Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Domatexpo Fuarı açıldı

Domatexpo Fuarı açıldı

-Domatexpo Fuarı açıldı
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Seralar, ticarethane kapsamından çıkarılmalı, daha uygun fiyatla elektrik alması sağlanmalıdır”
-“Elektriğin yanı sıra seracılıkta temel üretim girdileri olan gübre, örtü malzemesi ile mazotta uygulanmakta olan katma değer vergisi oranlarının indirilmesi en önemli beklentilerimizdir”
-“Üreticilerimizin iklimin kontrol altına alınabildiği modern seralara yönlendirilmesi, yeni seralarda modern teknikleri uygulamaya teşvik edilmesi ve mülkiyet sorununun çözülmesi gerekiyor”
-“1 Aralık’ta başlayıp 30 Mayıs’ta sona eren ihracat teşvik priminin, 1 Kasım’da başlayıp 30 Haziran’da bitecek şekilde yeniden düzenlenmesi sağlanmalıdır”
-Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker:
-“Kumluca'da seralarda kullanılan kimyasal ilaçların plastik kaplarının geri dönüşümü konusunda çalışma başlattık”
-“Gıda güvenliği bakımından Türkiye'nin bir sorunu yok. Türkiye'de herkese yetecek kadar gıda var, herkes de bir şekilde ulaşıyor”
Kumluca – 22.11.2012 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, örtü altı
yetiştiriciliğinde maliyeti etkileyen en önemli faktörlerden birinin elektrik giderleri olduğunu, seralarda elektrik enerjisinin, sulama, havalandırma, ısıtma, aydınlatmada kullanıldığını bildirerek, “Seralar, ticarethane kapsamından çıkarılmalı, daha uygun fiyatla elektrik alması sağlanmalıdır” dedi. Bayraktar,Antalya'nın Kumluca ilçesinde bu yıl ilk kez düzenlenen ve 24 ilden 68 domates üreticisi firmanın katıldığı 1. Domates Fuarı'nın (DOMATEXPO) Kumluca Toptancı Hali'ndeki açılış törenine katıldı. Şemsi Bayraktar, Fuarın açılışında yaptığı konuşmada, uluslararası ve ulusal ticaretin çok hızlı bir şekilde geliştiği günümüzde, fuarların önemi de vazgeçilmez bir şekilde arttığını vurguladı. Fuarların, büyük bir titizlikle yürütülen çalışmaların ve büyük emeklerin sonucu elde edilen ilk ürünlerin ve son teknolojilerin görücüye çıktığı yerler olduğunu anlatan Bayraktar, bu özelliklerinden dolayı fuarların, ekonomik ve sosyal hayatın bir aynası olduğu gibi, aynı zamanda iç ve dış ticaretteki ekonomik ilişkilerin ve gelişmelerin de en canlı göstergeleri olduğunu söyledi.
-Ürün odaklı ilk ihtisas fuarı-
Fuarların üstlenmiş ve taşımış olduğu misyon dikkate alındığında, ürün odaklı ilk ihtisas fuarı olması münasebetiyle de Domatexpo Fuarı’nı fevkalade önemsediğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Domatesin üretiminden pazarlanmasına kadarki süreçte, domates hakkında bütün bilgi ve teknolojilerin paylaşılacağı bu fuarın, başta üreticilerimiz olmak üzere, sektörümüzden istifade eden paydaşlarımızın tümüne önemli katkılar sağlayacağı inancındayım.
Seracılık sezonunun açıldığı bir zamanda, bütün paydaşları bir araya getiren bu fuar sayesinde, üreticilerimizin aradıkları ürün ve hizmeti, ilgili kişileri ve sorunlarının cevaplarını bulacaklarını ummaktayım.
Sofralık domates üretimde Antalya ilimiz, açık ara farkla ilk sırada yer alıyor. Kumluca ilçemiz ise başta domates yetiştiriciliği olmak üzere Antalya’mızın seracılık üssü konumunda bulunuyor. Bu nedenledir ki, bu organizasyonun Kumluca ilçemizde düzenlenmesini de oldukça isabetli bulduğumu belirtmek istiyorum.
