Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Türk ve İsveçli çiftçiler işbirliği yapacak

Türk ve İsveçli çiftçiler işbirliği yapacak

-Türk ve İsveçli çiftçiler işbirliği yapacak
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
“Türkiye ve İsveç’in en önemli çiftçi organizasyonları olarak
ekonomik örgütlenme başta olmak üzere işbirliği yapacağız”
-“Türk ve İsveçli çiftçiler tarım, hayvancılık ve balıkçılık
konusunda her alanda işbirliği yapabilirler. Bu olanaklar
mevcuttur”
-“Türkiye, hızla gelişen ekonomisi, stratejik üstünlükleri,
772,3 milyar dolarlık milli geliri, 75 milyonluk dinamik nüfusu
ve dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olması sebebiyle,
aday statüsünde bulunduğu Avrupa Birliği’ne tam üyeliği
halinde önemli katkılar sunacaktır”
-İsveç Çiftçiler Federasyonu Başkanı Helena Jonsson:
-“İsveç’te süt hayvancılığı ve ormancılık en gelişmiş iki alan.
Türkiye ile bu alanlarda işbirliği yapılabilir”
Ankara – 17.11.2012 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye ve İsveç’in en önemli çiftçi organizasyonları olan TZOB ve İsveç Çiftçiler Federasyonu’nun, ekonomik örgütlenme başta olmak üzere işbirliği yapacaklarını bildirdi.
Bayraktar, Türk ve İsveçli çiftçilerin tarım, hayvancılık ve balıkçılık konusunda her alanda işbirliği yapabileceklerini, bu olanakların mevcut olduğunu belirtti.
Şemsi Bayraktar, Ankara Atlıspor Kulubü’nde düzenlenen, İsveç Çiftçiler Federasyonu ve TZOB Yönetim Kurulu’nun katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 78 milyon hektar yüzölçümü, 28 milyon hektar tarım arazisiyle fevkalade önemli tarımsal potansiyeli barındıran bir ülke olduğunu, tarımsal hasılasının 62,7 milyar doları bulduğunu kaydetti. Bayraktar, hızla gelişen ekonomisi, stratejik üstünlükleri, 772,3 milyar dolarlık milli geliri, 75 milyonluk dinamik nüfusu ve dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olması sebebiyle, aday statüsünde bulunduğu Avrupa Birliği’ne tam üyeliği halinde önemli katkılar sunacağını vurguladı.
-“Tarım, ilk 6 ayda genel ortalamanın üzerinde büyüdü”-
Türk tarım, orman ve balıkçılığının 2011 yılında yüzde 5,25, 2002-2011 döneminde ise yıllık ortalama yüzde 2,6 büyüdüğünü, bu yılın ilk 6 ayında da tarım, orman ve balıkçılığın yüzde 4,2 ile yine yüzde 3,1 olan genel ortalamanın üzerinde büyüme gösterdiğini hatırlatan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ülkemiz fındık, kayısı, incir, kiraz, vişne, ayva ve haşhaş tohumu olmak üzere 7 üründe dünyada birinci, karpuz, kavun, çilek, pırasa, bal ve fiğden oluşan 6 üründe dünyada ikinci, mercimek, elma, salatalık, yeşil biber, yeşil fasulye, kestane, antepfıstığında, koyun sütünden oluşan 8 üründe ise dünyada üçüncü sırada bulunmaktadır. Türk tarımının, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, dünyada ilk 10’da 55 ürünü yer almaktadır.
Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) içinde tarımın payı bugün yüzde 8,1 düzeyinde bulunmakla birlikte, çalışan nüfusun yüzde 25,9’unun hala tarımda istihdam edilmesi nedeniyle tarımın ülkemizin sosyo–ekonomik yapısında özel bir yeri vardır.
Tarımdaki nüfusun gelişmiş ülkelerdeki seviye olan yüzde 1-2’lere indirilebilmesi için geliştirilecek politikalar, kırsaldan şehirlere göçü hızlandıracaktır. Bu bakımdan Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan kırsal kalkınma politikaları hakkında bilgi edinmemiz ve bilgilerimizi yenilememizin önemli olduğunu düşünüyorum.”
Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) içinde tarımın payının bugün yüzde 8,1 düzeyinde bulunmakla birlikte, çalışan nüfusun yüzde 25,9’unun hala tarımda istihdam edilmesi nedeniyle tarımın ülkenin sosyo-ekonomik yapısında özel bir yeri olduğunu bildiren Bayraktar, “Tarımdaki nüfusun gelişmiş ülkelerdeki seviye olan yüzde 1-2’lere indirilebilmesi için geliştirilecek politikalar, kırsaldan şehirlere göçü hızlandıracaktır. Bu bakımdan Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan kırsal kalkınma politikaları hakkında bilgi edinmemiz ve bilgilerimizi yenilememizin önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
-“Üretici organizasyonlarının güçlendirilmesine büyük önem veriyoruz”-
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak ülkedeki üretici organizasyonlarının güçlendirilmesine büyük önem verdiklerini, bu bakımdan, İsveç ve diğer Avrupa Birliği ülkelerindeki çiftçi organizasyonlarının yapısı, görev ve faaliyetleri konusunda bilgi alışverişinde bulunmalarının kendileri için çok faydalı olacağını düşündüğünü belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Bu çerçevede İsveç Çiftçiler Federasyonu ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği arasında işbirliğinin geliştirilmesini umuyorum. Bunun, hem kuruluşlarımız hem de iki ülke tarımı için faydalı olacağına inanıyorum.
