Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Eğitim, tarım için de olmazsa olmaz

Eğitim, tarım için de olmazsa olmaz

-Eğitim, tarım için de olmazsa olmaz…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Verimliliği yükseltmek için en önemli faktörlerden

biri bilgi, bilgiye ulaşmanın tek yolu ise eğitimdir”

-“Belde ve köylerimizde yaşlı nüfus ve eğitim

seviyesinin düşüklüğü tarımda verimliliği doğrudan

etkileyen unsurlardan biridir”

-“Tarım faaliyetlerini sürdüren nüfusun hem okul

hem de mesleki eğitiminin yükseltilmesi, verimliliğe

ve bilinçli üretime doğrudan katkı sağlayacaktır”

-“Özellikle yüksek öğretim görmüş nitelikli iş

gücünden sahada yararlanılması son derece

önemlidir”

-“Birlik olarak genelde üreticilerimizin, özelde ise

kadın çiftçilerimizin eğitimini çok önemsiyoruz”

 

Ankara – 29.09.2012 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, hem okul hem de mesleki eğitimin tarım kesimini oluşturan nüfus için de çok büyük önemi bulunduğunu belirterek, “Verimliliği yükseltmek için en önemli faktörlerden biri bilgi, bilgiye ulaşmanın tek yolu ise eğitimdir” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımın, Türkiye için sosyal ve ekonomik açıdan en önemli ve stratejik sektörlerin başında geldiğini vurguladı. Son yıllarda elde edilen başarı ve ulaşılan rakamlara rağmen Türk tarım sektörünün gerçek potansiyel rakamlarından hala çok uzak olunduğunu vurgulayan Bayraktar, bunu gerçekleştirebilmek için yapısal sorunların çözümü yanında eğitime büyük ihtiyaç bulunduğunu bildirdi.

Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ekonomik büyümeyi sağlayan yatırımlardan en önemlisi, insana eğitim yoluyla yapılan yatırımdır. Bu yatırım, hayatın her alanında olduğu gibi, hem kişisel gelişim hem de mesleki gelişimler için şarttır. Ekonomik gelişmeler aslında, eğitime yapılan yatırımların yıllar itibarıyla bir yansımasıdır. Doğal kaynaklarımızın yanı sıra genç nüfusumuz, Türkiye’miz için büyük bir şans ve imkândır. Bu şans ve imkânın, insanlarımızın refahına ve ülkemiz ekonomisine katkısı ise ancak eğitim yoluyla sağlanabilir.

Ülkemiz coğrafyası, farklı tarım uygulamalarına ve tarım ürünlerine olanak vermesi açısından son derece zengindir. Bu zenginlik ancak, bölgesel, yöresel coğrafi ve ürün deseni farklılıkları gözetilerek genç nüfusa verilecek eğitimle değer kazanabilir. Tarım faaliyetlerini sürdüren nüfusun hem okul hem de mesleki eğitiminin yükseltilmesi, verimliliğe ve bilinçli üretime doğrudan katkı sağlayacaktır.”

Günümüzde meslek okullarının öneminin daha da arttığının altını çizen Bayraktar, şöyle devam etti:

“Bu çerçevede tarım liselerinin, tarım bölümleri olan meslek yüksek okullarının sayısının artırılması; bu okulların bulunduğu bölgenin şartları gözetilerek ve daha da önemlisi sahada çiftçiyle bire bir etkileşim sağlayacak şekilde müfredatlarının yeniden gözden geçirilmesi, hem öğrencilerimize hem bu okulların bulunduğu yörelerimize hem de çiftçilerimize ve dolayısıyla ülkemize büyük katkı sağlayacaktır.”

 -Tüm paydaşlar sorumluluk almalı-

 Bilimsel bilgilerin üreticilere yansıtılmasının, bu alanda çalışan bilim adamları, mühendis ve veteriner hekimler kadar, çeşitli faaliyetlerle, yaygın eğitim teknikleriyle sektörün bütün paydaşlarının sorumluluğuyla sağlanması gerektiğini de belirten Bayraktar, “TZOB olarak genelde üreticilerimizin, özelde ise kadın çiftçilerimizin eğitimini çok önemsiyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız ile işbirliği içinde ve yoğun şekilde sürdürüyoruz. TZOB, bu işbirliğini, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız ile yapılan ‘Kadın Çiftçi Eğitimi İşbirliği Protokolü’ ile daha da geliştirdi” bilgisini verdi.

