dış ticaret fazlası 2023 yılının aynı döneminde yüzde 0,9 oranında artarak 5,6 milyar dolara yükseldi.”
“Gübre desteğinde artış
olmadı”
“Mazot desteğinde yüzde 38,71’e varan oranda
artış oldu”
“Prim desteklerinde 18 ürünün 8’inde artış oldu”
“En fazla buğday primi yüzde 900 artarak 10
kuruştan 1 liraya yükseldi”
“2023 yılı
bütçesinden tarımsal destekler için 63 milyar 379 milyon lira kaynak ayrıldı.
2023 üretim dönemi
için ödenecek destekler miktarı 2024 yılı bütçesinde 91 milyar 554 milyon
olarak planlandı.
2024 yılı bütçesinde
tarımsal desteklere yüzde 44,4 artış yapılmış olsa da yaşanan ekonomik
gelişmeler, girdi fiyatlarındaki artışlar ve enflasyon dikkate alındığında
belirlenen rakam yeterli olmadı.
Diğer yandan,
destek bütçesinin Tarım Kanunu’nda belirtildiği gibi Gayrisafi Yurtiçi
Hasıla’nın en az yüzde 1 oranında olması gerekirken, bu rakam Orta Vadeli
Planda açıklanan GSYH tahminine göre, yüzde 0,25 düzeyinde kaldı.
2023 yılı için
açıklanan destek kalemlerine baktığımızda; gübre desteğinde artış olmazken, mazot
desteğinde ve (yem bitkileri dışında) tüm ürünlerde artış oldu.
Arpa, buğday,
çavdar, yulaf ve tritikale ürünlerinde mazot desteği 2023 yılında bir önceki
yıla göre yüzde 37,33 oranında artarak 103 liraya yükseldi.
Diğer ürünlerdeki
mazot desteği artış oranı yüzde 35,5 ile 38,71 arasında değişiyor.
Havza bazlı fark
ödemesinde buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, pamuk ve ayçiçeğinde artış yaşandı.
2023 yılında
buğday primi yüzde 900 artarak 10 kuruştan 1 liraya yükseldi.
Arpa, çavdar,
yulaf, tritikalede primler yüzde 400 artışla 10 kuruştan 50 kuruşa, ayçiçeğinde
yüzde 100 artışla 50 kuruştan 1 liraya, pamukta yüzde 45,4 artışla 1 lira 10
kuruştan 1 lira 60 kuruşa, kanolada ise yüzde 25 artışla 80 kuruştan 1 liraya yükseldi.
Ayçiçeği prim
desteği yaşanan kuraklık nedeniyle Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde 1 liradan,
1 lira 50 kuruşa artırıldı.
Yine 2023 yılında
yağlık ayçiçeği su kısıtı olan bölgelerde sertifikalı tohum kullanımı destek
kapsamına alındı.
2023 yılı prim
desteklerinde 18 ürünün 8’inde artış oldu.
Ancak bazı
ürünlerde uzun yıllardır artırılmayan desteklerin bu yıl da değişmediğini
görüyoruz.
15 yıldır çeltik
primi 10 kuruş, 8 yıldır aspir primi 55 kuruş, soya primi 60 kuruş, zeytinyağı
primi 80 kuruş, 7 yıldır dane mısır primi 3 kuruş, 5 yıldır dane zeytin primi
15 kuruş, fındıkta alan bazlı destek ise 10 yıldır dekara 170 lira olarak
ödeniyor.”
“Geçen yıl gübre fiyatlarında yaşanan hızlı artış bu sene görülmedi”
“Girdilerde en fazla artış yüzde 69,6 ile mazotta görüldü”
“Gübre fiyatlarında geçen
yılın Aralık ayına göre DAP gübresi yüzde 18,8 oranında, 20.20.0 gübresi yüzde
14,1 oranında, amonyum sülfat gübresi yüzde 9,2 oranında, amonyum nitrat (yüzde
26) gübresi yüzde 3,4 oranında ve ÜRE gübresi yüzde 1,3 oranında arttı.
Mazot fiyatı son bir yıla
göre yüzde 69,6 oranında artış gösterdi.
Son bir yılda besi yemi
fiyatı yüzde 39,8 ve süt yemi fiyatı yüzde 41,1 oranında arttı.
Zirai ilaçlardan Deltametrin EC
(25 g/L) fiyatı son bir yılda yüzde 64,3 artışla tonu 630 liraya yükseldi.
Üreticilerimiz açısından en
önemli maliyet kalemlerinden bir diğeri de sulama ücretleridir.
2023 yılında Devlet Su İşleri
(DSİ) tarafından işletilen sulamalarda, bölgelere göre değişmekle birlikte su
ücretlerinde yüzde 50,4’e varan oranda artış yaşandı.
Sulama alanı içerisinde tüm
tarife grupları için geçerli olmak üzere çiftçilerin tamamen kendi imkânlarıyla
kullandıkları yeraltı suyu ücretleri 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde
42,9 oranında artarak dekara 30 liraya yükseldi.
Artan sulama fiyatları üretim
maliyetlerini daha da artırdı.
Artan sulama maliyetlerini
azaltmak amacıyla, Cumhurbaşkanlığı Kararıyla 2023 yılı için su kullanım hizmet
bedelinin yüzde 50’si desteklendi.
Bu destek Kararı
üreticilerimiz tarafından memnuniyetle karşılandı.