Domates üretiminde kalite ve miktar açısından büyük bir gelişme gösteren ülkemiz, dünya domates üretiminde dördüncü sırada yer almaktadır. Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyasladığımızda, ülkemizde gerçekleştirilen üretim, Avrupa Birliği’nde yapılan üretimin yarısından fazlasına tekabül etmektedir. Domateste sadece üretim miktarında değil, kalitede de yakalanan ilerlemelerde, her şartta üretimi kendisine şiar edinen başta üreticilerimiz olmak üzere, Kumluca’da faaliyet gösteren sektör paydaşlarımızın da büyük katkıları olmuştur. Kumluca’mız kaliteli, güvenilir, izlenebilir bir üretimin gerçekleşmesinde pek çok ilke imza atmış, öncülük görevini üstlenmiştir.”
Tarladan sofraya gıda güvenliği politikası doğrultusunda 2003 yılında “Tarımsal Ürünlerdeki İlaç Kalıntılarının Önlenmesi” projesinin uygulanması için pilot bölge olarak Kumluca’nın seçilmiş olması da bu anlamda oldukça manidar bulduğunu söyleyen Bayraktar, şöyle devam etti:
“Örtü altı yetiştiriciliğinde, kayıt altına alma ve izlenebilir bir üretim modeliyle kaliteli ve güvenilir ürünler elde edilmektedir. Ayrıca, modern tarım tekniklerinin uygulanmasıyla birlikte birim alandan elde edilen
verim de artmakta; elde ürünler, iç pazarın yanı sıra dış piyasalara da arz edilmektedir.
Kaliteli ve güvenilir ürünlerin elde edilmesinde verilen teşviklerin katkısını da göz ardı etmemiz mümkün değildir.
Örtü altında iyi tarım uygulamalarının, biyolojik ve biyoteknolojik mücadelenin desteklenmesi ile doğal yollarla döllenmeyi sağlamak üzere verilen bombus arası desteği bu sürece gelinmesinde önemli katkılar sağlamıştır. Söz konusu desteklerin devamı sürecin daha da iyiye gitmesine neden olacaktır.”
Domatesin, yaş sebze ihracatının lokomotifi durumunda olduğunu belirten Bayraktar, “2011 yılında gerçekleştirilen toplam sebze ihracatımızın yüzde 53’ünü, tek başına domates oluşturmaktadır. Ancak, sebze ihracatımızın yarısını
domates oluştursa da, ne yazık ki, toplam sofralık domates üretimimizin ancak yaklaşık yüzde 8’i ihracata konu olabilmektedir. Üretim potansiyelimiz dikkate alındığında, ihracatın üretime oranı oldukça düşük kalmaktadır” dedi.
-“Örtü altı yetiştiriciliği en önemli tarımsal faaliyetlerinden biri haline geldi”-
Şemsi Bayraktar, birim alandan yüksek verim alınmasını sağlayarak küçük alanların marjinal şekilde değerlendirilmesine olanak veren örtü altı yetiştiriciliğinin, aynı zamanda yıl içinde düzenli bir işgücü kullanımı
sağlamasıyla da ülkemizdeki önemli tarımsal faaliyetlerden biri haline geldiğini anlattı.
İklim koşulları, mevcut pazarlara olan yakınlığın jeotermal enerji potansiyeli gibi, ülke avantajlarının sektör açısından büyük imkanlar barındırdığını vurgulayan Bayraktar, “ Bu imkanların, eğitim, yayım ve denetim faaliyetleriyle
birleştirilmesi; gıda güvenliği ve izlenebilirliğin sağlanmasına yönelik üretim sistemleri ve tarım teknolojileriyle de buluşturulmasıyla sahip olduğumuz potansiyel daha etkin bir şekilde değerlendirilebilecektir” dedi.
