-Bayraktar Fethiye Ziraat Odası’nı ziyaret etti,
çiftçilerle buluştu
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Burada hızlı bir şekilde gelişen ciddi bir tarım potansiyeli var. Bölgedeki turizm yatırımı kadar tarım sektörüne de yatırım yapılmalı”
-“İşletmelerin büyütülmesi ve toplulaştırılması verimlilik
açısından önemlidir”
-“Üreticimizin en önemli sorununun yüksek maliyetler olduğunu görüyoruz. Hükümetimizden destekleme bütçesinin artmasını talep ediyoruz”
-“Üretim yapan kesime pozitif ayrımcılık istiyoruz. Elektrikte acil bir şekilde indirime gidilmesini talep ediyoruz”
-“Hızlı bir şekilde, kısa süre içinde, muhakkak suretle borçların yapılandırılması gerekiyor. Çiftçi borçlarının yapılandırılması talebimizi hükümetimizle görüşmeye ve bu talebimizi gündemde tutmaya devam edeceğiz”
Fethiye/Muğla
- 05.12.2019 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, Fethiye Ziraat Odası’nda, Muğla Ziraat Odalarının başkanları ve
çiftçilerle bir araya geldi, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Bayraktar,
Ziraat Odaları tarafından hizmete sunulan tesislerin açılışını gerçekleştirmek
için geldiği Muğla’da Fethiye Ziraat Odası’nı ziyaret etti. Ziyarette basın
mensuplarına açıklamalarda bulunan Bayraktar, Muğla’nın bir tarım kenti
olduğunu vurgulayarak, “Fethiye ve Muğla denildiğinde akla turizm geliyor.
Ancak Muğla’da nüfusun yüzde 70’inin geçim kaynağı tarım. Burada hızlı bir
şekilde gelişen ciddi bir tarım potansiyeli var. Bölgedeki turizm yatırımı
kadar tarım sektörüne de yatırım yapılmalı” diye konuştu.
-“Tarımda anahtar
kelime verimliliktir”-
Fethiye’de
yaklaşık 125 bin dekar tarım arazisi bulunduğunu belirten Bayraktar, 17 bin
dekar alanda sebze, 22 bin dekar alanda tarla bitkileri, 73 bin dekar alanda
ise meyve üretimi gerçekleştirildiğini belirtti. Fethiye’deki işletme
büyüklüğünün ise 20 dekar olduğunu ifade eden Bayraktar, “İşletme
büyüklüklerimiz yeterli değil. Bu yalnızca bu bölgenin değil, Türkiye’nin
sorunu. Tarımsal üretim yapmak ekonomik faaliyette bulunmaktır. Küçük
işletmelerde ekonomik faaliyette bulunamıyorsunuz. Ne üretirseniz üretin,
tarımdan elde ettiğiniz gelir size yetmiyor. Bu problemi çözmeye çalışıyoruz.
İşletmelerin büyütülmesi ve toplulaştırılması verimlilik açısından önemlidir”
diye konuştu.
Bayraktar,
şöyle devam etti:
“Tarımda
anahtar kelime verimliliktir. Bizim hedefimiz yalnızca bu ülkedeki
insanlarımızın gıda güvencesini sağlamak değil, aynı zamanda bulunduğumuz
coğrafyada da gıda güvencesini sağlamak durumundayız. Ortadoğu, Doğu Avrupa,
Kuzey Afrika, Orta Asya kendi gıda güvencesini sağlayamıyor, hepsi bize
bakıyor. Hedeflerimiz büyük, bu hedeflere ulaşma noktasında anahtar kelime
verimliliktir. Yapısal sorunlarımızı çözmek, verimlik ve kaliteyi yakalamak
zorundayız. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bu anlamda bir gayretin
içindeyiz. İşletmelerimizi büyüterek verimlilik rakamlarını yukarı çekmeliyiz.”
