Çiftçilerimizin artan Tarım BAĞ-KUR Primleri
-“2022 yılı tarım BAĞ-KUR primi 1.668,83 TL
oldu. Bu miktarı çiftçilerimizin ödemesi imkânsızdır. Bu nedenle yüzde 44,87
oranındaki prim artışına kolaylık sağlanmalı, prim ödeme gün sayısı 15 güne
indirilmelidir. Çiftçilerimizin primlerine uygulanan yüzde 5’lik hazine teşvik
indirimi en az enflasyon oranında artırılmalıdır”
“Çiftçilerimizin
tarım BAĞ-KUR primleri, açıklanan brüt asgari ücretin 5 bin 4 liraya ve aylık
prim gün sayısının 28 günden 29 güne çıkarılması nedeniyle çok fazla arttı”
diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Brüt asgari
ücret yüzde 39,87 oranında artarken çiftçilerimizin tarım BAĞ-KUR primleri
yüzde 44,87 oranında artarak bin 151 lira 96 kuruştan bin 668 lira 83 kuruşa
çıktı.
Borcu
bulunmayan çiftçilere verilen 5 puanlık Hazine desteği göz önünde bulundurulsa
bile çiftçilerimizin ödeyeceği tarım BAĞ-KUR primi aylık 985 lira 1 kuruştan
bin 426 lira 97 kuruşa yükseldi.
Çiftçilerimiz işçi ve
memurla aynı statüde değildir. İşvereni olmadığı için belirlenen primin tamamını
kendisi ödemek zorundadır. Çiftçinin 2022 yılında tarım BAĞ-KUR primini ödemesi
bir hayli zorlaştı.
Tarım BAĞ-KUR primleri 2022
yılı itibariyle 2 parçada ödenecektir. Ocak-haziran primleri temmuz sonuna
kadar, temmuz-aralık primleri ise takip eden yılın ocak sonuna kadar ödeyecek
olan çiftçilerimize ödemeler konusunda da kolaylık getirilmiştir.
Ancak, çiftçilerimizin 2
dönemde ödeyeceği 10.012,98 liradan, yıllık toplam 20.025,96 lira olan prim Hazine
indirimiyle 8.561,82 liradan yıllık toplam
17.123,64 liraya düşse de çiftçilerimizin bu rakamları ödemesine imkân yoktur.”
Bayraktar, son 2 yılda
toplam 172 bin 747 çiftçinin tarım BAĞ-KUR’unu ödeyemeyecek güçte olduğu için
muafiyet belgesi alarak tarım BAĞ-KUR’u ödemekten vazgeçtiğini hatırlatarak
açıklamasına şöyle devam etti:
“Yükselen primler nedeniyle
çiftçilerimiz 2022 yılında primlerini ödeyemeyecek, tarımda kayıt dışı çalışma
artacak ve geliri düşük olan çiftçilerimiz, muafiyet belgesi alarak sosyal
güvenlikten mahrum kalacaktır.
Anayasanın 60. Maddesi’ne
göre; ‘Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği
sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar’ hükmünün yer aldığını
hatırlatarak, çiftçilerimizin bu haktan mahrum kalmamaları gerektiğini
belirtmek istiyorum.
Devletimiz sosyal
güvenlikte çiftçiyi desteklemelidir. Tarım
BAĞ-KUR sigortası prim gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne
indirilmelidir. Bu durumda çiftçimizin ödeyeceği aylık prim bin 668 lira 83
kuruştan 863 lira 19 kuruşa, Hazine desteği göz önünde bulundurulduğunda ise
738 lira 09 kuruşa inecektir. Çiftçilerimizin içinde bulunduğu durum
düşünüldüğünde bu miktar bile çok yüksektir. Ayrıca çiftçilerimizin tarım BAĞ-KUR
primlerine uygulanan yüzde 5 oranındaki
hazine teşvik indirimi de enflasyon oranına göre yükseltilmelidir.”
“Diğer meslek gruplarından
farklı olarak, çiftçilerin çoğu kapalı alanlarda çalışmamaktadır” hatırlatması
yapan Bayraktar, zor koşullarda çalışan tarım emekçilerinin fiziksel yıpranmanın
yanı sıra psikolojik olarak da yıprandığını belirterek açıklamasını devam
ettirdi:
“Çiftçilerimizin çalışma
alanları, tarla, bahçe, bağ gibi açık alanlardadır. Kapalı alanlar bile sera,
ahır, ağıl, kümes gibi yerlerdir. Balıkçılık ile uğraşanlar ise tekne, havuz
vb. gibi yerlerde zor şartlar altında çalışmaktadır.