Bugün gelinen noktada, seracılık yapan üreticilerin pek çok sorunla karşı karşıya olduğunu bildiren Bayraktar, şunları söyledi:
“İşletmelerin küçüklüğü, pazarlama sorunları, tarımsal girdilerde dışa bağımlılık ve girdi fiyatlarındaki artış nedeniyle üretim maliyetlerinin yüksekliği, üreticinin maliyetin altında ürün satmak zorunda kalması gibi, ülkemiz tarımında karşılaşılan genel sorunlar, örtü altı yetiştiriciliğinde de temel sorunlar olarak önümüzde duruyor.
Ülkemiz seraları işletme yapısı ve sera büyüklüğü yönünden aile işletmeleri şeklinde olup genelde küçük
alanlara sahiptir. Aile tipi küçük işletmelerin yaygınlığı, sermaye yetersizliğini beraberinde getirmekte, üretici serasına gereken yatırımı yapamamakta ve modern teknolojilerin kullanımı da buna bağlı olarak sınırlı kalmaktadır. Kontrollü örtü altı üretim alanlarında Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince düşük faizli işletme ve yatırım kredisi kullandırılsa da işletmelerin yenilenmesinde ve modernizasyonunda arzu edilen seviyeye gelinememiştir.
Özellikle seracılığın yoğun olarak yapıldığı bu bölgede önemli konulardan biri de mülkiyet sorunudur. Her
ne kadar Hazine ve 2/B arazilerinin satışı ile mevzuat çıkmış olsa da hala mülkiyet sorunu devam etmektedir. Mülkiyet sorunu nedeniyle Çiftçi Kayıt Sistemine kayıt yaptıramayan üreticilerimiz desteklerden yararlanamadığı, düşük faizli kredi kullanamadığı gibi TARSİM tarafından da standartlara uygun
olmadığı gerekçesiyle sigorta da yaptıramamaktadır.
Ülkemizdeki seraların önemli bir bölümünün küçük işletmeler ve bu işlemlerin büyük oranda iklim koşullarına bağlı kalarak üretim yaptığı dikkate alındığında, daha verimli ve kaliteli bir üretim sağlanabilmesi için mevcut seraların modern seralara dönüştürülmesi şarttır. Bunun için, üreticilerimizin iklimin kontrol altına alınabildiği modern seralara yönlendirilmesi, yeni seralarda modern teknikleri uygulamaya teşvik edilmesi ve mülkiyet sorununun çözülmesi gerekmektedir.”
Örtü altı yetiştiriciliğinde maliyeti etkileyen en önemli faktörlerden birinin de elektrik giderleri olduğunu anlatan Bayraktar, seralarda elektrik enerjisinin, sulama, havalandırma, ısıtma, aydınlatmada kullanıldığına dikkat çekti. Seralarda kullanılan elektriğe ise ticarethane tarifesi uygulandığını, yani, en yüksek
tarifeden elektrik ücreti ödendiğini vurgulayan Bayraktar, şöyle dedi:
“ Seracılık faaliyetlerinin iklime bağlı kalmadan, işletme karının artırıldığı üretim şekli olduğu gerekçe
gösterilerek, tarımsal sulama elektrik abone kapsamına dahil edilmemektedir.
Seralar, ülke insanının beslenmesini sağlayan, istihdam yaratan, sanayiye ham madde temin eden,
tarımsal amaçlı üretim faaliyetlerinin yapıldığı işletmelerdir. Maliyetlerin düşürülerek, işletmelerin de rekabet gücünün artırılabilmesi bakımından seralar, ticarethane kapsamından çıkarılmalı, daha uygun fiyatla elektrik alması sağlanmalıdır.
Elektriğin yanı sıra seracılıkta temel üretim girdileri olan gübre, örtü malzemesi ile mazotta uygulanmakta olan katma değer vergisi (KDV) oranlarının indirilmesi en önemli beklentilerimizdir.”
Üretimin sürdürülebilir kılınması, teknolojik yeniliklerin işletmelere aktarılması, mevcut seraların odernizasyonunun sağlanması, kısaca üreticilerimizin işletmelerine gereken yatırımı yapabilmeleri, yeterli gelir elde etmeleriyle mümkün olduğunu bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ancak, üreticilerimiz bin bir emekle ürettikleri ürünlerini pazarlamada, sıkıntılar yaşamaktadır.