Özellikle yüksek öğretim görmüş nitelikli iş gücünden sahada yararlanılmasının son derece önemli olduğuna da değinen TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “Bu gerçekten hareketle, Ziraat Odalarımızın teknik ve idari seviyesinin yükseltilmesini sağlamak amacıyla ziraat mühendisi ve veteriner hekim istihdamını artıracak şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

 -Belde ve köylerde eğitim seviyesi düşük-

 Türkiye'de, 2011 rakamlarına göre, belde ve köylerde ilkokul mezunlarının yüzde 37,6 gibi oranla birinci sırada yer alması eğitim seviyesinin düşüklüğünü;   diğer eğitim seviyelerine göre yüksek olmasının ise köy ve beldelerde yaşlı nüfusun hâkim olduğunu gösterdiğini vurgulayan Bayraktar, yaşlı nüfus ve eğitim seviyesinin düşüklüğünün tarımda verimliliği doğrudan etkileyen unsurlardan biri olduğunun altını çizdi. 

Bayraktar, şunları kaydetti:

“Belde ve köylerimizde ilköğretim oranı yüzde 20,4, lise mezunlarının oranı yüzde 10,8'dir. Yüksekokul ve fakülte mezunu oranı yüzde 2,9, yüksek lisans ve doktora mezunları oranları binde 1'dir. Belde ve köylerimizde okuma yazma bilmeyenlerin oranı 2008’de yüzde 16,2 iken 2011’de 5,9 puan düşüşle yüzde 10,3'e gerilemiştir. Aynı yıllar arasında kadınlarda bu oran yüzde 25,3'ten, 9,8 puanlık bir düşüşle yüzde 16,5'e, erkeklerde ise yüzde 7'den, 3 puanlık düşüşle yüzde 4'e gerilemiştir. 2008-2011 yılları arasında lise mezunu oranı yüzde 17,8, ilköğretim mezunu yüzde 44,3 oranında artmıştır.

Söz konusu yıllar arasında okuma-yazma bilmeyenlerin oranı gittikçe düşmüştür, ancak düşüş oranı kadınlarda daha azdır. Herhangi bir okula gitmeyip okuma-yazma bilen kadınların oranı, yüzde 14 ile erkeklerin yüzde 7,7 olan oranının iki katıdır. Sektörümüzde üstlendikleri rolleri ve aldıkları sorumlulukları dolayısıyla çok önemsediğimizi her vesileyle vurguladığımız; tarımda çalışanların yüzde 48’ini oluşturan kadın çiftçilerimizin eğitimi, bu bilgiler ışığında daha da önem kazanmaktadır.

Ülkelerin ekonomilerinin gücünün, onu yaratan insanların eğitimiyle paralel olduğu bilinen bir gerçektir. Çiftçilerimizin çoğunluğunun hem müteşebbis hem de işçi olduğu bir sektörde eğitim seviyesi, üretim kararları alma ve sonraki süreci doğrudan etkilemektedir. Çiftçilerin eğitimli olanlarının şehirlere göçü de dikkate alındığında, üretimde kalanların eğitim seviyelerinin bir şekilde yükseltilmesi daha da önemli hale gelmektedir.

Yeniliklerin çiftçilere yayım çalışmalarıyla aktarılması sürecinde, çiftçilerimizin bu faaliyetlerden üst düzeyde faydalanabilmeleri de sahip oldukları temel ve mesleki eğitimleriyle doğru orantılıdır. Diğer yandan, temel eğitim düzeyinin yüksek oluşu, yani en son mezun olunan okul seviyesi, mesleki eğitimde başarıya etki eden önemli bir faktördür.”

 -Eğitenlerin eğitimine özel önem verilmeli-

 Çiftçiye mesleki eğitim verecek danışmanların ya da yayımcıların eğitiminin önemine de vurgu yapan Bayraktar, “Ziraat fakültelerinde verilen eğitiminin, çiftçiyle yüz yüze gelecek mühendise, yayımcı ve danışman sıfatını kazandırması gerekmektedir. Bu konuda ayrıca bir pratik eğitim, önem kazanmaktadır. Çünkü çiftçinin mesleki eğitimi tarla ve ahırda bizzat el becerisiyle uygulanarak yapılır ve verilir. Çiftçilerin eğitim seviyelerine göre meslek eğitimi verilmesi, dikkat edilmesi gereken bir diğer konudur” dedi.

Tarımsal eğitim ve yayım faaliyetlerinin genel olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yürütüldüğünü anımsatan Bayraktar, şöyle devam etti:

“2006 yılında Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik çıkarılmış ve bu konuda özel sektör de devreye sokulmuştur. Yönetmelikle danışmanlık hizmeti sunacak kişi ve kuruluşların özellikleri ve hizmet koşulları belirlenmiş; danışmanlık hizmeti sunacak kişilere sertifika zorunluluğu getirilmiştir.

Danışmanlık hizmeti de veren TZOB olarak hedefimiz, ilgili Bakanlıklarımızla yürüttüğümüz işbirliğini, üniversitelerimizle de pekiştirerek, gelecekte eğitim çalışmalarının Ziraat Odalarımızca üstlenilmesini, bu çalışmaların bizzat çiftçi meslek örgütlerince yerine getirilmesini sağlamaktır. TZOB olarak çalışmalarımızı bu hedefi gerçekleştirmek üzere sürdürüyoruz.”