2023 yılında sertifikalı
tohum fiyatları bir önceki yıla göre makarnalık buğdayda yüzde 23,8, ekmeklik
buğday yüzde 14,3, arpada yüzde 16,7 ve tritikalede yüzde 15,8 oranında artış
gösterdi.
Elektrik fiyatları ise 2023
yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,9 oranında artarak
kilovatı 256,46 kuruşa çıktı.”
“Çiftçilerin bankalara olan toplam kredi borcu
son bir yılda yüzde 88,5 arttı”
“Ziraat Bankası faiz oranları son bir yılda yüzde
9,5’dan yüzde 42’ye yükseldi”
“Diğer bankalarda faiz oranları son bir yılda yüzde
17’den yüzde 62’ye yükseldi”
“2023 yılında çiftçilerin yüzde 37’si yüksek
faiz oranları ile kredi kullandı”
“2023’de artan
enflasyon ve faizlerle kullanılan kredi rakamları beklenenin üzerinde
gerçekleşti.
Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, 2022 yılı Kasım ayı sonunda,
tarım ve balıkçılık nakdi ve takipteki toplam kredi bakiyesi, 309 milyar 814
milyon lira olarak gerçekleşirken, 2023 yılı Kasım ayı sonunda 584 milyar
liraya ulaştı.
Son bir yıllık
süreçte çiftçilerin bankalara olan toplam kredi borcu yüzde 88,5 arttı.
2022 yılı Aralık ayında
Ziraat Bankası 1 yıllık işletme kredilerinde kullandığı cari faiz oranı yüzde
9,5 iken peş peşe artan oranlarla 2023 yılı Aralık ayında yüzde 42 seviyesine
yükseldi.
Tarım Kredi Kooperatifleri, düşük
faizli kredi kullanımında Ziraat Bankası cari faiz oranı üzerine Kredi
Kullandırma Komisyon ve fon payı ekleyerek uyguladığı faiz oranını artırdı ve
yıllık faiz oranı yüzde 58’lere kadar yükseldi.
Diğer bankalarda 2022 yılı
Aralık ayında yüzde 17 olan bir yıllık işletme kredisi faiz oranı, yüzde 62’ye
ulaştı.
Bu yıl yaşanan diğer bir
sorun ise, bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin kredilerde değişken faiz
uygulamasıdır.
Çiftçi kredisini alırken, o
günkü faiz oranı ile borcunu hesaplatıyor.
Ancak, ödeme günü geldiğinde
çiftçi çok farklı bir borçla karşılaşıyor.
Maalesef ki çiftçi bu faiz
çıkmazının içinde bu oranlarla ve değişken faizle kredi kullanmaya devam etmek
zorunda kalıyor.
Tarımsal
kredilerde devlet desteği uygulanarak faiz oranları düşük tutuluyor.
Buna rağmen, 2023
yılında çiftçilerin yaklaşık yüzde 37’si yüksek faiz oranları ile tarımsal
kredi kullandı.
Çiftçi her zaman
olduğu gibi bu yıl da genel olarak borcuna sadık kaldı.
Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre 2022 yılı Kasım ayında 2 milyar 983
milyon lira olan takipteki kredi tutarı, 2023 Kasım ayında yüzde 29,2 oranında
azalarak 2 milyar 112 milyon liraya geriledi.
Tarımsal
kredilerde TARSİM sigortası, hayat sigortası, komisyon ücreti, ipotek vb.
masraflar ile kredi maliyeti hızla artıyor.
Ayrıca,
sigortalar her yıl yenileniyor.
Bu masraflar
çiftçinin eline geçen kredi miktarını azaltırken toplam borç yükünün artmasına
neden oluyor.”
“2023 yılı üretim sezonunda ülke geneline yayılan
tarımsal kuraklık yaşanmadı”
“Şubat ayında yaşanan deprem büyük can
kayıplarına neden olurken, tarımsal üretime de zarar verdi”
“Bahar aylarında yaşanan aşırı yağış, sel, don,
dolu ve yangınlar tarımsal üretime zarar verdi”
“Ülkemizde 1 Ekim
2022-30 Eylül 2023 dönemini kapsayan 2023 tarım yılı yağışları normalinin yüzde
6 altında kaldı.
2023 yılında
yağışlar her ne kadar uzun yıllar ortalamasının altında kalsa da ülke geneline
yayılan tarımsal kuraklık yaşanmadı.
Bu üretim yılında
başta deprem olmak üzere, yaşanan aşırı yağış, sel, fırtına afetleri
insanlarımızın ölümüne neden olurken, tarımsal üretime de zarar verdi.
Şubat ayında
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler 11 ilimizi etkileyerek 50 binden
fazla insanımızın vefatına yol açtı.
Deprem afeti
tarım ve hayvancılığımızda da kayıplara neden oldu.
Strateji ve Bütçe
Başkanlığı’nın Mart ayında yayımladığı raporda 8 bin 241 büyükbaş, 64 bin 260
küçükbaş, 42 bin baş kanatlı hayvanın telef olduğu tespit edildi.
Mart ayında
depremden etkilenen Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya illerimizde meydana gelen
sel afeti tarım alanlarını da etkiledi.
Aynı günlerde
Manisa’da meydana gelen ve tarımsal üretimin yoğun olduğu 6 ilçede etkili don
afeti bağlara önemli ölçüde zarar verdi.