Bu yıl havaların güzel gitmesi tarla domatesinde hasadın devam etmesi seralarda da verimin iyi olması
nedeniyle domatesin fiyatı 55 kuruşa kadar düşmüştür.
Üreticilerimizin binbir emekle ürettikleri üründe yeterince söz sahibi değillerdir. Üreticilerimizin kendi
ürettiği üründe söz sahibi olabilmesi, sahip oldukları hakları etkin bir şekilde kullanabilmesi ancak
örgütlenme ile mümkündür. Üreticilerimiz tam olarak örgütlenemediğinden herhangi bir pazarlık gücü de bulunmamaktadır. Bu yapıda üretici düşük fiyata ürün satarken tüketici de daha pahalıya ürün tüketmek durumunda kalmaktadır.
Avrupa Birliği ülkelerinde pazarlanmanın büyük bir çoğunluğu üretici örgütlerince yapılmaktadır. Sorunun
çözümüne yönelik olarak üreticilerin örgütlenmesi ve örgütlenme bilincinin oluşması eğitim ve yayım faaliyetlerine daha fazla ağırlık vermekle mümkündür. Bunu yanı sıra, Tarımsal Üretici Birlikleri’ne gerekli kaynak aktarılarak finansman bakımından güçlendirilmelidir. Birlikler bu şekilde fonksiyonel hale
getirilerek bir müdahale kurumu gibi çalışmaları sağlanmalıdır.
-“Soğuk hava depoları yeterli değil”-
Ülkemizde soğuk hava depoları yeterli değildir. Bunun sonucunda hasadın yoğun olduğu dönemde
pazara talebin üzerinde ürün sunulmakta, bu da üretici fiyatlarında düşüşe neden olmaktadır. Arzın daha uzun döneme yayılması bakımından depolama imkanlarının artırılması gerekmektedir.
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni yatırım tesislerinin yapımı, mevcut faal olan veya olmayan tesislerin kapasite
artırımı ve teknoloji yenilenmesine yönelik yatırımlar yüzde 50 hibe yoluyla desteklenmektedir. Verilen bu destekler bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir. Bu fırsatlar iyi değerlendirilmeli, ziraat odalarımız ve üretici birlikleri bu
konuda da önemli görevler üstlenmelilerdir.” ayraktar, mevcut üretim potansiyeli de dikkate alındığında iç ve dış talebin artırılmasının büyük önem arz ettiğini domatese olan talebin artırılarak piyasanın canlandırılması
bakımından çeşitli tanıtım faaliyetleriyle iç tüketimin de artırılması gerektiğini belirtti.
Üretilen sofralık domatesin ancak yüzde 8’inin ihraç edildiği dikkate alındığında, yeni pazarlar bulunarak ihracatın artırılmasının mutlaka sağlanmasının zorunlu olduğunu bildiren Bayraktar, “İhracat iadelerinin, sektör üzerindeki
olumlu etkileri dikkate alındığında, yeterli miktarda verilmesi de teşvik edici olacaktır. Ayrıca 1 Aralık’ta başlayıp 30 Mayıs’ta sona eren ihracat teşvik priminin, 1 Kasım’da başlayıp 30 Haziran’da bitecek şekilde yeniden düzenlenmesi
sağlanmalıdır” dedi.

-Bakan Eker: “Bu yılki domates üretim tahmini 12 milyon ton”-
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, törende yaptığı konuşmada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) bu yılki domates üretim tahmininin yaklaşık 12 milyon ton olduğunu,Türkiye'nin bugün domates üretiminde
dünyanın ilk 3-4 ülkesinden biri konumunda bulunduğunu söyledi.
