Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı Sonuçları Açıklandı

Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı Sonuçları Açıklandı

Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı Sonuçları Açıklandı

Yeni anayasa hazırlığı içindeki hükümete beklentilerini iletmek için Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı'nda bir araya gelen sivil toplum örgütleri, sonuç bildirgesini TOBB Ekonomi Üniversitesi salondu açıkladı.
Toplantıya TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, TİSK başkanı Tuğrul Kudatgobilik, Hak-İş Başkanı Salim Uslu, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız, Memur-Sen Genel Sekreteri Hadi Erdoğmuş, TÜGİK Genel Koordinatörü Hamdi Güler, TÜGİAD Başkanı Murat Saraylı, TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Günay, Tüsiad Ankara Daimi Temsilcisi Zafer Yavan, ve Anayasa Kadın Platformu temsilcisi Selma Acuner ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

Çalıştay sonuçlarının açıklandığı basın toplantısında konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Anayasa’nın ayrım değil, birlik sembolü olmasının yolunun Anayasa’yı hazırlama süreci ile yakından ilişkili olduğunu ve bu nadanla Anayasa tartışma sürecinin tasarımının, en az tartışma süreci sonunda ortaya çıkacak Anayasa metni kadar önemli olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin ihtiyacının sağlıklı bir Anayasa hazırlama ve tartışma süreci olduğunu düşünen Ekonomik ve sosyal Konsey’in hükümet dışı kanadını oluşturan TOBB, TZOB, Türk-İş, Hak-İş, Kamu-Sen, TESK ve TİSK başkanları olarak 25 Eylül’de bir açıklama yapmış ve Anayasa hazırlama sürecinin en az Anayasanın içeriği kadar önemli olduğunu ifade ederek, yeni Anayasa’nın dayanması gereken temel ilkelerin bir tartışma süreci içinde belirlenmesinin yararını vurgulamıştık.
Türkiye Barolar Birliği, TÜSİAD, TÜRKONFED, MÜS İAD, Memur-Sen, TUSKON, ASKON, TÜGİK, KAGİDER, KADER, TÜGİAD ve Televizyon Yayıncıları Derneği’nin de katılımıyla “Anayasa Platformu” daha da genişlemiştir.

Amaç, Anayasa konusunda kesin bir toplumsal uzlaşma sağlamak değil, Anayasa gibi ortak iradeyi yansıtması beklenen en temel yasanın, en temel ilkeleri konusunda vatandaşların doğrudan ve üye oldukları sivil toplum ve meslek kuruluşları aracılığıyla katılacakları ve kendi aralarında tartışacakları bir ortam oluşturmaktadır.
Bu amaca yönelik olarak düzenlediğimiz Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı, katılımlı bir tartışma sürecini başlatarak hedefine ulaştı. Çalıştaya 83 sivil toplum ve meslek kuruluşunu temsil eden 250 kişi katıldı.
Ancak bu çalıştayın bir son değil bir başlangıç olduğunu hatırlatmak istiyorum. Kısa bir süre içinde üç ihtisas komisyonu kurularak çalışmalara başlayacak. Bu ihtisas komisyonları; dengeleme ve denetleme mekanizmaları komisyonu, kamu yönetiminde etkinlik komisyonu ve ekonomik sosyal haklar komisyonu olacak.
Bunun yanında Şubat ayı içinde İstanbul’da da arama konferansı yöntemiyle katılımlı bir çalıştay daha gerçekleştireceğiz.
Ancak unutulmamalıdır ki; bu sürecin gerçek sahipleri kamuoyunun ve toplumun kendisidir. Bizlerin rolü, sürecin yürümesi için gerekli adımları atmak ve tartışmaya, doğru ortamı sağlamaktan ibarettir. Anayasa yapım sürecine, siz ne kadar sahip çıkarsanız Anayasa o kadar sizin olur” dedi.

Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı Sonuç Raporu Özeti
1. Anayasa bireyi esas alan bir anlayışla kaleme alınmalıdır.
2. “Eşitlik” ilkesine ilişkin sonuçlar:
a. Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir hükmü Anayasada muhafaza edilmelidir, hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılmamalıdır.
b. Engellilerin, yaşlıların, gençlerin ve çocukların hakları bu konudaki uluslararası sözleşmeler uyarınca öncelikli olarak korunması güvence altına alınmalıdır.
c. Kadın-erkek eşitliğinin uygulamada da hayata geçirilmesini sağlayacak anayasal tedbirler alınmalıdır. Bu amaçla, özellikle kadınlar açısından sosyal ve siyasi alanda “pozitif ayrımcılık” ilkesinin etkin bir biçimde uygulanmasını sağlayacak nitelikte anayasal düzenlemeler yapılmalıdır.
3. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin sonuçlar:
a. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır.
b. Başta “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” ve “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşmelerin hükümlerine aykırı kısıtlama yapılmamalıdır.
c. Düşünce, ifade ve basın özgürlükleri etkin biçimde teminat altına alınmalıdır.
d. Okul öncesi eğitim ve 12 yıllık temel eğitim zorunlu olmalıdır. Herkes bu haktan eşit ve ücretsiz olarak yararlanmalıdır. Bu hak ebeveynler dahil hiç kimse tarafından engellenememelidir.
e. Kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli, grevli, sendikal hakları tanınmalıdır.
f. Sosyal devletin bir gereği olarak sosyal güvenlik hakkı tüm çalışanlara eşit biçimde sağlanmalıdır.
g. Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı ile canlı ve cansız varlıkların “sürdürülebilir yaşamı” güvence altına alınmalıdır.
4. Seçme, seçilme hakkı ve siyasi partilere ilişkin sonuçlar:
a. Seçmenle temsilcileri arasındaki bağların güçlendirilmesini sağlayacak tedbirler alınmalıdır. (Bu amaçla, İki turlu dar bölge seçim sistemi düşünülebilir).
b. Mevcut seçim sistemi korunacaksa ülke barajı temsilde adaleti sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
c. Anayasa’da; “demokratik devlet” ilkesinin tam anlamıyla uygulanmasını ve siyasi katılımın bireyler ve sivil toplum örgütleri düzeyinde teşvik edilip artırılmasını sağlayacak hükümlere yer verilmelidir.
d. Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmelidir.
e. Siyasi partilerde demokratik işleyiş anayasal güvence altına alınmalı, partilerin finansmanı şeffaflaştırılmalıdır.
5. Yasama ve yürütme organlarının yapısı, işleyişi, görev ve yetkilerine ilişkin sonuçlar:
a. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkilerde bir tarafın diğerine üstünlüğünü engelleyecek biçimde yeniden tanımlanmalıdır.
b. Yasama organının iki meclisli olarak yeniden düzenlenmesi düşünülebilir.
c. Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır.
d. Cumhurbaşkanı’nın yetkileri sınırlandırılmalıdır.
e. Yerel yönetimler güçlendirilmeli; aynı ölçüde “hesap sorulabilirliği”, “şeffaflığı” ve “katılımcılığı” artırılmalıdır.
f. Üniversitelerin bilimsel, mali ve idari özerkliği sağlanmalıdır.
g. YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK ve benzeri düzenleyici ve denetleyici kurumlar anayasal güvence altında bütünüyle özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır.
6. Yargı organın yapısı, işleyişi, görev ve yetkilerine ve “Hukuk Devleti” ilkesine ilişkin sonuçlar:
a. Yargı bağımsızlığının sağlanması amacıyla hakimlik teminatı anayasada muhafaza edilmelidir.
b. Hakim ve savcılara ilişkin mesleğe alınma, denetim ve özlük konularının “Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu” tarafından yürütülmesi sağlanmalıdır.
c. “Hukuk Devleti”nin güvencesi olan yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanmalı, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’na siyasi müdahale olmamalı, Kurul üyeleri hakim ve savcılar tarafından seçilmelidir.
d. Yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalıdır.
e. “İddia” ve “Savunma” makamlarının eşit konumlanması sağlanmalı; Anayasaya “Savunma bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur.” hükmü konularak savunma makamı anayasal güvenceye alınmalıdır.
f. İdari yargıda birlik sağlanmalıdır.
g. İdarenin bütün işlem ve eylemleri istisnasız yargı denetimine tabi olmalıdır.
h.“Kamu Denetçiliği” (Ombudsperson) anayasal bir kurum haline getirilmelidir.
7. Meclise tasarı sunma ve kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkı, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerine de tanınmalıdır.
8. Anayasanın ekonomik boyutuna ilişkin sonuçlar:
a. Ekonomik istikrarı ve iyi işleyen bir piyasa mekanizmasını esas alan bir ekonomik model “Sosyal Devlet” ilkesi de gözetilerek anayasada düzenlenmelidir.
b. Tarım, sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde piyasaların işleyişinin yetersiz kaldığı veya bölgesel dengesizliklerin baş gösterdiği hallerde tarımsal destekler başta olmak üzere, etkin bir devlet yardımları sisteminin hayata geçirilmesi için devletin gerekli önlemleri alması anayasal güvence altına alınmalıdır.
c. “Ekonomik Sosyal Konsey” anayasal bir kurum haline getirilmelidir.
d. Kamu kaynağı kullanılan bütün bütçeler hesap sorulabilirlik esasına dayanılarak, şeffaf ve denetime açık olmalıdır.