‘Tutum, Yatırım ve Türk
Malları’ haftası
“Üretmeliyiz,
sofralarımızda yerli malı tüketmeliyiz”
“Üretim açığımız olan
ürünlerde destek ve teşvikler artırılmalı”
ANKARA- 17.12.2023- Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Tutum, Yatırım ve Türk Malları
haftası ile ilgili yaptığı görüntülü basın açıklamasında “Yerli
ürün tüketiminde bilincin artırılması, tutumlu olmanın ve ülkemizde
yetiştirilen ürünlerin tüm halka tanıtılması amacıyla 1946 yılından bu yana
kutlanan ‘Tutum, Yatırım ve Türk Malları’ haftası son yıllarda değeri ölçüsünde
kutlanmıyor” dedi.
“Yerli
malı haftası bize ithal ürünler yerine eşsiz coğrafyamızda yetişen kendi
ürettiğimiz ürünlerimizi tanımamızı ve tasarrufun önemini hatırlatıyor” diyen
Bayraktar açıklamasına şöyle devam etti:
“Yerli
malının önemi tüm dünyada giderek artan gıda milliyetçiliğiyle kendisini
gösteriyor. Geçmiş yıllarda üretmenin, ülkemizde üretileni tüketmenin,
ürettiğini tüm dünyaya tanıtmanın önemi yerli malı haftasında daha fazla
vurgulanıyordu.
Bugün ise dünyada ülkeler gıda milliyetçiliğine vurgu yapar
hale geldi.
Gıda ve tarım ürünlerinin stratejik önemi
tüm dünyada artarken, gıdaya erişim gün geçtikçe zorlaşıyor. Birleşmiş
Milletler, 2022
yılında dünya üzerinde yaklaşık 783 milyon insanın açlıkla mücadele ettiği
açıkladı.
Küresel ısınma kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle 2050
yılında tahıl fiyatlarında yüzde 29’a varan oranda artış yaşanmasının muhtemel
olduğu ve bu durumda dünya üzerindeki milyonlarca kişinin daha açlık riskiyle
karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyor. Dünyada açlıkla mücadele devam ettiği
halde ne yazık ki açlık çeken ve yetersiz beslenen insan sayısı azalmıyor.
Açlığı yok edemediğimiz gerçeğinin yanı sıra bir tarafta da
gıda kayıpları ve gıda israfıyla karşı karşıyayız.
Dünya çapında tüketicilere sunulan gıdanın yaklaşık yüzde
17’sine tekabül eden 1 milyar ton gıda çöpe atılıyor. Dünyada son
dönemde yaşanan salgın, iklim değişikliği, savaşlar ve yarattığı ekonomik
krizler gıda üretimiyle fiyatlar üzerinde olumsuz etki yarattı.
Bu süreçte kendini gösteren gıda
milliyetçiliği, ülkelerin ihracat yasakları getirerek gıda stoklamalarına neden
oldu. İklim değişikliğinin getirdiği belirsizlikler, ülkeler arası bitmek
bilmeyen savaşlar önümüzdeki süreçte gıda üretimi ve tarım sektörünün önemini
daha fazla koruyacağını gösteriyor.”
“Dünyada 19 tarım ürününün
üretiminde ilk dörtteyiz”
“Ülkemiz dünyada, sebze, meyve başta olmak üzere hem çok
sayıda tarım ürününde ilk sıralarda yer alıyor, hem de ürün çeşitliliğiyle öne
çıkıyor.
Türkiye, fındık, kiraz, incir, kayısı ve ayva üretiminde
dünyada birinci, elma, Antep fıstığı, karpuz, kavun, salatalık, keçiboynuzu
üretiminde dünyada ikinci, mandalina, çilek, armut, vişne üretiminde dünyada
üçüncü sıradadır. Daha birçok üründe dünya üretiminde ilk 10’dadır. Fındık,
kuru kayısı, kuru incir ve nohut ihracatında dünyada lider konumdayız.
Taze kayısı, mandalina ve ayva ihracatında dünya ikincisi,
limon, mercimek ve kiraz ihracatında üçüncüsüyüz.
Ülkemizin 2023 yılı itibarıyla bal, et ürünleri, süt
ürünleri, meyve, sebze, mantar, peynir, tütün, tereyağı dahil katı ve sıvı
yağlar kategorilerinde toplam 452 coğrafi işaretli tarım ürünü vardır. Bu
ürünlerden 15 tarım ürünü AB coğrafi işaret tescili aldı.
AB’den coğrafi tescil almış son iki ürün ise Ayaş domatesi ve
Ezine peyniridir. Üreticinin ürettiği
ürüne değer katmak, dünyaya tanıtımını yapmak,
ülke markası yaratmak adına coğrafi
tescilli ürün sayısının artması önemlidir.”
“2023 ilk 10 ayda 20,4
milyar dolar tarım ve gıda ithalatı gerçekleşti”
“Tarımsal ürün üretimi ve çeşitliliği bakımından avantajlı
bir ülke olan Türkiye’nin tarım ve gıda ürünleri ithalatı, ihracatından fazla
artıyor. 2020 yılının ilk 10 ayında 12,1 milyar dolar tarım ve gıda ürünü
ithalatı yapılırken 2023 yılının aynı döneminde ithalat 20,4 milyar dolara
yükseldi. Son üç yıllık dönemde tarım ürünleri ihracatı yüzde 50 oranında
artarken ithalat yüzde 68,2 oranında arttı.
Üretim açığımız olan ürünlerde destek ve teşvikler
artırılarak yerli üretim artırılmalı, yerli malı kullanılmalıdır.
Okullarda çocuklara yerli ürünlerin
tüketiminin önemi öğretilmeli, tutumlu ve tasarruflu olma bilinci
aşılanmalıdır.
İthal ürünlere olan ilgilinin yerli ürünlerimize duyulması
için bilgilendirme ve tanıtım çalışmaları yapılmalı ve yerli malların
görünürlüğü artırılmalıdır.
Ülke olarak milli bir bilinçle hareket etmeliyiz. Bu
bilinçle vatandaşlarımız ne kadar çok yerli ürün kullanırsa, taleple birlikte
üretimimiz artar ve ithal ürünlere olan ihtiyaç azalır.
Çiftçilerimiz gece gündüz demeden çalışıyor ve üretiyorlar.
Bu ürünler kendi milli servetimiz, yerli ürünlerimizdir. Halkımız bu ürünleri
gönül rahatlığıyla alıp tüketmeli ve yerli ürünlerimize sahip çıkmalıdır.”