Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > -Kivide hasat zamanı…

-Kivide hasat zamanı…

“Son 20-25 yılda Türkiye’de üretime başlanan en önemli tarımsal ürün olan kivi, ülke koşullarına o kadar iyi uyum sağladı ki üretimde dünya yedinciliğine yükseldik; 7 tonla başlayan üretim, bu yıl 45 bin tona dayanacak”

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Son 20-25 yılda Türkiye’de üretime başlanan en önemli tarımsal ürün olan kivi, ülke koşullarına o kadar iyi uyum sağladı ki üretimde dünya yedinciliğine yükseldik; 7 tonla başlayan üretim, bu yıl 45 bin tona dayanacak”

-“1994 yılında üretimine başlanan kivi, 22 yılda 303 bin 169 ton üretim, 2015 fiyatlarıyla 1,1 milyar liralık üretim değeriyle ülke ekonomisine büyük katkı yapmıştır”

-“Kivi, özellikle çay ve fındığın yetiştirildiği Doğu Karadeniz Bölgemizde yöre çiftçisi için alternatif ürün haline gelmiştir”

-“Ülkemizde kivi üretimi yapılmayıp tamamını ithalatla karşılamış olsaydık, 2015 yılında 35 milyon dolar döviz ödeyecektik”

 

Ankara – 13.11.2016 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son 20-25 yılda Türkiye’de üretime başlanan en önemli tarımsal ürünün kivi olduğunu bildirerek, “kivi, ülke koşullarına o kadar iyi uyum sağladı ki üretimde dünya yedinciliğine yükseldik; 7 tonla başlayan üretim, bu yıl 45 bin tona dayanacak” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, özellikle C, E ve K vitaminleri ile potasyum açısından zengin bir meyve olan kivide tüketimin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla arttığını, bunun üretim rakamlarına yansıdığını belirtti.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, dünyada üretilen 3,3 milyon ton kivinin yüzde 54,1’ini Çin’in, yüzde 13,7’sini İtalya’nın, yüzde 11,7’sini Yeni Zelanda’nın, yüzde 6,9’unu Şili’nin, yüzde 5’ini Yunanistan’ın yüzde 1,7’sini Fransa’nın, yüzde 1,3’ünü Türkiye’nin, yüzde 1’inin İran’ın karşıladığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Türkiye’de 1994 yılında 7 tonla başlayan üretim, 2000 yılında 1400 tona, 2003’de 5 bin 500 tona, 2006’da 10 bin 962 tona, 2009’da 23 bin 689 tona, 2012’de 37 bin 247 tona, 2013’de 41 bin 635 tona yükseldi. 2014 yılında 31 bin 795 tona inen üretim, 2015 yılında 41 bin 640 tona çıktı. Bitkisel üretim ikinci tahmin verilerine göre, 2016 yılında kivi üretiminin, geçen yıla göre, yüzde 7,9 artışla 44 bin 943 tona yükseleceği tahmin ediliyor. Buna göre, 2000-2016 döneminde kivi üretimi 32,1 katına çıkmış olacak.

1994 yılında üretimine başlanan kivi, 22 yılda 303 bin 169 ton üretim, cari fiyatlarla 747 milyon 655 bin 352 liralık, 2015 fiyatlarıyla 1,1 milyar liralık üretim değeriyle ülke ekonomisine büyük katkı yapmıştır.

Kivi meyvesi özellikle çay ve fındığın yetiştirildiği Doğu Karadeniz Bölgesinde yöre çiftçisi için alternatif bir ürün haline gelmiştir.

 

-Üretim tüketimi karşılayamıyor-

 

Yine de üretimimiz tüketimi karşılayamıyor. Tüketimimizin yaklaşık yüzde 8’ini ithalatla karşılıyoruz. Ülkemizde kivi üretimi yapılmayıp tamamını ithalatla karşılamış olsaydık, 2015 yılında 45 bin 394 ton ithalat karşılığı 35 milyon 19 bin 669 dolar döviz ödeyecektik.2015 yılında ise 199 bin 834 dolarlık ihracata karşılık 2 milyon 896 bin 75 dolarlık ithalat yapılmıştır. İthalatın yüzde 67,9’u İran’dan yapılmıştır.”