Yine Manisa’da
yaşanan ve özellikle de Salihli ilçesinde etkili olan dolu afeti başta üzüm
bağları olmak üzere patlıcan, darı, domates ve karpuz üretim alanlarında hasara
neden oldu.
Temmuz ayında
Karadeniz bölgesinde meydana gelen şiddetli yağışlar şehir merkezlerinde etkili
olduğu kadar köy evleri, bahçeler ve ahırlar, köy yolları ve ekili-dikili
arazilere de zarar verdi.
Ağustos ayında
Çanakkale ilinde çıkan yangın rüzgârın da etkisiyle büyüdü ve 9 köy tahliye edildi.
Yangın toplamda
200-250 hektarlık ayçiçeği, şeftali ve zeytin alanında zarar oluşturdu.”
“2023 yılında sigorta yaptıran çiftçi sayısı
yüzde 13 oranında arttı”
“Yaşanan afetlerde zarar gören üreticilerimiz 7,8
milyar tazminat aldı”
“TARSİM sigorta
pirim miktarı 2023 yılında yüzde 93 oranında artarak 17 milyar 350 milyona
liraya ulaştı.
Bu yıl yaşanan afetler
nedeniyle üreticilerimizin aldığı tazminat 7,8 milyar lirayı buldu.
Sigorta yaptıran
çiftçi sayısı yüzde 13 oranında artarak 765 bin 894’ten 863 bin 22’ye ulaştı.
Toplam
sigortalanan hayvan sayısı ise yüzde 12 oranında artarak 19 milyon 737 bine
ulaştı.
2023 yılında
çiftçilerimizden gelen en önemli şikâyet sigorta için ödenen tazminatların bazı
ürün ve afetlerde yetersiz kaldığı yönündedir.
Diğer taraftan
2023 yılında poliçe düzenleme tarihinde kullanılan fiyatlarla hasat sonu
fiyatları arasında fark oldu.
Afet yaşayan
üreticilerimiz hasar durumunda düşük fiyatla tazminat aldı.
Bu yıl yaşanan
diğer sorun ise iklim değişikliği nedeniyle hasat tarihlerinde meydana gelen
değişimlerden kaynaklanıyor.
Poliçede
belirtilen hasat tarihi geçmesine rağmen bazı ürünler hasat olgunluğuna geç
geldiği için ürün gelişimi beklenenden daha uzun süre devam etti.
Hasat zamanı gelmeyen
ürün afetten zarar gördü, ancak, poliçedeki hasat tarihi geçti gerekçesi ile
TARSİM tarafından tazminat ödemesi yapılmadı.
Çiftçilerin tarım
sigortasına olan ilgisini artırmak için, sigortalanan ürün kapsamda olan bir
afetle zarar görmüşse tazminat ödenmelidir.
Tarım
Sigortalarının geliştirilmesi ve çiftçinin karşılaştığı her türlü riskin
kapsama alınması adına, TARSİM tarafından yapılan her türlü çalışma
Birliğimizce destekleniyor.”
“Tarım BAĞ-KUR primleri yüzde 49,11 oranında
arttı”
“SGK’ya kayıtlı çiftçi sayısı 500 binin altına
geriledi”
“Çiftçilerimizin
asgari ücrete endeksli olan tarım BAĞ-KUR primleri 4 bin 628 liradan yüzde
49,11 oranında artışla 6 bin 900 lira 86 kuruşa yükseldi.
Borcu bulunmayan
çiftçilerimize verilen 5 puanlık hazine desteği göz önünde bulundurulsa bile
çiftçilerimizin ödeyeceği tarım BAĞ-KUR primi aylık 3 bin 957 lira 28 kuruştan
yüzde 49,11 artarak 5 bin 900 lira 74 kuruşa yükseldi.
Bu rakamlar
çiftçilerin ödeme gücünü aşmakta ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı BAĞ-KUR
sayısı her geçen yıl azalmaktadır.
SGK verilerine
göre 2021 yılında 1 milyon çiftçimiz kayıtlı iken, bu yıl bu sayı 500 binin
altına geriledi.”
“Bitkisel üretim yüzde 6,2 artarak 136,9 milyon
tona ulaştı”
“En önemli artış yüzde 10,3 ile tahıllar ve diğer
bitkisel ürünlerde görüldü”
“TÜİK verilerine
göre toplam bitkisel üretim bir önceki yıla göre yüzde 6,2 oranında artarak
128,9 milyon tondan 136,9 milyon tona ulaştı.
2023 yılında
tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretimi bir önceki yıla göre yüzde 10,3,
meyve, içecek ve baharat bitkilerinin üretimi yüzde 2,3, sebze üretimi ise 0,6
oranında artış gösterdi.
Tahıllarda artış
oranı yüzde 9,1 olarak gerçekleşti.
Bir önceki yıla
göre buğday üretimi yüzde 11,4 artarak 19 milyon 750 bin tondan, 22 milyon
tona, arpa üretimi yüzde 8,2 artarak 8 milyon 500 bin tondan 9 milyon 200 bin
tona çıktı.”
“Hububat üreticileri hasat sezonunda randevu
alamadı, TMO’ya ürün vermekte zorlandı”
“Buğdayda verilen ek 1 liralık prim desteği
üreticiyi memnun etti”
“Bu yıl buğday ve
arpada rekoltenin yanı sıra ithalatın da fazla olması ve TMO depolarının dolu
olması üreticiyi mağdur etti.