Kumluca'da seralarda kullanılan kimyasal ilaçların plastik kaplarının geri dönüşümü konusunda çalışma başlattıklarını kaydeden Eker, şöyle dedi:
“Plastiğin toprakta 1000 sene bozulmadan kalıyor. Plastik içindeki kimyasal madde de canlıları zehirliyor. Çevrenin zehre karşı korunması erekir. Üreticiler, kullandıkları plastik ambalajı 3 kez yıkanmalarını, özel kaplara erleştirilerek, geri dönüşüm kutularına atmalarını istiyoruz.

Türkiye'de yaşayan 75 milyon insan ve yılda gelen 30 milyon turistin karnının Türk çiftçisi tarafından doyuruluyor. Gıda güvenliği bakımından Türkiye'nin bir sorunu yok. Türkiye'de herkese yetecek kadar gıda var, herkes de bir şekilde ulaşıyor. Türkiye sebze üretiminde dünyada 4'üncü sırada. Bu önemli bir husus. 24 milyar hektar arazide 6,5 milyon çiftçi, üretim yapıyor. Çin birinci, Hindistan ikinci, ABD üçüncü ve biz dördüncü sıradayız. TÜİK'in tahmini rakamlarına göre sebze üretimi bu yıl yaklaşık 28 milyon ton olacak.''
Bakan Mehdi Eker, Türkiye'de tarım topraklarının daha verimli kullanılması amacıyla yeni bir çalışma yaptıklarını, tarım topraklarının haritasını çıkardıklarını söyledi. Buna göre her 2,5 dönümlük arazide hangi tarım ürününün bulunduğunu ve verimliliğini bildiklerini anlatan Eker, ''Tarım topraklarının adeta MR'ını çektik'' dedi.
Türk tohumculuğunun da haksız eleştirilere maruz kaldığına değinen Eker, Türkiye'deki tohumların yüzde 93,6'sının yerli üretim olduğunu vurguladı. 10 yıl önce Türkiye'de 145 bin ton tohum üretildiğini belirten Eker, ''2011 yılında ise 637 bin ton tohum üretildi. Bu yüzde 339 artış demektir. Tüm üreticilerimizin ellerine sağlık'' diye konuştu.
Sebze tohumunda da 2002 yılında 1200 ton olan üretimin bu yıl 2 bin 200 tona çıktığını ifade eden Eker, Türkiye'nin tarım alanında önemli adımlar attığını bildirdi.
Bakan Eker, Antalya'daki çiftçilere 4 bin 706 makine ekipman desteği sağlandığını, 15 milyon lira hibe verildiğini belirtti. Bu yıl Antalya çiftçisine 60 milyon 300 bin lira karşılıksız nakit destek verildiğini söyleyen Eker, 2016 yılında Dünya Botanik EXPO'sunun da Antalya'da yapılacağını, EXPO ile ilgili çalışmaların da hızla sürdüğünü kaydetti.
-AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel-
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel, Türkiye'de domates alanındaki ilk fuarın Kumluca'da yapıldığına dikkati çekti. 10 yıl önce tarım sektöründe tartışılan konuların çok farklı olduğunu dile getiren Türel, ''10 yıl önce hep birlikte zirai kredilerin yüksekliğinden bahsederdik, bugün ise daha düşük faizlerle çiftçiler kredi kullanabiliyor. Üretim sıkıntısından bahsederdik, bugün ise üretim patlaması yaşanıyor. Enflasyon canavarı vardı, bugün şükürler olsun bu da tarihe karıştı. En öncelikli sorunumuz da ürünlerin düşük fiyatla satılıyor olması'' dedi.
Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Antalya'dan yapılan 1,2 milyar ihracatın yüzde 50'sini tarım ürünlerinin oluşturduğuna işaret etti. Kadınların üretimde ön planda olduğunu dile getiren Altıparmak, çiftçilerin çocuklarını artık ziraate yönlendirmediklerinin altını çizdi.
Açılışın ardından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel fuarı gezdiler. Eker, Bayraktar ve Türel’e, fuarda domates ve domates dondurması ikram edildi. Bakan Eker, Bayraktar ve Türel, domates ve bombus arı kılığına girmiş çocuklarla fotoğraf çektirdiler.