Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Bayraktar, Bloomberg HT’ye konuk oldu

Bayraktar, Bloomberg HT’ye konuk oldu

-Bayraktar, Bloomberg HT’ye konuk oldu
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar,
“Ekoforum” programında soruları yanıtladı:
-“Üreticinin en büyük maliyetinin
kaynağı 40-50 yıllık yapısal sorunlar”
-“Arazilerin miras yoluyla bölünmesinin
önüne mutlaka geçilmeli; Bakanlığın bu konudaki
çalışmalarını destekliyoruz”
-“Hayvancılığımızın gelişebilmesi için
bir müdahale kurumu şart”
-“Uluslararası finans çevrelerinin sulamaya
kredi vermemesini çok kasıtlı buluyoruz”
-“Meslek kuruluşları üyelerine yük olmamalı,
aksine onların yükünü almalı”

İstanbul – 22.03.2012 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üreticinin en büyük maliyetini, 40-50 yıldır çözülememiş yapısal sorunlardan kaynaklandığını belirterek, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesini engelleyen yasa çalışmalarını ve arazi toplulaştırılmasını” fevkalade önemsediklerini, desteklediklerini ve arkasında olduklarını bildirdi.



Genel Başkan Şemsi Bayraktar, Bloomberg HT televizyonunda Prof. Dr. Kerem Alkin’in direktörlüğünde, birim yöneticileri Ali Çağatay, Cüneyt Başaran ve Özlem Dalga’nın sorularıyla canlı olarak ekrana gelen “Ekoforum’’ programına konuk oldu.



Sütte fiyat istikrarı için eski Et ve Balık Kurumu (EBK) ile Süt Endüstrisi Kurumu’nun hayvancılığa önemli katkılar sağladığını belirten Bayraktar, bugün de hayvancılık için bir süt müdahale kurumuna ihtiyaç olduğunu bildirdi. Konuyu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da aktardığını ve Başbakan Erdoğan’ın konuya sahip çıktığını ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e gerekli talimatları verdiğini anlatan Bayraktar, müdahale kurumu olarak EBK’nın düşünülmesini ve yakında hayata geçirilecek olmasını çok önemsediklerinin altını çizdi.
“Kültür ırklarında süt verimliğinde 4 tona geldik ama 8-10 tonlara çıkarmalıyız” diyen Bayraktar, çevre ve hijyen koşullarında geçmişe göre çok büyük iyileşme ve mesafe alındığını anlattı.
Bayraktar, şöyle devam etti:
“Yapamadığımız fiyat istikrarı… Fiyat istikrarı olmayınca süt fiyatları düşüyor, maliyetler karşılanamıyor ve hayvanlar kasaba gönderiliyor. Yine hayvan ithal etmek zorunda kalıyoruz.
Süt fiyatları maliyetlerin düşük olmasına karşın Almanya’da bizden yüksek; 85 kuruş civarında… Biz 1 kilogram sütle 1 kilogram yem alamıyoruz. Avrupa’da bu oran 1,2 ile 1,5 arasında…”

-Sütle ilgili iddialar-

Sütte kanserojen iddialarına ilişkin bir soru üzerine Bayraktar, yapılan analizlerde sütteki değerlerin Avrupa kriterlerinin bile altında olduğunun saptandığını ve bu durumun Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca kamuoyuyla paylaşıldığını kaydeden Bayraktar, ancak ne olursa olsun, gıda güvenliğinin çok önemli olduğunu bildirdi. Bayraktar, “Kim olursa olsun, üreticimiz de sanayicimiz de kısaca herkes işini doğru yapacak, sorumluluğunun gereğini yerine getirecek” dedi.
Bu tür söylentilerin zaman zaman fiyat düşürmek amaçlı olarak gündeme getirildiğinin de altını çizen Bayraktar, aynı duruma fındıkta “aflatoksin” iddialarıyla rastlandığını ifade etti.

-Zeytinde marka olmak şart-

Bir soru üzerine Bayraktar, zeytin ve zeytinyağı potansiyelinin daha iyi kullanılmasıyla ilgili soruyu cevaplandırırken de “Zeytinde katma değer yaratmak için mutlaka marka olacaksınız” dedi.
Şemsi Bayraktar, zeytinyağında desteklemelerle üretimin 900 bin tonlardan 1,5 milyon tonlara geldiği bilgisini verdi.
Bayraktar, havza bazlı desteklemenin devamında yarar gördüklerini söyledi.