Buğday ithalatı Kasım
ayı verilerine göre son bir yılda yüzde 38 oranında artarak 7 milyon 851 bin
tondan 10 milyon 836 bin tona çıktı.
Hububat üreticilerimiz
hasat sezonunda randevu alamadı, TMO’ya ürün vermekte zorlandı.
Hasat sezonunda
üreticilerimizin TMO’ya ürün verememeleri piyasa fiyatlarında gerilemeye neden
oldu.
Buna rağmen
buğdayda verilen ek 1 liralık prim desteği üreticiyi memnun etti.
Ayçiçeği, mısır
ve pamuk gibi ürünlerde bu yıl zarar eden üreticilerden 2024 yılında buğday
ekimine yönelen oldu.
Toplam baklagil
üretimi 1 milyon 618 bin ton gerçekleşerek geçen yılla aynı seviyede kaldı.
Kuru fasulye
üretimi yüzde 11,1 azalarak 240 bin tona geriledi.
Nohut üretimi
geçen yıl seviyesinde 580 bin ton olarak gerçekleşti.
Buna rağmen yeşil
mercimek üretimi yüzde 11,1 oranında artışla 50 bin tona, kırmızı mercimek
üretimi ise yüzde 6 oranında artışla 424 bin tona çıktı.”
“Bu yıl mısırda artan ve rekor olan üretim
üretici gelirine yansımadı, TMO mısır fiyatı yüzde 5,3 artırdı”
“Mısır üretimi
bir önceki yıla göre yüzde 5,9 oranında artarak 8 milyon 500 bin tondan 9
milyon tona yükseldi.
Bu yıl mısırda
artan ve rekor olan üretim üreticilerimizin gelirine yansımadı.
TMO yüzde 14 nem
mısır da alım fiyatını 6 lira olarak açıkladı.
Kilogram başına 6
lira olarak açıklanan fiyat, 2022 yılı fiyatı olarak açıklanan kilogram başı 5
lira 70 kuruşun sadece yüzde 5,3 üzerinde açıklandı.
Beklediği geliri
elde edemeyen üreticilerimiz hayal kırıklığına uğradı.”
“Yağlı tohumlardan ayçiçeği, kanola, soya fasulyesi,
yerfıstığı üretimleri azaldı”
“Ayçiçeğinde yüzde 17,5 fiyat artışı üreticiyi
memnun etmedi”
“Yağlı tohumlar
toplam üretiminde geçen yıla göre yüzde 12,8 oranında azalış gerçekleşti.
Bu yıl ayçiçeği
üretimi geçen yıla göre yüzde 13,8 azalarak, 2 milyon 550 bin tondan 2 milyon
198 bin tona geriledi.
Kanola üretiminde
yüzde 20, soya fasulyesi üretiminde yüzde 11,3, yer fıstığı üretimi de yüzde 0,6
oranında azaldı.
Aspir üretimi
yüzde 30 arttı.
Bu yıl
Trakyabirlik 12 lira olan ayçiçeği alım fiyatını yüzde 17,5 oranında artırarak
14,1 liraya yükseltti.
Ancak artan
enflasyon ve yüksek girdi fiyatları nedeniyle açıklanan bu fiyat maliyet
seviyesinde kaldı.
Bu yıl Trakya
bölgesinde yaşanan kuraklık nedeniyle Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinde
yağlık ayçiçeği priminde artışa gidildi, ancak bu da üreticinin düşen gelirini
yükseltmeye yetmedi.
Üretimimizin ülke
ihtiyacına yetmeği ayçiçeği ve ürünlerinde 11 aylık dönemde ithalat yüzde 10,6
artışla 2 milyon 481 bin 199 tondan 2 milyon 745 bin 460 tona yükseldi.”
“Şekerpancarı alımlarında sorun yaşandı, ürünler
tarlada kaldı”
“Şeker pancarı
üretimi yüzde 22,1 artarak, 19 milyon 254 bin tondan 23 milyon 500 bin tona
yükseldi.
Bu yıl artan
rekolteyle birlikte şeker fabrikalarının alımlarında yaşanan sorunlar, hasat
edilen şekerpancarın tarlada beklemesine neden oldu.
Tütün üretimi
geçen yıla göre yüzde 4 artarak 82 bin 250 tondan, 85 bin 510 tona, çay üretimi
yüzde 7,1 artarak, 1 milyon 269 bin tondan 1 milyon 360 bin tona, patates
üretimi ise yüzde 9,6 artış ile 5 milyon 700 bin tona ulaştı.”
“Pamuk fiyatları 2 yılın gerisinde kaldı”
“Bu yıl pamuk
ekim döneminde gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkının artması verim
kaybına neden oldu.
Pamuk üretimi
geçen yıla göre yüzde 23,6 azalarak 2 milyon 750 bin tondan 2 milyon 100 bin
tona geriledi.
Üretimdeki bu
düşüşe rağmen, 2021 yılında 24 lira bandında olan pamuk fiyatları 2022 yılında
14 liraya gerilemişken, 2023 yılında ise 18 liraya yükseldi.
Arka arkaya iki
yıl düşük seyreden fiyatlar üreticilerimizin pamuk üretiminden uzaklaşmasına
neden oluyordu.
Toplam sebze
üretimimiz geçen yıla göre yüzde 0,6 oranında artarak 31 milyon bin 788 tona,
meyve üretimi ise geçen yıla göre yüzde 2,3 oranında artarak 27 milyon 411 bin
tona çıktı.
