Bayraktar, Dünya
Gıda Günü’nde Konya’da mısır hasadına katıldı
Bayraktar,
Konya Ziraat Odaları Başkanları ile birlikte basın açıklaması yaptı
KONYA- 17.10.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği
(TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde Konya’da
katıldığı mısır hasat töreninde Konya Ziraat Odası Başkanlarıyla birlikte basın
açıklaması yaptı. Bayraktar’ın konuşması şu şekilde;
“Mısır,
kullanım alanının oldukça fazla olması ve bitkisinin her parçasının ayrı bir
ekonomik değere sahip olması nedeniyle stratejik ürünler arasında yer alıyor. Ülkemizde
75 ilde mısır üretimi yapılıyor. Üretimde önde gelen illerimiz sırasıyla Konya,
Şanlıurfa, Adana, Mardin ve Karaman’dır. Mısır üretiminin yüzde 58,1’ini bu
illerimiz gerçekleştiriyor.”
“Geçen yıl fiyattan umduğunu bulamayan mısır
üreticilerimiz bu yıl ekim alanlarını azalttı”
“Mısır, toplam tahıl
üretiminden yüzde 22,5 oranında pay alıyor. Mısır üretimimiz 2023 yılında ilk
kez rekor bir üretimle 9 milyon tona ulaştı. Son yıllarda ekim alanlarındaki
artışın yanında verimdeki artış mısır üretiminin önemli düzeyde artmasına neden
oldu.
Son 5 yılda mısır
üretimi yüzde 57,9 oranında arttı. Ancak geçen yıl fiyattan umduğunu bulamayan
üreticilerimiz bu yıl mısırda ekim alanlarını azalttı. Türkiye İstatistik Kurumu birinci tahmin
verilerine göre de 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,6 azalışla 8
milyon 500 bin ton üretim bekleniyor. Mısır üreticilerimiz, başta
tarımsal sulamada kullanılan elektrik olmak üzere girdi fiyatlarının yüksekliğiyle
artan maliyetlerin yükünü kaldıramıyor.
Bunun yanı sıra bu yıl, aşırı sıcaklar ve kuraklık nedeniyle de mısır
rekoltesinde azalma oldu. Adana, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da mısır
hasadı bitti. Bu illerdeki Ziraat Odalarımızdan mısır veriminde ortalama yüzde
20-30 oranında azalma olduğu bilgisini aldık. Hasadın devam ettiği Konya,
Şanlıurfa, Mardin, Karaman, Eskişehir ve Aksaray gibi mısır üretiminin yoğun
yapıldığı illerde de kuraklık ve aşırı sıcaklıkların verimi etkilediğini
görüyoruz.
Konya mısır üretiminde yüzde 22,7 payla birinci sırada bulunuyor. İlçeler
arasında farklılık göstermekle birlikte il genelinde mısır veriminde yüzde
10-30 arasında kayıp mevcuttur.”
“Hasat dönemlerinde gümrük vergi
oranı düşürülmemelidir”
“Mısır alım fiyatı 2022 yılında
Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından ton başına 5 bin 700 lira olarak
açıklanmıştı. 2023
yılında ise alım fiyatları sadece yüzde 5,3 artışla 6 bin lira olarak
açıklandı. Yüksek girdi fiyatları ve artan enflasyon rakamları ortada iken
açıklanan bu fiyat maliyetin altında kaldı.
Toprak Mahsulleri Ofisi bu sene mısır alım fiyatı açıklamadı. Serbest
piyasada mısır fiyatları geçen hafta ton başına 7 bin lira ile 9 bin 500 lira
arasında değişiyordu. Konya’da ise fiyatlar geçen hafta 9 bin 700 liraya kadar
çıktı. Bu fiyat üreticilerimizin yüzünü güldürdü. Ancak 10 Ekim tarihinde Resmi
Gazete ‘de yayımlanan karar ile yılsonuna kadar 1 milyon ton mısır ithalatı
için gümrük vergisi yüzde 130’dan yüzde 5’e indirildi. Alınan bu karar sonrasında
4-5 günde mısır fiyatları Konya’da ton başına 7 bin 700 liraya kadar geriledi.
Üreticilerimiz fiyatın daha da düşmesinden endişe ediyor.
Ben buradan soruyorum. Üretici fiyatları biraz yükseldiğinde acele hareket
edilerek ithalat kapıları açılıyor ve fiyatlara müdahale ediliyor. Üretici
fiyatları düştüğünde niçin acele hareket edilerek fiyatlara müdahale edilmiyor
ve üreticilerimizin mağduriyeti önlenmiyor.
Patateste, soğanda, domateste, biberde, kabakta, karpuzda ve bunun gibi
birçok üründe fiyatlar düştüğünde serbest piyasa ekonomisi denilerek müdahale
edilmiyor. Mısır fiyatları yükseldiğinde bu serbest piyasa ekonomisi olmuyor mu
da müdahale ediliyor. Bu çifte standarttan vazgeçilmelidir.
Çiftçilerimize hasatta ürün fiyatı belirsizliği yaşatılmamalıdır. Hasat
dönemlerinde gümrük vergi oranları düşürülmemelidir. Üreticilerimizin yeterli
gelir elde etmesi için gerekli tedbirlerin alınması elzemdir.”
“Mısır üretiminin artırılması
gerekiyor”
“Ülkemizde mısırın kullanım alanı oldukça geniştir. Buna rağmen mısır en
fazla hayvan yemi olarak kullanılıyor. 2022/23 sezonunda mısır üretiminin yüzde
94,3’ü yem sanayiinde kullanıldı.