-Organik tarım önemli ama…-

TZOB Genel Başkanı, organik tarımla ilgili soru üzerine de “Türkiye’yi organik tarımla besleyeceğiz dersek burada hataya düşeriz” uyarısını yaptı. Beslenme için konvansiyonel tarımın zorunlu olduğunu belirten Bayraktar, buna karşın organik tarımın önemli bir pazar olduğunu, Türkiye’nin bu pazardan yeterli pay alabilmesi için pazar geliştirilmesine katkı verilmesi gerektiğini anlattı.
Arazilerin Miras Hukuku’ndan kaynaklı bölünmesinin mutlaka önlenmesi zorunluluğunun altını çizen Bayraktar, 2-B ile ilgili olarak da “Çiftçimizin bu tarlalar üzerinde villası yok. Yıllardır buraları işliyor, üretim yapıyorlar. Ayrıca Çiftçi Kayıt Sistemi’nde yer alamadıkları için desteklemelerden de yararlanamıyorlar. Kanun görüşülürken vadenin biraz daha uzatılmasını istedik, ancak olmadı. Ödeme kolaylığı da sağlandığında çiftçimiz için çok önemli bir adım olacak. Konuyu tarım envanteri açısından da olumlu buluyor, önemsiyor ve destekliyoruz” diye konuştu.

-Sulama ve ilaçlama-

Sulama ve ilaçlamayla ilgili sorular üzerine de Bayraktar, su kadar sulama eğitimi ve sulama yönteminin çok önemli olduğunu belirtti; Şanlıurfa’da bilinçsiz yapılan sulamayla meydana gelen çoraklaşmaya dikkati çekti. Bayraktar, basınçlı ve damlama yöntemiyle sulama için çok geç kalındığını vurguladı, 50 yıl önce verilmesi gereken eğitim ve desteklemelerin yeni hayata geçirilebildiğini ifade etti.
İthal tarım ürünlerine dikkati çeken Bayraktar, 3 milyon hektar alanın bilinçli bir sulamaya açıldığında birçok sorunun halledileceğini, bu açıdan GAP, KOP ve DAP gibi projeleri çok önemli bulduklarını kaydetti.
Uluslararası finans çevrelerin sulama için kredi vermemesini çok kasıtlı bulduklarını ifade eden Bayraktar, “Bu kuruluşlar, her şey için kredi veriyorlar, ancak modern sulama için yok… Çünkü Türkiye’nin tarımda elde edeceği güçle ayağa kalkıp koşmasını, coğrafyasında daha da güçlenmesini istemiyorlar” değerlendirmesini yaptı.

-Yapısal sorunlar-

Üreticinin en büyük maliyetinin yapısal sorunlardan kaynaklandığını vurgulayan Bayraktar, bütün bunlara karşın Türk çiftçisinin 2011 yılında 74 milyonluk Türkiye nüfusunu, 30 milyon turisti doyurduğunu, bunların yanı sıra yaklaşık 18 milyar dolarlık ihracatla bir rekora da imza attığını belirtti. Bayraktar, “Yapısal sorunlarımız çözülerek rakip ülkelerin şartlarına kavuştuğumuzda, Türk çiftçisi, Cumhuriyetimizin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 50 milyon turisti besleyecek, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 30 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomimize 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirecektir” diye konuştu.