Antep fıstığında
üretim yüzde 26,4 azalarak 239 bin 289 tondan 176 bin tona, kayısıda üretim
yüzde 6,6 azalarak 803 bin tondan 750 bin tona geriledi.
Depremin
etkisinin yoğun olarak yaşandığı Malatya İlinde kayısıda rekolte azaldı,
üretici beklediği geliri elde edemedi. Ayrıca, son aylarda kaçak yollarla
yapılan düşük kaliteli kayısı ithalatı üreticinin ürününe talebi azalttı, bazı
üreticilerin ürünü elinde kaldı.
Zeytin de bu yıl
yok yılı olması nedeniyle üretim yüzde 48,9 azalarak, 2 milyon 976 bin tondan 1
milyon 520 bin tona düştü.
Bu sene artan
zeytinyağı fiyatları gündemde önemli bir yer tuttu.
Zeytinyağı
fiyatları azalan üretim ve artan maliyetlerle birlikte artış gösterdi.
Tüketicilerin
sağlıklı ve dengeli beslenmesinde önemli bir yeri olan zeytinyağında görülen
taklit ve tağşişin önlenmesi için denetimlerin sıklaşması ve cezaların
caydırıcı olması şarttır.”
“Fındık üretici fiyatlarında spekülasyonlar
bitmedi”
“Fındık ihracat miktarı azalsa da elde edilen
gelir bakımından sevindirici bir yıl oldu”
“Fındık ürününde
özellikle kahverengi kokarca zararlısının neden olduğu zarar üretimde azalmaya
neden oldu.
Fındıkta üretim
yüzde 15 azalarak 765 bin tondan 650 bin tona geriledi.
Ülkemiz tarım
ihracatının ilk sıralarında yer alan fındık ürününde bu yıl yine fiyat
spekülasyonlarıyla geçerken, ihracatı bakımından sevindirici bir yıl oldu.
2023-2024
sezonunun başladığı 1 Eylül-30 Kasım 2023 tarihinden bu yana fındık ihracat
verilerine bakıldığında, bir önceki sezonun aynı döneminde miktar bazında
gerileme olmasına rağmen ihracat gelirinde bir artışın olduğu görülüyor.
Geçen yılın aynı
dönemine göre ihracatımız miktar bazında yüzde 12,3 oranında azalarak 95 bin
474 tondan 83 bin 650 tona geriledi.
Gelirimiz ise
yüzde 6,8 oranında artarak 536 milyon 339 bin dolar seviyesinden 572 milyon 881
bin dolar seviyesine yükseldi.”
“Narenciye toplam üretiminde yüzde 67,2 oranında
artış gerçekleşti”
“Narenciye düşük fiyat ve Pazar sorunu tüm
ürünlerde yaşandı”
“Üretimde plansızlık bu yıl en fazla limon
üreticisini mağdur etti”
“Limonda erkenci çeşit mayerde alıcı
bulunamaması ve fiyatların oldukça düşük olması ile ağaç kesimleri görüldü”
“Narenciye
ürünleri içerisinde en fazla üretim artışı yüzde 75,8 ile limonda görüldü.
Limonda geçen yıl
1 milyon 323 bin ton olan üretim, 2 milyon 325 bin tona ulaştı.
Portakalda üretim
yüzde 74,8, mandarinde üretim yüzde 58,3, greyfurtta üretim yüzde 43,7 artış
gösterdi.
Ülkemizde üretim
planlaması olmamasının bedelini bu yıl en çok narenciye üreticisi ödedi.
Narenciyede
hasadın ilk başladığı Çukurova bölgesinde erkenci çeşit limonda üretici
fiyatları kilogram başına 50 kuruşa kadar geriledi.
Geçen yıl Aralık
ayında limon üretici fiyatları ortalama 7 lira iken bu yıl ortalama 3 liraya
gerilemesi, maliyetleri artan çiftçilerimizi hayal kırıklığına uğrattı.
Mersin de yaşanan
dolu hadisesi sonrası mayer limonda alım satımın tamamen durması, Kasım ayında
hasadı başlayan Aydın cinsi limonun alıcı bulamaması, artan işçilik maliyetleri
ve işçi bulunamaması nedeniyle ürün dalında kaldı,
Bazı üreticilerimiz
seneye yine zarar etmemek için ağaçlarını kesti.
Müdahale alımı
yapılmaması milli servetimizin yok olmasına neden oldu.
Benzer sorunlar
bu yıl rekoltenin fazla olduğu portakal, mandalina ve greyfurtta da yaşandı.
Mandalina fiyatı
geçen yıl Aralık ayında 11 lira 50 kuruş iken bu yıl Aralık ayında 4 lira 25
kuruşa geriledi.
Üretici üretti
ama ürününü satmakta zorlandı.
Narenciye
bahçelerinde kesilen her bir ağaç artık yerine konamayacak, bu üretim dalından
gelir elde eden herkes mağdur olacaktır.”
“Kuru soğanda artan üretim ve ihracat kısıtı sebebiyle
üretici fiyatları geriledi”
“Kuru soğanda
üretim yüzde 10,6 artarak 2 milyon 350 bin tondan 2 milyon 600 bin tona
yükseldi.
Son yıllarda kuru
soğanda yapılan ihracat kısıtlamaları nedeniyle ihracat rakamları geriledi.