Son yıllarda mısır üretimimiz artmış olsa da tüketimi karşılamaya yetmiyor.
Mısırda yeterlilik oranımız yüzde 85,8’dir. Yani ihtiyacımızın yüzde 14,2’sini
ithalat yoluyla karşılamak zorunda kalıyoruz.
Ancak ithalatın ihtiyaç kadar yapılması önemlidir. 2023 yılında 1 milyon
896 bin ton olarak gerçekleştirilen ithalata 560 milyon dolar ödendi. 2024 yılı
ilk 8 ayda ise 2 milyon 637 bin ton ithalat yapıldı. 2024 yılı 8 aylık dönemde
toplam ithal edilen mısırın yüzde 43,2’si Ukrayna’dan, yüzde 42,3’ü ise Rusya
Federasyonu’ndan gerçekleştirildi.
Hayvancılıkta en temel girdilerden olan mısırda üretimin daha fazla
artırılması gerekiyor. Yüksek girdi fiyatları nedeniyle maliyetleri artan
üreticilerimizin zarar etmesine müsaade edilmemelidir. Bu kapsamda mısır
üretimine verilen prim desteğinin önemi büyüktür. Dane mısır desteği 2017
yılından itibaren 6 yıl boyunca ton başına 30 lira olarak ödendi. 2024 yılında
ise destek miktarı ton başına 100 liraya çıkarıldı. Prim miktarı, piyasa
fiyatları ve üretim maliyetlerine göre belirlenerek her yıl güncellenmelidir.”
“Gıda en temel ihtiyaçtır ve mutlaka
karşılanmalıdır”
“Diğer
taraftan bugün Dünya Gıda Günü. Her insanın sağlıklı, sürdürülebilir ve
ulaşılabilir gıda en temel ihtiyacıdır ve mutlaka karşılanmalıdır.
Gıda
insanlık tarihi boyunca stratejik öneme sahip oldu. Gıda güvencesi de her
ülkenin en önemli konularından biridir. Sağlıklı beslenmede en kritik nokta
gıdaya ekonomik erişimin sağlanmasıdır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Örgütü verileri, 3,1 milyardan fazla insanın yani dünya nüfusunun yüzde
42’sinin sağlıklı beslenemediğini ortaya koyuyor.
Dünyada
783 milyon insan yetersiz besleniyor, açlık yaşıyor. Yani dünyadaki her on
kişiden biri açlıkla karşı karşıyadır. Açlık yaşayan insanların yarısından fazlası
Afrika’da bulunuyor.”
“Gıdayı israf edecek lüksümüz
yok”
“Üretilen
gıdanın dengeli dağıtılması, gıdada kayıp ve israfın en aza indirilmesi
gerekiyor. Dünya çapında tüketicilere sunulan tüm gıdanın yüzde 17’si olan
yaklaşık 1 milyar ton gıda çöpe atılıyor. Çöpe atılan gıda aynı zamanda su
kaynaklarının da kaybı demektir. Gıda israfının
önlenmesi sürdürülebilir bir gelecek için kritik önem taşıyor. Ülkemizde günde
12 milyon ekmeğin çöpe gitmesi ve dünyada üretilen gıdanın yüzde 30’unun henüz
rafa çıkmadan kayba uğraması büyük bir sorundur. Gıdayı israf edecek lüksümüz
yok. Bu bilinçle hareket etmeli, gıda tüketim alışkanlıklarımızı gözden
geçirmeli, ihtiyacımız kadar gıda temin etmeliyiz.
Sağlıklı
beslenmeyi sağlayabilmek için her ülke kendi yasal düzenlemeleri çerçevesinde
hem iç hem de dış piyasalara uygun kalite ve standartlarda gıda üretimi
yapıyor. Ülkemizde de yasal mevzuatlarımız çerçevesinde gıda üretimi yapıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı ulusal düzeyde gıda
kontrolleri yapıyor. Yapılan denetimlerin sıklaşması ve caydırıcı cezaların
uygulanması büyük önem taşıyor. Yapılan denetimler neticesinde tespit edilen
taklit ve tağşişli ürünler ile insan sağlığını tehlikeye sokan ürünler
kamuoyuyla paylaşılmaya devam edilmelidir.”
“Gıdanın temeli tarımsal üretimdir”
“Gıdanın
temeli tarımsal üretimdir. Bu nedenle, ülkemizin tarımsal alt yapıları tamamlanmalı, tarım
toprakları ve su kaynakları en iyi şekilde korunmalı ve değerlendirilmelidir.
Üreticilerimizin alın teri dökerek elde ettikleri ürünler değerini bulmalı ve
üreticilerimizin refah seviyesi yükseltilmelidir. Üreterek sofralarımızda
hiçbir gıdayı eksik etmeyen çiftçilerimize vefalı olmalıyız. Sabah, öğle, akşam
sofralarımızda yediğimiz gıdalarda bir eksilme olmasını istemiyorsak
çiftçilerimizin üretimde kalmasını sağlamalıyız. Özellikle gençlerimize
sağlayacağımız desteklerle onları muhakkak surette tarımda tutmalıyız
Ülkenin
gıda güvencesini göçmenlerle sağlayamayız. Gıda güvencesinin sağlandığı,
israfın bittiği, açlık sorunun olmadığı bir Türkiye ve Dünya dileğiyle 16 Ekim
Dünya Gıda Günü’nü kutluyorum.”