Çiftçilerimizin çalışma
koşulları, günlük 8 saatten daha uzun sürede ve ağır şartlarda olmakla
birlikte, traktör ya da tarım makinesi kullanırken toza, tarım ilacı
kullanırken ilaca, kimyasal gübreleme yaparken kimyasallara, sulama yaparken
çamura ve içerisindeki bakterilere, hasat ya da budama yaparken, yabancı otları
temizlerken ellerinin çatlamasına, yıpranmasına, hayvanları beslerken hayvan
dışkılarına, hayvan bakımlarını gerçekleştirirken hayvan hastalıklarına maruz
kalabilmektedirler.
Tarım BAĞ-KUR primini
ödemekte zorlanan çiftçilerimiz, ürününün para etmeme riski, ekonomik sorunlar,
girdi fiyatlarının sürekli artması, kuraklık, tropikal rüzgâr ve fırtına gibi ansızın
yaşanan afetlerle ürününü kaybetme korkusuyla daima karşı karşıyadır. Ayrıca bu
kaygı ve korkulara, çiftçimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine
bitmek tükenmek bilmeyen borçlarıyla sürekli haciz endişesi gibi bazı stres
faktörlerinin de eklenmesi psikolojik travmalara sebep olabilmektedir. Çiftçilerimize, yıllardır sadece fiziksel değil psikolojik yıpranma
payı da verilmelidir.
Zor şartlarda çalışanlara fiili hizmet tazminatı
verilmektedir. Kamuoyunda yıpranma payı olarak bilinen fiili hizmet tazminatı,
mesleklere göre değişik süreleri kapsamaktadır. Çalışma şartlarının zorluğu dikkate alınarak, bütün çiftçilerimize
çalıştıkları her yıl için 90 gün (4 yılda 1 yıl hesabıyla) yıpranma payı ilave
edilmelidir.”
Bayraktar, sigortalı çalışanların 7 bin 200 prim gün sayısı
ile emekli olurken, Tarım BAĞ-KUR’lu ve esnaf BAĞ-KUR’luların 9 bin gün prim
ödediğini belirterek, açıklamasına şöyle devam etti:
“Çiftçilerimizi rahatlatmak için, yıpranma payı verilmeli,
diğer meslek gruplarına göre çiftçimizin tarımı terk etmemesi için bu avantaj
sağlanmalıdır.
SGK istatistik verilerine göre;
2016 yılında 717 bin 876 kişi zorunlu tarım BAĞ-KUR’unda iken 2020 yılında
yüzde -23,79 değişim oranı ile 547 bin 75 kişiye düşmüştür.
Ancak, Birliğimizin Zobis otomasyon sistemi verilerine
göre; 2020 yılında 82 bin 819, 2021 yılın Kasım sonu itibariyle 89 bin 928
çiftçimiz tarımsal gelirinin düşük olduğunu belgeleyerek muafiyet belgesi almış
ve tarım BAĞ-KUR sigortalılığını sonlandırmıştır.
Son 2 yılda toplam 172 bin 747 çiftçi tarım BAĞ-KUR’u
ödeyemeyecek güçte olduğunu muafiyet belgesi ile ispatlayarak tarım BAĞ-KUR
ödemekten vazgeçmiştir. Üstelik çiftçilerimizin mali durumu düzelse ve tekrar BAĞ-KUR
ödemeye karar verse bile şuan ki düzenlemelere göre muafiyette geçen yılları
borçlanamayacaktır. Çiftçilerimizin yaşadığı sıkıntılı dönemin dikkate
alınarak, muafiyette geçen sürelerin borçlandırılması imkânı sağlanmalıdır.
Tarımda çalışan kadınların yüzde
94,5’i sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değildir. Pozitif ayrımcılığı hak eden
kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için,
gençlerimizi ve kadın çiftçilerimizi tarımda tutmak için teşvik edici önlemler
alınmalıdır. Ayrıca kadınların
sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması
yapılmalıdır.
Devletimiz çiftçilerimizin sosyal güvenlik hakkını devlet
eliyle verebilecek güçtedir. Ülkemizi besleyen çiftçilerimizi sosyal
güvenlikten yoksun bırakmayacağına gönülden inanıyoruz.”