-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-Birçok sektöre hammadde sağlayan pamukta bu sezon ekim alanlarında artış oldu”
-“Pamuğa verilen prim desteğinin bu yıl 65 kuruştan 75 kuruluşa çıkarılması, pamuğun alternatifi olan mısırda desteğin geçen yıllara göre düşük kalması bu artışta etkili oldu”
-“Üretimde yaklaşık yüzde 20’lik bir artış bekliyoruz”
-“Üreticilerimizle yaptığımız görüşmelerde verimin geçen yıla nazaran daha iyi olduğu görüşü yaygın. Ancak kesin durum hasat sonunda netlik kazanacak”
-“Ortalama maliyetin 1,85 olduğu pamukta, sürdürülebilirlik için fiyat, psikolojik sınır olan 2 liranın altına düşmemelidir”
Ankara – 27.09.2016 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üreticinin “beyaz altın” olarak nitelendirdiği pamukta hasadın Adana ve Hatay’da başladığını belirterek, bu yıl üretimde yaklaşık yüzde 20’lik bir artış beklediklerini bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Adana ve Hatay’ın ardından hasadın önümüzdeki günlerde Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Aydın illerinde de başlayacağını belirtti. Bu yıl hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesinin bazı ürünlerde olduğu gibi pamukta da geçen yıla göre Ege ve Hatay yöresinde hasadın daha öne geldiğini vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Bu yıl iklim koşulları sebebiyle çıkışlarda sorunlar yaşanmış olması dolayısıyla hasadın kısım kısım yapılmasını ve daha geniş bir zamana yayılmasını bekliyoruz.
Üreticilerimizle yaptığımız görüşmelerde verimin geçen yıla nazaran daha iyi olduğu görüşü yaygın olsa da kesin durum, hasat sonunda netlik kazanacaktır. Bunun nedeni, şu anda hala Koçarlı’da kurt zararı gözlemleniyor olması, Ege Bölgesi ve Urfa’da da yaprak biti zararının geçen yıla nazaran daha fazla olduğu ve hasada girilmeyen yerlerde beyazsinek ve pamuk emici böceğinden hala korkuluyor olmasıdır. Bunların yanı sıra Ege Bölgemizin bazı yörelerinde çıkışta yaşanan problemlerin verime yansıyabileceği endişesi vardır.”
-Hasarsız toplama kalite için önemli-
Açıklamasında, pamukta kalitenin önemine de değinen Bayraktar, “Üreticilerimizin yetiştirme döneminde göstermiş olduğu dikkati hasat döneminde de, gerek elle gerek makineyle yaptığı hasatta, ürünün hasarsız toplanması ve bu açıdan azami dikkat göstermesi kalite açısından çok önemlidir” dedi.
Tekstil, yağ sanayisi ve hayvancılık gibi birçok sektöre hammadde sağlayan pamukta, ABD Tarım Bakanlığı’nın Temmuz ayındaki dönem sonu verilerine göre tüketimin yıllara göre azaldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bu durum New York Borsasında dünya fiyatlarında Temmuz ve Ağustos aylarında bir artışa sebep olduysa da beklenen seviyelere inmiştir. Ancak genel kanı, dünya stoklarındaki azalışın, diğer emtia fiyatlarında da olduğu gibi fiyatta bir düşüşe neden olmayacağı yönündedir.
-Ekim alanları arttı-
Dünya genelindeki gelişmelerin yanı sıra geçtiğimiz yıl 65 kuruş olan prim desteğinin 75 kuruşa çıkarılması olumludur. Üretimi önemli ölçüde ve gittikçe azalan pamuğa verilen destek yerinde bir karardır. Ayrıca, pamuğun alternatif durumundaki mısıra verilen destek priminin geçtiğimiz yıllara oranla düşük olması ve pamuk destek primindeki artış, pamuk üretimini cazip hale getirerek, ekim alanı artışı sağlamıştır. Bundan ötürü üretimde bu yıl, yaklaşık yüzde 20’lik bir artış beklenmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın önümüzdeki yıldan itibaren başlatılacağını duyurduğu Havza Modeli desteğinin de pamuk üretim artışına etkisi olacağını tahmin ediyoruz.”
-Maliyet 1,85 TL-
Pamuk yetiştirilen bölgelerdeki Ziraat Odalarından alınan bilgiler ışığında maliyetin bu yıl ortalama 1,85 TL olduğu bilgisini veren TZOB Genel Başkanı Bayraktar, şunları bildirdi:
“Hasadın henüz yüzde 1’in tamamlandığı şu günlerde Ege pamuğunun kilosu bugün itibarıyla 1,90 lira civarındadır. Pamuk üretiminde sürdürülebilirlik için fiyat, üreticimizin de isteği, psikolojik sınır olan 2 liranın altına düşmemelidir.
Endişemiz henüz hasadın başlangıcında şekillenen fiyatın daha da düşmesidir. Bu nedenle, depolarda kapasite artırımına gidilmeli veya ilave lisanslı depolar kurulmalı, lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsalarının hayata geçirilmesi sağlanmalıdır. Böylece hasat dönemindeki arz yoğunluğunun olumsuz etkisi giderilmiş olacaktır. Bu durum aynı zamanda sanayiciye her an kaliteli hammadde bulma imkânı sağlayacak, piyasada fiyatta istikrar oluşacak, üreticimizde ürününü değerine satacaktır.”