-“Üreticilerin en
önemli sorunu yüksek maliyetler”-
Türkiye’yi
gezerek çiftçilerle buluştuğunu ve toplantılar düzenleyerek sorunlarını
dinlediğini anlatan Bayraktar, şunları söyledi:
“Üreticimizin
en önemli sorununun yüksek maliyetler olduğunu görüyoruz. Nereye gitsek
üreticimiz bize maliyetlerden söz ediyor. Hükümetimizden maliyetlerin
düşürülmesini talep etmemizi istiyorlar. Girdi maliyetlerimiz artan döviz
kuruna bağlı olarak yükseldi. Biz de hükümetimizden destekleme bütçesinin
artmasını talep ediyoruz.
-Elektrik fiyatları-
Özellikle
bugünlerde çok önemli bir sorunumuzun üzerinde duruyoruz. Elektrik maliyetimiz
birkaç yılda yaklaşık yüzde 125 oranında arttı. Tarım ve Orman Bakanı Sayın
Bekir Pakdemirli bürokratlarıyla birlikte ziyaretimize geldiğinde kendisiyle de
paylaştık. Elektrik fiyatları konusunda üreticimize acil bir şekilde destek
olunması gerektiğini söyledik. Kesilen fon ve payın, KDV’nin kaldırılmasını
talep ediyoruz. Konutlarda kullanılan elektrik fiyatı, tarımda kullanılan
elektrikten daha ucuz. Üretim yapan kesime pozitif ayrımcılık istiyoruz.
Elektrikte acil bir şekilde indirime gidilmesini talep ediyoruz.
-Kredi borçları-
Sayın
Pakdemirli ile de paylaştım. Doğal afetlerden zarar gören çiftçilerimiz başta
olmak üzere üreticilerimiz, acilen borç yapılandırması bekliyor. Biz, bu işin
peşini bırakmıyoruz. Hızlı bir şekilde, kısa süre içinde, muhakkak suretle
borçların yapılandırılması gerekiyor. Bu talebimizi Sayın Bakan’a ilettik,
konuyu takip edeceğini söyledi. Çiftçi borçlarının yapılandırılması talebimizi
hükümetimizle görüşmeye ve bu talebimizi gündemde tutmaya devam edeceğiz.
Özellikle doğal afetten zarar gören çiftçimizin borçlarını bir defada ödemesi
mümkün değil. Onlar da haklı olarak hızlı bir şekilde kanun çıkarılmasını ve
borçların yapılandırılmasını talep ediyorlar.”
Ziraat
Odalarının sahibinin ve patronunun çiftçiler olduğunu söyleyen Bayraktar,
çiftçilerle bir araya gelmeye, sorunlarını dinlemeye ve bu sorunların takipçisi
olamaya devam edeceklerini vurguladı.
-Basın mensuplarının
soruları-
Bayraktar,
basın mensuplarının III. Tarım Şura’sı hakkındaki sorusuna şu yanıtı verdi:
“Odalarımız,
paydaşlarımız ciddi katkı verdi. Daha önce de tarım şuraları yapıldı. Önemli
olan tarım şurasında alınan kararların hayata geçirilmesi konusunda ortaya
konulacak iradedir. Biz hükümetimizden bu iradeyi görmek istiyoruz. Odalarımız,
paydaşlarımız, üniversite bu sektörle ilgili olan herkes konuştu, görüşlerini
ifade etti. İnternet üzerinden de görüşler alındı ve bunlar takip edildi.”
