-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:
-“Anız yakma, çevreye, biyoçeşitliliğe ve tarımsal üretime zarar veren ilkel bir yöntemdir”
-“Doğal dengeyi bozan
anız yakma, birçok
canlının beslenme, barınma ve
korunma ortamını da yok eder”
-“Anızın yakılması tarımsal üretimde döngünün bozulmasına ve toprakta verimliliğin azalmasına neden olmaktadır”
-“Üreticilerimiz,
sürüm maliyetini en aza indiren, anıza ekim yapılan toprak işlemesiz tarıma yönlendirilmelidir”
-“Anıza ekim, hem maliyetleri düşürüyor hem de anızın organik madde olarak toprakta kalmasını sağlıyor”
Ankara
– 23.07.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, anız yakmanın, çevreye, biyoçeşitliliğe ve tarımsal üretime zarar
veren ilkel bir yöntem olduğunu bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada,
özellikle hububat ekili alanlarda hasattan sonra kalan anızın rutin bir
tarımsal uygulama gibi yakıldığını belirtti. Şemsi Bayraktar, “Yaşanacak
sorunları yeterince kavrayamayan çiftçilerimiz ne yazık ki anız yakmaktadır. Özellikle organik maddesi çok düşük ve
erozyona çok açık olan topraklarda anız yakılmamalı, bilakis sürülerek veya
parçalanarak toprağa yeniden kazandırılmalıdır” dedi.
Anız yakmanın beklenen faydanın aksine
toprağa ve çevreye çok ciddi zararlar verdiğini anlatan Bayraktar, şöyle devam
etti:
“Anızın yakılması; bitki artıklarının
masrafsız bir şekilde ve kısa zamanda ortadan kaldırılması, sürümün
kolaylaştırarak ikinci ürün yetiştirmek için zaman tasarrufu sağlaması, toprak
üzerine düşen yabancı ot tohumlarının yok edilmesi gibi nedenlerden dolayı
üreticilerimiz için cazip hale gelmektedir.
Ancak beklenen bu faydanın aksine anız
yakmak toprağa ve çevreye çok ciddi zararlar vermektedir. Anızın yakılmasıyla,
toprağın en üst katmanında fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri ile
toprak verimliliğini ve biyolojik dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir.
Özellikle rüzgar ve su erozyonunun
olduğu yerlerde, nadasın uygulandığı alanlarda ve ayrışmanın hızlı olduğu
durumlarda anız yakmanın verdiği zarar daha da artmaktadır. Ayrıca, hasat
sonrası tarla yüzeyinde kalan bitkisel artıklar toprağı tavında tutmakta ve
meyilli arazilerde verimli toprağın su ve rüzgâr erozyonuyla kaybolmasına engel
olmaktadır. Çünkü anız, yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller, yüzey
akış hızını azaltır, yağışın toprağa sızmasını sağlar.”
-“Anız yakma sonucu çıkan yangınlar, milyarlarca liralık
zarara yol açıyor”-
Anız yangınlarının toprakta yaşayan
birçok canlının zarar görmesine neden olduğunu ifade eden Bayraktar, “Doğal dengeyi bozan anız yakma, birçok
canlının beslenme, barınma ve korunma ortamını da yok eder” diye konuştu.
Anız yakan
üreticinin istemeden kendi ekonomisine ve çevreye zarar verdiğini, hava
kirliliğine neden olduğunu anlatan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toprakta bulunup gözle görülmeyen
mikroorganizmaların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve
humus dediğimiz şekle dönüşür. Bu da toprakta bitki besin elementlerinin
çoğalmasına, toprağın su tutma kapasitesinin artmasına, bu nedenle tarımsal
üretimde verimliliğin artmasına sebep olur. Anız yakılması bu
mikroorganizmalara zarar vermektedir.
Hasat
sonrasında geriye kalan anızın yakılması orman yangınları, telefon ve enerji
iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazalarına yol
açması, hasat edilmemiş komşu tarlalara yangın sıçraması, yakın köylerdeki
hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanması gibi birçok riskleri
ortaya çıkarmaktadır. Anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, her yıl milyarlarca
liralık maddi zararlara neden olmaktadır. İşin ekonomik boyutu verilen zararın görünmeyen yönüdür. Çünkü
hayvan yemi olarak kullanılmasının yanında birçok yararı olan sap-saman yok
edilmektedir. Bu ülkemiz ekonomisi için büyük bir kayıptır.”
-“Anızın
yakılması toprakta verimliliğin azalmasına neden olmaktadır”-
Bayraktar, verimli hasat alabilmek için
doğal kaynakların korunması gerektiğine işaret etti. Toprakta bulunan makro ve
mikroorganizmaların, topraktaki organik maddelerin parçalanması, besin
maddelerinin tekrar toprağa kazandırılması ve havadaki azotun bitkilerce
alınabilir formlara dönüşmesi için önemli olduğunu vurgulayan Bayraktar,
“Anızın yakılması tarımsal üretimde döngünün bozulmasına ve toprakta verimliliğin
azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenlerle topraktaki organik maddenin
kaynağını oluşturan bitki artıklarının yakılmadan özel toprak işleme aletleri
ile işlenerek, sürdürülebilir toprak verimliliği ve topraklarda sürdürülebilir
biyolojik ve fiziksel koşulların oluşturulması için esastır” ifadelerini
kullandı.
-“Üreticilerimiz toprak işlemesiz tarıma yönlendirilmelidir”-
Doğrudan ekim
sistemlerinin dünya genelinde yaygınlaştığını ifade eden Bayraktar, “Ülkemizde
de uygulanan ancak henüz yaygın olmayan bu sistemle hiç toprağı işlemeden anız
üzerine ekim yapılabilmektedir. Bu sistemle hem maliyetler düşmekte hem de
anızın organik madde olarak tekrar toprakta kalması sağlanmaktadır. Üreticilerimiz, sürüm maliyetini en aza
indiren, anıza ekim yapılan toprak işlemesiz tarım tekniğine
yönlendirilmelidir. Hasat sonrası
ürün artıklarının özellikle erozyon riski yüksek olan bölgelerde, tamamen veya
kısmen toprak yüzeyinde bırakılması gereklidir” diye konuştu.