TÜİK verilerine
göre geçen yıl 33 bin 875 ton olan olan ihracat yüzde 46,56 oranında azalarak
18 bin 104 tona geriledi.
Artan üretim
miktarına karşılık azalan ihracat ile üretici fiyatları geriledi.
Geçen yıl Aralık
ayında 6 lira 33 kuruşa satılan kuru soğan 4 lira 31 kuruşa geriledi.”
“Son 3 yıldır büyükbaş hayvan sayısı azalmaya
devam ediyor”
“6 aylık dönemde büyükbaş hayvan sayımız 502
bin, küçükbaş hayvan sayımız ise 3 milyon azaldı”
“Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2020 yılında 18,2 milyon baş olan
büyükbaş hayvan sayısı, 2021 yılında 18 milyon başa geriledi.
2022 yılında ise 17
milyon baş olan büyükbaş hayvan sayısı 2023 yılının ilk altı ayında yüzde 2
oranında azalarak 16,7 milyon başa geriledi.
Küçükbaş hayvan
sayısı ise 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2,2 azalarak 56,3 milyon
başa, 2023 yılının ilk 6 ayında ise yüzde 5,3 azalarak 53,3 milyon başa
geriledi.
Böylelikle sadece
6 aylık dönemde büyükbaş hayvan sayımız 502 bin, küçükbaş hayvan sayımız ise 3
milyon azalmış oldu.”
“Hayvancılığın toplam tarım destekleri içerisindeki payı giderek azalıyor”
“Hayvancılığa verilen destek, miktar olarak her yıl artış
gösterse de toplam tarım destekleri içerisindeki payı giderek azalıyor.
Cumhurbaşkanlığı yıllık programlarına göre; 2020 yılında
yüzde 35,8 olan hayvancılığın tarım destekleri içerisindeki payı, 2021 yılında
yüzde 30,1’e 2022 yılında yüzde 24,6’ya 2023 yılında yüzde 24,3’e gerilerken
2024 yılında ise bu payın yüzde 21,6 olması bekleniyor.”
“2023 yılında dana karkas fiyatları yüzde 98,5,
kuzu karkas fiyatları yüzde 107,4 oranında arttı”
“Geçmiş dönemde
damızlık hayvanların kesime gitmesi arzda daralmaya neden oldu, bu durum karkas
et fiyatlarını 2023 yılında yükseltti.
Ziraat
Odalarından aldığımız verilere göre, Ocak ayında 131 lira 44 kuruş olan dana
karkas fiyatı Aralık ayı itibarıyla yüzde 98,5 artarak 260 lira 84 kuruş oldu.
Ocak ayında 132
lira 65 kuruş olan kuzu karkas fiyatı ise yüzde 107,4 artarak 275 lira 7 kuruş
oldu.”
“2023 yılında besilik
hayvan başta olmak üzere canlı hayvan ve et ithalatı yoğun şekilde yapıldı”
“Besilik sığır ithalatı 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı
dönemine göre yaklaşık 10 kat artarak 57 bin 430 baştan 555 bin 279 başa
yükseldi ve karşılığında 658 milyon 837 bin dolar ödendi.
Yine aynı dönemde büyükbaşta yaklaşık 86 bin baş damızlık, 75 bin baş
kasaplık hayvan ithal edilirken küçükbaşta 46 bin baş kasaplık, 5 bin baş
damızlık hayvan ve 32 bin tona yakın karkas et ithal edildi.
Canlı hayvan ve et
ithalatına ödenen rakam 2022’de 164,9 milyon dolarken, 2023 yılı ilk 11 ayda toplam 1,2 milyar
doları aştı.”
“Ulusal Süt Konseyi süt fiyatı güncellemelerinde
geç kaldı”
“Serbest piyasada oluşan çiğ süt fiyatının
altında tavsiye satış fiyatı belirledi”
“TÜİK verilerine
göre 2021 yılında 23,2 milyon ton olan toplam süt üretimimiz, 2022 yılı
itibariyle 21,6 milyon tona geriledi.
Türkiye’de üretilen sütün yaklaşık yarıya yakını
sanayiye aktarılıyor.
Toplanarak sanayiye aktarılan inek sütü; 2023
yılı Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 artarak 8
milyon 237 bin tondan 8 milyon 535 bin tona çıktı.
Ulusal Süt
Konseyi (USK) tarafından çiğ süt tavsiye satış fiyatı 15 Ekim 2022 - 31 Temmuz
2023 tarihleri arasında net 8 lira 50 kuruş, 1 Ağustos’tan itibaren de net 11
lira 50 kuruş olarak belirlendi.
Ulusal Süt
Konseyi süt fiyatı güncellemelerinde geç kalıyor ve serbest piyasada oluşan çiğ
süt fiyatının altında tavsiye satış fiyatı belirliyor.
Konsey 2022 Ekim
ayından 2023 yılı Ağustos ayına kadar fiyat güncellemesi yapmadı, hatta her ay yayınladığı
çiğ süt maliyeti bazı aylarda tavsiye satış fiyatının üstünde oldu.”
“Çiğ
süt/yem paritesi 1,27’ye kadar geriledi”
“Ziraat Odalarımızdan aldığımız verilere göre
Aralık ayı itibarıyla ortalama çiğ süt fiyatı 12 lira 67 kuruş oldu.