Türkiye’de 24 ilde kivi üretimi yapıldığı bilgisini veren Bayraktar, “kivi üretiminde ilk sırada yer alan ilimiz 18 bin 892 tonla Yalova’dır. Yalova’yı, 6 bin 263 tonla Ordu, 5 bin 126 tonla Rize, 2 bin 715 tonla Samsun, 1880 tonla Giresun ve 1829 tonla Trabzon izlemektedir” dedi.

 

-Yapılması gerekenler-

 

İç tüketimimizi karşılayamadığımız kivi de üretim artışı sağlayabilmemiz için üreticilerin desteklenmesi gerektiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Üreticilerimizin kivilerini her yıl yapılan ölçümler sonucu ilan edilen hasat zamanına uyarak ve hasat tarihini her yıl özenle takip ederek hasat etmeleri ve pazara sunmaları kendi menfaatleri açısından fevkalade önem taşımaktadır.

Kivi meyvesiyle ilgili yaşanan diğer bir sorun da soğuk hava depolarının ve ambalajlama tesislerinin yetersiz oluşudur. Yeterli düzeyde soğuk hava deposunun bulunmamasından dolayı üreticiler hasat ettikleri kiviyi biran evvel satmak zorunda kalmakta ve tüccarda bu durumu avantaja çevirerek düşük fiyattan alım yapmaktadır. En fazla Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan bu sorundan dolayı depolanamayan ürün kısa zamanda tüketilmekte ve bundan sonraki süreçte ise ithalat yoluna gidilmektedir. Gerek ürünün pazara inmesinin kontrolü ve gerekse fiyat avantajı açısından önemli bir unsur olan soğuk hava deposu tesislerinin yaygınlaşması büyük önem taşımaktadır.

Kaliteli fidanın bulunamaması, kivi bahçelerinin uygun biçimde terbiye edilip taçlandırılamaması, yaz ve kış budamalarının genellikle yanlış ve yetersiz yapılması, bahçelerde yeterli oranda tozlayıcı erkek çeşitlerin olmaması önemli yetiştiricilik sorunlarıdır.

Özellikle ticari anlamda yetiştiriciliğinin yeni yeni yapılmaya başlandığı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tekniğine uygun bir şekilde bahçelerin kurulmaması önemli bir sorundur. Kivi üreticilerinin uzman ve bilirkişilerle diyalog halinde çalışmaları gerekmektedir.

Diğer taraftan kivi üreticileri yetiştirme, budama, gübreleme konusunda yetersiz olduğundan eğitim almaları gerekmektedir. Kaliteli yüksek verimli çeşitlerin çiftçiye ulaştırılması için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Ayrıca kivi meyvesinin de ürün bazında desteklemelere dahil edilmesi bölgenin ekonomik ve sosyal gelişmesinde katkı sağlayacaktır. Kivide yaşanan sorunların çözümü için, öncelikle Türkiye Kivi Merkez Birliği kurulmalı ve kiviyle ilgili desteklemeler Kivi Üretici Birlikleri kanalıyla yapılmalıdır.

15 Eylül-1 Nisan tarihleri arasında kivi ithalatını engelleyici önlemler alınmalıdır. İç tüketimin artırılmasına yönelik kivinin tüketiciye tanıtılması amacıyla tanıtım filmleri hazırlanmalı ve kivi tanıtım grubu oluşturulmalıdır. Yüksek kalite fidan üretimi için Kivi Üretme İstasyonları kurulmalıdır.

Kivi hastalık ve zararlıları ile ilgili yeterli araştırma mevcut değildir. Kivi üretiminde hormon uygulamaları yapılmaması için üreticilerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir.”