-Meslek kuruluşları üyelerine yük olmamalı-

Bir başka soru üzerine, meslek kuruluşlarının üyelerine yük olmaması, aksine onların yükünü alması gerektiğini belirten Bayraktar, “Üyelerimizden aldığımız her kuruş alın teri karşılığı… Bunu bütün oda başkanlarımızla da paylaşıyorum. Bize düşen hizmet, hizmet hizmettir” dedi.
Bayraktar, TZOB’un diğer meslek kuruluşlarının aksine kuruluş kanunun çok yeni olduğunu, ancak hem idari hem de mali yönden bir atılım dönemi yaşadığını belirtti; çiftçi eğitimine verdikleri önemin altını çizdi, Bakanlık ile yürüttükleri projelerle Araştırma Enstitülerinin eğitim merkezleri haline getirildiğini belirtti.
Ziraat Odaları bünyesinde ardı ardına kurulan laboratuvarların, satış merkezlerinin açılışlarına yetişemediğini belirten Bayraktar, “Geçen yıl 51 açılışa katıldım, 60 açılış daha yapacağız. Bunlar yeterli mi, değil. Hizmetlerimizi ve çalışmalarımızı yeni projelerle artırarak devam ettireceğiz” diye konuştu.
Bayraktar, Ziraat Odalarının teknik anlamda güçlendirilmesi için 750 ziraat odasının her birinde ziraat mühendisi görevlendirmek istediklerini, pilot bölgelerden başlayarak Bakanlık üzerinde bir yük olan Çiftçi Kayıt Sistemi’ni devralmayı talep ettiklerini ve bununla ilgili eksikleri tamamlamaya çalıştıklarını anlattı.

-İsrail özür dilemeli-

İsrail’in katma değerli ürünleri gösterilerek, bu konuda bir işbirliğine gidip gitmeyeceklerine ilişkin soru üzerine de Bayraktar, şöyle karşılık verdi:
“Ben İsrail mallarını boykot eden bir Genel Başkanım. Bir kez daha söylüyorum: İsrail Türkiye’den özür dilemelidir. Bu özrü dilemedikçe hiçbir konuda işbirliğimiz söz konusu olamaz. Şayet özür dilerse o durumda bir değerlendirme yapabiliriz.”

-Katma değer katamıyoruz-

Ekonomik üstünlüğü olan ürünlerin desteklenmesinin ayrıca önem taşıdığını vurgulayan Bayraktar, “Ürünlerimize katma değer katamıyoruz. Fındığımızı işlenmiş hale getirdiğimizde fiyatı 5 kat artıyor. Kuru kayısı, üzüm işlenip paketlendiğinde durum aynı oluyor” şeklinde konuştu.
Tarımda kullandırılan kredilerle ilgili görüşleri de sorulan Bayraktar, yabancı ortaklı bankaları bu açıdan eleştirdiğin hatırlattı; toprakların çiftçinin borçları nedeniyle bu bankaların eline geçmesini ciddi bir tehdit olarak gördüklerini söyledi. Bayraktar, “Türkiye’nin refah seviyesi Avrupa’ya göre düşük. Avrupalının ülkemizde toprak sahibi olması kolay, bizler için zor. Şartların eşitlenmesi lazım. Şu durumda bu konuyu bir tehdit olarak görüyoruz” dedi.
Faizlerin düşük tutulduğu Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri kredilerinde geri dönüşün çok yüksek olduğunu da belirten Bayraktar, programa e-posta yoluyla gelen bir soru üzerine de çeşitli sebeplerle mağdur duruma düşen çiftçilerin borçlarının ertelenmesi için her zaman aracı olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini belirtti.

-Tarımda yüzde 5 büyüme bekliyorum-

Tarımda bu yıl yüzde 5 civarında bir büyüme beklediklerinin altını da çizen Bayraktar, bu yılki yoğun kar yağışının, hava şartlarının beklentiler doğrultusunda gitmesi durumunda birçok üründe rekolte artışı sağlayacağını bildirdi. Bayraktar, “Toprak için nem çok önemli. Genelde verimli bir yıl ve tarımda büyüme bekliyorum. Milli hasılaya önemli bir katkı bekliyorum” diye konuştu.
Şemsi Bayraktar, bir başka soru üzerine de göreve geldiklerinde çiftçilikle ilgisi olmayan birçok kişinin üyeliğinin iptal edildiğini ve bazı odaların kapatıldığını, artık çiftçi olmayan bir kişinin odaya da kaydının mümkün olmadığını bildirdi. Bayraktar, TZOB’un Türkiye’nin en demokratik kurumu olduğunu, genel başkanlık için 9 aşamalı seçimden geçmek gerektiğini belirtti.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, bütün çalışmalarının ülke refahı ve zenginliğinin artırılması yönünde olduğunu sözlerine ekledi.
Bayraktar’ın katıldığı Ekoforum programının tekrarı 24 Mart 2012 Cumartesi günü saat 14.10 ve Pazar günü saat 01.00’de ekrana gelecek.