Yem fiyatları ise Aralık ayında bir önceki aya
göre yüzde 10’un üstünde artış gösterdi
Çiğ süt/yem paritesi olması gereken 1,5
seviyesinden uzaklaşarak 1,38’den 1,27 seviyesine kadar geriledi.”
“Süt ve
süt ürünlerinde ihracat geriledi, ithalat arttı”
“Süt ve süt
ürünleri ihracatı 2023 Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre
yüzde 44,1 azalarak 540,2 milyon dolardan, 302 milyon dolara geriledi.
İthalat ise aynı
dönemde yüzde 92,3 artarak 32,4 milyon dolardan 62,4 milyon dolara yükseldi.”
“Tavuk eti üretimi yüzde 4,4 azalırken, yumurta
üretimi yüzde 4 arttı”
“Kanatlı sektöründe 2023 yılı Ocak-Ekim
döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre, tavuk eti üretimi yüzde 4,4 azalarak
2 milyon 17 bin tondan, 1 milyon 928 bin tona geriledi.
Tavuk yumurtası üretimi yüzde 4 artışla 16
milyar 325 milyon 836 bin adetten, 16 milyar 975 milyon 362 bin adede yükseldi.”
2024 yılı beklentileri
“Girdi fiyatları
makul seviyelere çekilmeli veya girdi destekleri üreticinin alım gücü göz önüne
alınarak artırılmalıdır.
Destek bütçesi,
Tarım Kanunu’nda belirtildiği gibi Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın en az yüzde 1’i
oranında olmalıdır.
Destekler ürün
ekiminden önce açıklanmalı ve zamanında verilmelidir.
2023 yılına sulama
maliyetlerinin azaltılması amacıyla çıkarılan Tarımsal Sulama Amaçlı Su
Kullanım Hizmet bedelinin yüzde 50 oranında desteklenmesi Kararı 2024 yılı
içinde devam ettirilmelidir.
2018-2023
dönemleri arasında bazı illerimizde Tarımsal Sulamada Kullanılan Elektrik Tüketim
Bedelinin Desteklenmesi yapıldı ve bu destekleme 2024 yılı
itibariyle sona erdi. Tarımsal üretimde kalite ve verimliliği artırmak için Tarımsal Sulamada
Kullanılan Elektrik Tüketim Bedellerinde Desteklemeler tüm illerde devam ettirilmelidir.
Tarımdan kaçışı
önlemek için genç çiftçilere yönelik ek teşvik ve destekler getirilmelidir.
Bazı ürünlerde yıllardır artırılmayan primler artırılmalıdır.
2023 yılında buğday
ürününü TMO’ya ve piyasaya satan, ÇKS’ ye kayıtlı tüm üreticilere verilen
kilogram başı 1 lira destek, artırılarak 2024 yılında da devam ettirilmelidir.
Çiftçilerimizin
kendi imkânlarıyla kullandıkları yeraltı suyu ücretleri düşürülmeli ve
ruhsatsız olan kuyulara bir kereye mahsus olmak üzere af getirilerek ruhsat verilmelidir.
Narenciye, kuru
soğan ve patateste plansızlık sebebiyle fiyat istikrarsızlıkları yaşanıyor.
Narenciye de
geçmiş yıllarda yapılan ihracat yasakları nedeniyle yurt dışı pazarlarımız
rakip ülkelere yöneldi. Halen ihracatımız açık olmasına rağmen üreticilerimizin
ürünleri dalında kaldı, fiyatlar geriledi.
Kuru soğanda
halen ihracata kontrollü izin veriliyor. Bu durum kuru soğan fiyatlarının
düşmesine ve yurt dışı pazarlarımızın kaybına sebep olmaya devam ediyor.
Arz fazlası yaşanan ürünlerde yıl içinde
müdahale alımı yapılmalı, üreticiden alınan ürün okullarda, kamu kurumları gibi
toplu tüketim yerlerinde değerlendirilmelidir.
İhracatın hız kazanması ve üretici fiyatlarına
yansıması için ihracatçıya destek zamanında ve yeterli verilmeli, dünya
piyasalarında araştırma yapılarak yeni pazarlar bulunmalı, üretimin iç ve dış
pazar talebine göre kontrollü bir şekilde yapılması sağlanmalıdır.
Mevcut biyolojik ve biyoteknik mücadele
destekleme modeli destek maliyetinin en az yüzde 75’ini karşılayacak şekilde
artırılmalıdır.
Çiftçinin biyolojik ve biyoteknik mücadeleyle
üretilen ürünlerinin diğer ürünlerden farklı fiyata satılması için çiftçiyi ve
alıcıyı teşvik edici düzenleme yapılmalıdır.
Narenciye
üreticilerine fındıktaki gibi alan bazlı destekleme verilmelidir.
Ziraat Bankası ve
Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçilerimizin düşük faizli kredi ihtiyacının
tamamını karşılamalıdır.
Bu amaçla
tarımsal kredi kullanımı için verilen destek miktarı artırılmalıdır.
Diğer banka ve
Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından tarımsal kredilerde uygulanan yüksek faiz
oranları en az Ziraat Bankası faiz oranlarına çekilmelidir.
Kredi
maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla bankalar ve Tarım Kredi kooperatifleri
masraf, komisyon, ipotek, hayat sigortası gibi çiftçilerimizin masrafını
artıran taleplerde bulunmamalıdır.
Her ne kadar
tarım sigortasında sigorta prim oranları bazı risklerde düşürülse de artan ürün
fiyatları poliçe fiyatlarını artırıyor. Bu amaçla sigorta prim oranlarında
indirim devam etmelidir.