Bayraktar,
tarım arazilerinin azalması konusunda iletilen soruyu ise şöyle yanıtladı:
“Tarım
arazilerinin azalması konusunu sürekli olarak hem oda başkanlarımız hem biz
gündeme taşıyoruz. Bununla ilgili olarak Toprak Kurulları oluşturuldu. Bunu biz
arzu ettik. En azından imara açılacak olan araziler toprak kurullarından
geçirilmelidir. Ama Toprak Kurulları’nda gördük ki kamu yararı maddesi istismar
ediliyor. Kamu yararı denilerek maalesef verimli araziler imara açıldı,
yapılaşmaya açıldı. Bazı yerlerde Ziraat Odası başkanlarımız var, bazı yerlerde
Ticaret, Sanayi Odaları, Ticaret Borsaları başkanlarımız var. Bu toprağın
sahibi kimdir? Sahibi çiftçidir. Çiftçinin Anayasal, yasal temsilcisi kimdir?
Ziraat Odaları. Bitti. Toprağın sahibinin olmadığı yerde Toprak Kurulu olur mu?
Toprağın sahibinin olmadığı bir kurul toprağı koruyabilir mi? Teknik elemanlar,
Ziraat Mühendislerimiz yer alıyordu. Ona müdahale ettik. Ziraat Odası
Başkanlarımız yer alabilir. Ama valinin inisiyatifinde. Biz her halükarda bu
kurullarda Ziraat Odalarının olmasını istiyoruz.
İkincisi bizim çabalarımızla 258 ovamız SİT
alanı ilan edildi. Hatta Bakan Bey bunu 300’ün üzerine çıkaracağım diyor.
Çıkarırsa bundan büyük memnuniyet duyarız. Bununla ilgili yasalar çıktı geçmiş
dönemlerde. Verimli tarım arazilerinin
bulunduğu ovalarımız SİT alanı ilan edildi. Bu ovalarda yapılaşmaya gitmek
zorlaştı. Biz bunun takipçisiyiz. Türkiye, hem bir taraftan topraklarını
yapılaşmaya açarak, bir taraftan da çok fazla erozyon yaşayarak bunu kimse
dikkate almıyor ama Türkiye bir Kıbrıs kadar toprağı her yıl erozyonla
kaybediyor. Hem erozyonla mücadele etmemiz lazım hem de verimli arazilerimizi
muhakkak surette yapılaşmaya kapatmamız lazım. Bunu şunun için söylüyorum.
Dünyada bugün enerji ile tarım sektörü at başı gidiyor. En stratejik sektörler
haline geldiler. Ama çok kısa bir zaman sonra göreceğiz ki gıda fiyatlarındaki
değişimler bunu gösteriyor. Çünkü arz talep dengesi çok kolay bozulmaya
başladı. Doğal afetlerin de olmasıyla. Belli ki gıda enerjiden daha stratejik
hale gelecek. Dolayısıyla böyle bir sektörü sizin göz ardı etmeniz mümkün
değildir. Böyle bir sektörde üretim yapan çiftçiyi göz ardı etmeniz mümkün
değildir. Üretimin yapıldığı alanları, arazileri, verimli arazileri göz ardı
etmeniz mümkün değildir. Ne olur? Iskalarsınız. Büyük bir fırsatı kaçırırsınız.
Hedefimiz büyük. Ülkenin gıda güvencesini değil coğrafyanın gıda güvencesini
sağlayacak olan bir Türkiye’dir diyorum. O neyle olacaktır? Bu arazilerimizi
doğru kullanmakla olacaktır. Çiftçimizin önünü açacaksınız. Bu arazileri
koruyacaksınız. Doğru kullanacaksınız. Verimliliği yakalayacaksınız. Onun için
Ziraat Odaları olarak bu toprakların korunması açısından da büyük bir mücadele
verdiğimizi ifade edelim. Biraz geç oldu ama bir mesafe aldığımızı da ifade
edelim. Bir tarihte Muğla’ya gelmiştim. Bana bir resim hediye edildi. İlk
yerleşenler şu tepelere yerleşmiş. Bir tane taban arazide görmedim. Verimli
arazide bir tane ev yok. Kusura bakmayın, Muğla’nın ataları sizden akıllıymış
dedim. Verimli arazileri kaybettik. Zararın neresinden dönülürse kardır. Mevcut
olanları korumaya çalışıyoruz.”