-21
Mayıs Dünya Süt Günü…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Süt üretiminde arz fazlasının önüne geçmek için tüketim ve ihracat artırılmalıdır”
-“Büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi, kırmızı et üretiminde sıkıntı yaşanmaması ancak sütün, istikrarlı, yeterli ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla mümkündür”
-“Süt hayvancılığı et hayvancılığının da temelidir. Ana varsa dana vardır. Et hayvancılığının materyalini süt hayvancılığı sağlamaktadır”
-“Üretici 1 litre süt sattığında en az 1,5 kilogram yem alabilmelidir. Buna göre üreticinin eline litrede 1 lira 89 kuruş geçmelidir”
-“Dönemin bakanı ve başbakanı ile görüşerek kurdurduğumuz Et ve Süt Kurumu’nun devrede olması, çiğ süt fiyatlarındaki daha fazla düşmeyi önlüyor”
Ankara – 20.05.2018 – Türkiye
Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, insan sağlığı için
kıymetli bir ürün olan sütün, hayvancılık sektörünün de en önemli lokomotif
ürünü olduğunu belirterek, “2017 yılında ülkemizde toplam 20,7 milyon ton süt
üretilmiştir. Süt üretiminde arz fazlasının önüne geçmek için tüketim ve
ihracat artırılmalıdır” dedi.
Bayraktar, 21 Mayıs Dünya Süt
Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, düzenli içildiğinde sütün, bebeklikten
yaşlılığa, bireyin zihinsel ve fiziksel gelişimine, vücudun güçlenmesine ve
sağlığın korunmasına katkı sağlayan bir gıda olduğunu vurguladı. Bundan dolayı
Sağlık Bakanlığı’nın, bireylerin günlük olarak tüketmesi gereken süt miktarını
en az 2 su bardağı olarak önerdiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Süt, sadece hayvancılık
sektörü için değil tarım için de en önemli ürünlerinden biridir. Bilhassa
büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi, kırmızı et üretiminde sıkıntı
yaşanmaması ancak sütün istikrarlı, yeterli ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla
mümkündür. Söz konusu şartlara uygun bir pazarın oluşması ise ancak istikrarlı
bir tüketim ve buna bağlı bir üretimle sağlanabilir.
Toplam süt üretimi 2017 yılında
20,7 milyon ton olurken, sanayiye aktarılan inek sütü miktarı aynı yıl 9 milyon
214 bin tondan 9 milyon 112 bin tona indi. 2014 yılında 348 milyon dolara kadar
çıkan ihracat 2017 yılında 336 milyon dolar oldu.”
-Süt fiyatları-
Süt
hayvancılığının et hayvancılığının da temeli olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “ana
varsa dana vardır. Et hayvancılığının materyalini süt hayvancılığı
sağlamaktadır. Üretici 1 litre süt sattığında en az 1,5 kilogram yem
alabilmelidir. Buna göre üreticinin eline litrede 1 lira 89 kuruş geçmelidir. Üreticinin
sattığı sütün ülke ortalaması litrede 1 lira 38 kuruştur. Litresi 1 lira 5
kuruştan süt satılan illerimiz bile vardır. Çiğ süt fiyatları artırılmalıdır” dedi.
-“Piyasa istikrarı açısından Et
ve Süt Kurumu çok önemli”-
Piyasa istikrarı açısından Et
ve Süt Kurumu’nun müdahale kurumuna dönüştürülmesinin önemli bir gelişme
olduğunu bildiren Bayraktar, “hayvancılığımızın gelişmesine ve sorunlarının
çözümlenmesine önemli katkı sağlayacağına inandığımız ve her platformda dile
getirdiğimiz ‘müdahale kurumunun’ oluşturulmasıyla ilgili talebimizin dikkate
alındı. Dönemin bakanı ve başbakanı ile görüşerek kurdurduğumuz Et ve Süt
Kurumu’nun devrede olması, çiğ süt fiyatlarındaki daha fazla düşmeyi önlüyor.
Eğer taleplerimiz yerine getirilmeseydi, böyle bir kurum oluşturulmamış olsaydı
piyasaya nasıl müdahale edilecekti? Zaman zaman yaşanan sorunlara nasıl bir
çözüm üretilecekti” ifadelerini kullandı.
-Süt tüketimini artırmak için
yapılması gerekenler-
Sağlık
açısından son derece değerli bir ürün olan sütün, tüm yaş gruplarında tüketiminin
artırılması için kampanyalar düzenlenmesi gerektiğini belirten Bayraktar, süt
tüketimini artıracak önerileri aşağıdaki gibi sıraladı:
“Süt
tüketimini artırmak için önemli bir enstrüman olan okul sütü programı; tüm yıla yayılmalı, okulların açılmasından kapanmasına kadar
sürdürülmelidir. Ortaokul ve liselerde de
yaygınlaştırılmalıdır. Peynir ve yoğurt gibi süt ürünleriyle
çeşitlendirilmelidir.
Bütün
kamu kurum ve kuruluşlarında süt ve süt ürünleri tüketimi artırmalıdır.
Öğrenci
yurtlarında, askeri birliklerde, cezaevlerinde, çocuk esirgeme kurumlarında süt
ve süt ürünleri tüketimi özendirilmelidir.
Belediyeler
eliyle süte ulaşması zor olan düşük gelirlilere yönelik süt kampanyaları
düzenlenmelidir. Ayrıca, belediyeler, halka makul fiyatlı süt ve süt ürünleri
sağlamalıdır.
Kamplarda
kalan mülteci ve sığınmacılara süt ve süt ürünleri dağıtımı
artırılmalıdır.
Sütün
sağlığa olan faydaları da dikkate alınarak, kişi başına düşen süt tüketiminin
gelişmiş ülkelerin seviyelerine çıkarılması için toplumsal bilinci artıracak
eğitim çalışmalarına da ağırlık verilmelidir.”
-Sektör için yapılması
gerekenler-
Bayraktar, sektörün istikrara
kavuşması, sürdürülebilir bir üretime ulaşması için yapılması gerekenleri de
şöyle sıraladı:
“Üretimin sürdürülebilirliğini
sağlamak için çiğ süt/yem paritesinin en az 1,5 olması için gereken tedbirler
alınmalıdır.
Hayvancılık destekleri artarak
devam etmelidir.
Son dönemde artan döviz kurları
nedeniyle yem fiyatlarında önemli oranlarda artış olmuştur. Sürekli artan yem
fiyatları için gereken tedbirler alınmalıdır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı’nın kesif yemdeki fiyat artışını dikkate alarak çiğ süt prim
desteklerini, yılın ilk 3 ayını kapsayacak şekilde sıcak süt için 3 kuruştan 5
kuruşa, soğuk süt için 6 kuruştan 10 kuruşa, örgütler aracılığıyla pazarlanan
soğuk süt için 7 kuruştan 12 kuruşa çıkarma ve süt üreticilerine toplamda 270
milyon liralık prim desteği verme kararı yerinde bir uygulama olmuştur.
Hayvan hastalıklarıyla etkin
mücadele edilmeli, başta şap, brusella, tüberküloz olmak üzere birçok
hastalıkla mücadele için bütçeden yeterli kaynak aktarılmalıdır.
Süt ve süt ürünleri ihracatı
destekleyici politikalar uygulanmalı, sektörün ihracat odaklı çalışması
sağlanmalıdır.”