Köy bazlı olarak
uygulanan kuraklık verim sigortasında tüm ürünlerde parsel bazına geçilmeli,
tüm ürünler ve riskler kapsama alınmalıdır.
Tarım sigortası
kapsamında halen yer almayan risklerin veya çeşitli nedenlerle sigorta
yaptıramayan çiftçilerimizin afet zararını karşılayacak şekilde destekleme her
yıl yapılmalıdır.
Çiftçilerimiz
başta kuraklık olmak üzere, her türlü afet ile karşılaştığında aldığı tazminat
zararını karşılamalıdır.
Tarım sigortaları
sisteminin daha da gelişmesi ve tarımsal üretimin doğal afetlere karşı daha
fazla korunması amacıyla çiftçilerimiz ürün sigorta kabul tarihlerini takip
ederek mutlaka sigortalarını yaptırmalıdır.
Çay Kanunu
taslağı üretici beklentileri dikkate alınarak bir an önce yasalaşmalıdır.
Ülke içi üretim
teşviklerine devam edilerek canlı hayvan ve et ithalatı kısa zamanda tamamıyla
ülke gündeminden çıkarılmalı, üretici ve girdi fiyatları başta olmak üzere
istikrarlı bir piyasa oluşturulmalıdır.
Yem sanayisini
dışa bağımlılıktan kurtaracak tedbirler alınmalı, üretimin büyük bir kısmının
iç üretimle karşılanması sağlanmalıdır.
Hayvancılıkta
kesif yeme olan bağımlılığı azaltıcı, kaba yem üretiminin artırılmasına yönelik
tedbirler alınmalıdır.
Çiğ süt fiyatı
belirlenirken gerekçesi ne olursa olsun baskı yapılmamalı ve piyasa şartlarına
göre güncellenmelidir.
Damızlık
hayvanlar için çok önemli olan süt/yem paritesinin 1,5 seviyelerinde olması
sağlanmalıdır.
Hayvancılık desteklerinde
uygulanan politikalar gözden geçirilmeli, desteğin etkinlik ve payı
arttırılmalıdır.
Dünyada büyük
miktarlarda kanatlı eti ve kanatlı ürünleri, yumurta ve yumurta ürünleri, süt
ürünleri talebi vardır. Bu talep değerlendirilmeli, başta Ortadoğu olmak üzere
yakın pazarlara yoğunlaşmalı, mevcut pazarlarda rekabet edici ve pazar payını
artırıcı tedbirler alınmalıdır.
Üreticinin tavuk
başına alacağı ücret sürdürülebilir seviyeye getirilmelidir.
Tarımsal yayım ve
danışmanlık hizmetinin kesintisiz sürdürülmesi gerekiyor. Bu hizmetlerin
çiftçiyi en iyi tanıyan bilen Ziraat Odaları ile birlikte yürütülmesi
önemlidir. Bununla ilgili mevzuatlar yeniden düzenlenerek, Ziraat Odalarının
tarımsal eğitim ve yayımda aktif olması sağlanmalıdır.
Tarım BAĞ-KUR’luların ödemiş
olduğu 9 bin gün prim diğer sigortalılarla eşitlenmeli, ödeme gün sayısı 7 bin 200
güne düşürülmelidir.
EYT kapsamına tarım BAĞ-KUR’lular
da dâhil edilerek prim gün sayıları diğer sigortalılıklarla eşitlenmelidir.
SGK primlerinin 2008 yılında
olduğu gibi prim ödeme gün sayısı 15 güne düşürülmeli, 30 gün ödüyormuş gibi
sayılmalıdır.
Muafiyette geçen süreler
çiftçilerimizin çalışma gün sayısına eklenmeli ve borçlanma imkânı
sağlanmalıdır.
Sattıkları ürünlerden kesilen
tarım BAĞ-KUR prim kesintisinden dolayı geriye yönelik borçlanmaların da dâhil
edildiği bir yapılandırmaya zaruret vardır.
Sosyal Güvenlik
Sisteminde Kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık yapılmalı, tarımda çalışan
kadınlar, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet
borçlanması yapabilmelidir.
Genç çiftçilerin
tarım BAĞ-KUR primleri devlet tarafından karşılanmalıdır.
SGK borcu
bulunmayan çiftçilerimize verilen yüzde 5 hazine teşvik prim oranı
arttırılmalıdır.
IPARD
desteklerinden Ziraat Odalarımızın faydalanması sağlanmalıdır.”
Sonuç olarak;
“2023 yılında
hava şartlarının iyi gitmesiyle bitkisel üretimde artış yaşandı.
Çiftçilerimiz zor
şartlara rağmen üretimini sürdürdü ve ülkemiz ekonomisine katkı sağladı.
Başta girdilerin
pahalılığı ve pazarlama sorunları olmak üzere çözülmesi gereken sorunlarımız
bulunuyor.
Bu sorunlar
çözülür ve yeterli destek verilirse çiftçilerimiz üretimden kopmaz, 2024
yılında ve sonraki yıllarda üretimde sıkıntı yaşamayız.
Tüm halkımıza ve
çiftçilerimize doğal afetlerden uzak, bereketli, üretilen ürünlerin değerinde
pazarlandığı, bereketin çiftçi refahına yansıdığı, sorunsuz bir yıl temenni
ediyorum.”