Türk tarımı özellikle bitkisel ürünler ve kanatlı sektöründe oldukça iddialı durumdadır. Türkiye, sebze ve meyve üretiminde dünyada ilk 5 sırada yer almaktadır. Son yıllarda hayvancılığımız da oldukça hızlı bir şekilde gelişmektedir. Süt üretimi, 2011 yılı itibarıyla 15 milyon tonu aşmıştır. Kanatlı eti üretimimiz yıllık 1,7 milyon tonu, tavuk yumurtası üretimimiz ise yıllık 14 milyar adedi aşarak rekor kırmıştır. Ülkemizde seracılık da oldukça gelişmiştir.
İsveç’te tarım ve hayvancılık son derece modern yöntemlerle yapılmaktadır. Özellikle hayvancılıkta önemli üretim seviyelerine ulaştığımızı biliyoruz.
Türk ve İsveçli çiftçiler tarım, hayvancılık ve balıkçılık konusunda her alanda işbirliği yapabilirler. Bu olanaklar mevcuttur. Birbirimize karşı üstün olduğumuz alanlarda bilgi ve deneyim paylaşımına gidebiliriz. Türk tarafı ve Türk çiftçisi olarak biz bu işbirliğine hazırız. Yeter ki işbirliği yapacağımız alanları karşılıklı olarak belirleyelim.”
-TZOB’un görevleri-
Bayraktar, İsveç Çiftçiler Federasyonu Yönetim Kurulu’na, TZOB’la ilgili bilgi verirken, faaliyetlerini 49 yıldır sürdürdüklerini, Türkiye’nin en büyük meslek kuruluşu olduklarını, Avrupa Çiftçiler Birliği - Avrupa Tarım Kooperatifleri Birliği (COPA-COGECA) ve AB Türkiye Karma İstişare Komitesi üyeliğiyle yurtdışında Türkiye’yi ve Türk çiftçisini temsil ettiklerini anlattı.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, şunları kaydetti:
“Tarihi 1881 yılına dayanan ziraat odalarının birliği olarak 1963 yılından beri faaliyetimizi sürdürüyoruz. Çiftçilikle uğraşanların yasal kuruluşu olan ziraat odaları, diğer meslek kuruluşları gibi hukuki dayanağını Anayasa’dan alan kamu kurumu niteliğinde mesleki kuruluşları olarak çalışmaktadırlar.
Ülkemizde halen 750 ziraat odasında 5,5 milyona yakın çiftçi kayıtlıdır. Birliğimize bağlı odalarda toplam, 13 bine yakın seçilmiş yönetici ve 2 bin 500'ü aşkın personel hizmet vermektedir.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak başlıca görevlerimiz;
Tarımsal politikaların oluşturulmasına katkı sağlamak ve yön vermek,
Türk tarımının ve üreticisinin önündeki sorunları tespit etmek,
Çözüm için öneriler geliştirmek, kamuoyu desteği sağlamak,
Sorunlarla ilgili araştırmalar yapmak,
Çiftçinin yasal temsilcisi olarak gerekli temsil görevlerini yerine getirmek, ilişkileri sürdürmek, sorunları aktararak çözümünü sağlamak,
Çiftçilerin mesleki hak ve menfaatlerini korumak, eğitim programları düzenlemek, örgütlenmeyi güçlendirmektir.
Türkiye Ziraat Odaları olarak, 200’e yakın Avrupa Birliği projesi üretmiş durumdayız. Bu projelerden 108’i kabul görmüş ve uygulama sahası bulmuştur. Bu projelere Avrupa Birliği’nden 11,3 milyon avro da katkı sağlanmıştır.
Ayrıca, ziraat odaları olarak eğitime büyük önem veriyoruz. Bu çerçevede iki bakanlığımızla birlikte kadın çiftçilerimize yönelik ulusal çapta uygulanacak bir eğitim projesi başlatmış bulunuyoruz.”
-İsveç Çiftçiler Federasyonu Başkanı Helena Jonsson-
İsveç Çiftçiler Federasyonu Başkanı Helena Jonsson ise yaptığı konuşmada, federasyonlarının münferit çiftçilerin ve kooperatiflerin bağlı olduğu bir şemsiye örgüt durumunda bulunduğunu bildirdi. Çiftçiler Federasyonuna 170 bin çiftçi ve 90 bin işletmenin bağlı olduğunu, İsveç Çiftçiler Federasyonu’nun gelirlerinin, üyelerin ödediği aidatlardan meydana geldiğini ve mali olarak bağımsız bir kuruluş olduğunu belirten Jonsson, şunları kaydetti:
“İsveç’te süt hayvancılığı ve ormancılık en gelişmiş iki alan. Türkiye ile bu alanlarda işbirliği yapılabilir. Gıda ve orman ürünleri sanayi, ülke gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 10’unu meydana getiriyor. En büyük sorunumuz üretimi artıramamak. Dünyada gıda güvenliğini sağlamak için de üretimin artırılması gerekiyor. Ayrıca enerji, özellikle de yenilenebilir enerji üretimini artırmak istiyoruz. Çeşitli alanlarda eğitim programlarımız var. Çiftçiler için girişimcilik alanında eğitim veriyoruz.”